Humor me tradutor Turco
435 parallel translation
If I were Brutus now and he were Cassius, he should not humor me.
Ben Brutus olsaydım, o da Cassius olsaydı böylesine hor görebilir miydi Sezar beni?
Don't humor me!
Bana deli muamelesi yapmayın.
Oh, professor, please don't try to humor me.
Profesör, lütfen benimle dalga geçme.
Humor me.
Biraz idare et.
You say that to humor me.
Ruhumu okşamak için mi söyledin?
It really touches me, the way you people humor me day after day.
İnsanların benle ilgili yorumları gerçekten dokunuyor bana.
- Please, Ana, humor me, we are old friends, no? - Yes
- Lütfen Ana, yapma biz eski arkadaşız, değil mi?
Don't humor me.
Benimle böyle konuşmayın!
Well, perhaps so, but humor me.
Öyle olabilirler, ama hoşuma gitti.
- Humor me, Lou.
- Rahatlat beni Lou.
I like when you kids just humor me.
sizi küçükken daha çok seviyordum.
Humor me, okay?
Çok komik?
- well, humor me.
- Beni eğlendir.
Humor me.
Beni güldürüyorsun.
So humor me.
Bir bakayım.
Humor me.
Benimle dalga geçme.
But humor me?
Rica etsem?
You should humor me.
Keyfimi yerine getirmelisin.
Just humor me, will you, please, and look?
Sadece bana güven, güvenir misin, lütfen ve bak.
- Humor me.
- Güldür beni.
Just humor me, please.
Sadece dediğimi yap, lütfen.
Marge, you don't have to humor me.
Marge, benimle dalga geçme.
Humor me.
Beni duydun.
If I tell you the fact, you will humor me.
Eğer sana gerçeği söylersen, dalga geçersin. - Geçmeyeceğim.
Hey, humor me.
Bana iyilik yapın.
Humor me.
Bana bir iyilik yap.
- Just humor me. Look, come on.
Esprili ol.
Humor me.
Eğlendir beni.
For instance, in a way, there's humor in the master sending me out in the middle of the night to buy trinkets for the pretty governess.
Misal, efendinin şakasına gelirsek güzel mürebbiyeye biblo almam için... gece yarısı beni dışarı göndermesi.
I like to be with you, and it puts me in a good humor.
Yanında olmak hoşuma gidiyor. Neşeleniyorum.
And though I was not snoring, I shall snore, gape, sneeze, laugh or cry... as the humor strikes me, such being my prerogative.
Ayrıca mırıldanıp durmuyorum, ama- -
O Brutus, have you not love enough to bear with me, when that rash humor that my mother gave me makes me forgetful?
Ah Brutus! Bana katlanacak kadar sevemez misin beni? Bağışlayamaz mısın beni, kanıma anamdan geçen bu öfke huyu çileden çıkardığı zaman beni?
I was in a murdering humor, I even thought to lure them into my castle and from the ambush, slaughter 20 or 30, of the naked wretches.
Öldürme duyguları beni sardı, hatta onları kale'me çekip pusuya düşürmeyi bile düşündüm, bu çıplak canavarların 20 - 30 tanesini öldürebilirdim.
If you knew me a little better, Mr. Crabtree... you'd realize that I'm almost totally devoid of a sense of humor.
Beni biraz tanısaydınız Bay Crabtree espri anlayışından tamamen yoksun olduğumu bilirdiniz.
I mean, really, colonel, if it is a joke, it suggests a sense of humor quite beyond me.
Yani bir şakaysa Albay, doğrusu beni çok aşan bir espri anlayışı.
You and your humor, you murder me.
Söylesene sen hiç durmaz mısın?
my Queen, a noise sobrecogedor has woken up me... putting myself of terrible humor.
Kraliçem son derece korkunç bir gürültü beni uyandırdı... ve bu beni çok öfkelendirdi.
I've developed this strange sense of humor and it sometimes gets me into trouble.
Son zamanlarda böyle tuhaf bir espri anlayışı gelişti bende ve zaman zaman da başımı belaya sokuyor.
Though you may not be prepared to apologize to Frank, I expect you to apologize to me... when you have regained your... humor... and your manners.
Frank'ten özür dilemeye niyetin olmasa da keyfin ve tavırların düzeldiğinde... benden özür dilemeni bekliyorum.
You're not gonna make me laugh, I don't have a sense of humor.
Beni güldüremezsin çünkü ben şakadan hiç anlamam.
Rex, I wanted to tell you that I think your forthrightness is refreshing and your dry wit and your humor, it cracks me up.
Rex, açık sözlülüğünün, zekanın ve mizah anlayışının harikalığını söylemek istedim. Beni kahkahalara boğuyorsun.
Maybe you will spare me your feeble attempts at humor... and save them for the shopkeeper at the corner.
Belki de o zayıf mizah anlayışınızı... Bana karşı kullanmak yerine köşedeki bakkala gitmek için saklayabilirsiniz.
You teach me to drive, I'll help you with your sense of humor.
Sen bana sürücülüğü öğret ben de senin espri anlayışını geliştirmene yardım ederim.
Don't tell me you lost your sense of humor already.
Espri anlayışını şimdiden kaybettiğini söyleme.
You mess with me, and you better have a goddamn sense of humor... the size of Lake Michigan to find something to laugh about.
Eğer benimle uğraşırsan birşeylere gülmek için.. .. Michigan gölü kadar bir mizah anlayışın olsa iyi olur!
To be honest, people find me... cold cerebral, lacking in humor...
Dürüst olmak gerekirse, insanlar beni... soğuk, beyinsel ve mizahtan yoksun bulur.
I'll tell thee what, prince... a college of wit-crackers cannot flout me out of my humor.
Bakın ne diyeceğim Prens, bir alay çok bilmiş gelse keyfimi kaçıramaz.
You get to know me you'll find having a sense of humor will get you a lot.
Beni tanıdıkça espri anlayışının ne kadar işe yaradığını göreceksin.
Come on, just humor me.
Sadece benimle birlikte söyle.
Asked me where the humor section was.
Bana mizah bölümünün nerede olduğunu sordu.
Humor me.
Şaka yap.