English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I always think

I always think tradutor Turco

1,880 parallel translation
I always think of you.
Hep seni düşünüyorum.
And my son Cosimo, who died in Africa, tell him that I always think of him.
Ve Afrika'da ölen oğlum Cosimo'ya hep onu düşündüğümü söyle.
I always think the next funeral will be Gene's.
Her zaman bir sonraki gömülecek kişinin Gene olacağını düşünüyorum.
God, I always think I'm going to my own funeral when I listen to classical music.
Tanrım, ne zaman klasik müzik dinlesem, kendi cenazeme gidiyormuşum gibi geliyor.
Well, I always think clearly under pressure.
Baskı altında çok açık sözlüyümdür.
I always think about what I do.
- Yaptığım şeyleri her zaman düşünürüm.
Same thing I always think about.
Her zaman düşündüğüm şeyler.
I always think I'm too boring for you.
Senin için çok sıkıcı olduğumu düşünüyorum.
I always think better when it's cooler.
Serin havada daha iyi düşünürüm.
I know you think you live alone out here, but there's always something pushing you.
Biliyorum burada yalnız olduğunu düşünüyorsun, ama herzaman seni iten birşey vardır.
Always think of those that I miss.
Arzuladıklarımızı düşün.
But, I mean, we could always meet up afterwards at some post-party in someone's room...'cause I think Bart got a room.
Ama yine de sonrasında buluşup birisinin odasında biraz parti yapabiliriz. Çünkü sanırım Bart'ın bir odası var.
And I think sometimes I'm lucky my family didn't have money... because I always had to put myself out there.
Ve bazen ailemin parası olmadığı için kendimi şanslı hissediyorum... çünkü her zaman kendimi zorluyorum.
- Fine. As someone who's always involved in your love life... I think you should listen to me.
Tamam, aşk hayatına hep karışmış biri olarak bence beni dinlemelisin.
I have always admired Nerio Winch but today I think my proposal - this is the best option for the company that bears his name
Nerio Winch'e hayranlık duyardım. Ama bugün adını taşıyan şirketin karşılaşabileceği en iyi şey sanırım benim teklifim.
Well, I think Richard is a a good, safe bet. You know? He's the kind of guy that you've always gravitated toward.
Bence Richard garanti bahis.
I think, is an amazing entitlement to a people who are always trying to meld God and country.
Sanırım Tanrı ve Amerikayı aynı potaya koymaya çalışan... insanlar için harika bir dayanak.
I think I always sort of knew.
Sanırım bir şekilde hep biliyordum.
I think I've always loved her, from... from the first day I saw her.
Sanırım onu her zaman sevdim, ta ki... Onu ilk gördüğümden andan itibaren sevdim.
I think I've always loved Eric.
Sanırım hep Eric'e aşıktım.
'Cause even though I think he's an idiot... for willingly entering into the last legal form of slavery... he always looks really, really happy.
Çünkü o geri zekâlı adam, köleliğin son yasal şekli olan evliliğe adım atarken bile gerçekten çok mutlu görünür.
- I don't know. I think sexual jealousy always ways down a relationship.
Bilmiyorum bence seksüel kıskançlık hep ilişkiden götürüyor.
But I always stop and think too much.
Ama hep durup fazla düşünürüm.
I think there's just as much and as little to him as there always was.
Sanırım bu huy onda her zaman olan bir şeydi.
I n one ear and, I'd always think, straight out the same ear.
Bir kulağından girer, diğerinden çıkardı.
You know, I don't think that he should always be so passive.
Onun her zaman etkisiz olması gerektiğini sanmıyorum.
They always think I'll show them mercy.
Hep onlara merhamet göstereceğimi düşünüyorlar.
I want you to think real hard, think of something you always wanted to do with me.
Senden gerçekten iyice düşünmeni istiyorum. Benimle birlikte yapmak istediğin bir şey düşün.
I think if you always try, that's best.
Anlayamadım?
I think that we were always just trying to pretend like it was, but it's not.
Sanırım bizler her zaman güvenli bir yer yalanına inanıp durduk. Fakat güvenli değil.
Yeah, there's always that risk, but I still think that's the way to go.
Evet, o risk her zaman var, ama ben hâlâ izlememiz gereken yolun bu olduğunu düşünüyorum.
I think people should always try to take the bad things that happen to them and turn them into something good.
Bence insanlar başlarına gelen kötü şeyleri alıp onları iyi şeylere çevirmelidirler.
Things will never be the same because I am always gonna think... about you with those guys.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak çünkü seni hep o heriflerle beraberken düşüneceğim.
You know, I've always wanted a pad with a giant Lou Ferrigno statue so I think I've found it.
Hep kocaman Lou Ferrigno heykeli olan bir yer istemişimdir sanırım artık buldum.
I mean, I think he was still always proud to be an American but he was embarrassed about the things that his government was becoming.
Demek istediğim, sanırım o hep Amerikalı olmaktan gurur duymuştu. Ama kendi hükümetinin olmaya başladığı şeyden utanç duyuyordu.
- I'm sure Jason's a great guy, but I'll always think of you and Morgan as the perfect couple.
- Eminim Jason harika birisidir fakat ben her zaman sen ve Morgan'ı mükemmel çift olarak düşüneceğim.
I'll think of something, I always do!
Hep düşünürüm. - Ben de.
- I think it always pays worth asking.
Doğru olanı soru sormak olduğuna inanıyorum.
You know, I always get the feeling that you think I'm stupid or something.
Hep benim aptal olduğumu falan düşündüğün hissine kapılıyorum.
Chris knows what I think and that I'd always help him.
Chris, ona her zaman yardım edeceğimi biliyor.
I think if you always try, that's best.
Hep denemeye devam edersen bence en iyi budur.
I think that one has always been there, right?
Sanırım çizik her zaman oradaydı, değil mi?
He always lived in the shadow of St. Patrick, I think.
Aziz Patrick'in gölgesinde kaldığı için olsa gerek.
Actually I think I know why people don't always use condoms.
Aslında insanların niye her zaman prezervatif kullanmadığını biliyorum.
Do I always have to have the last word? I don't think so.
Her zaman son söz bana ait olmak zorunda mı?
I think I always sort of underestimated her.
Onu hep hafife aldım sanırım.
I don't think you always hated him.
Her zaman ondan nefret ettiğini sanmıyorum.
I should always think and talk about only you.
Hep seni düşünmek, hep seni konuşmak istiyorum.
Yeah, well, what's funny is I think there's a tendency for people to think that we're getting worse as a species... but the fact is we've always been this way.
Evet, ama komik olan şu ki, insanlar arasında daha da kötüye gittiğimize dair bir izlenim var ama işin gerçeği, biz hep bu yoldaydık.
I know you always say you can't, but I think you won't.
Biliyorum, öyle dersin hep, ama yapmazsın bence.
If you ask me, governor kern is only interested in keeping things the way they always have been, which is why I think you can beat her with one hand tied behind your back.
Bana sorarsan, Vali Kern sadece senin onu tek elinle arkanı dönmüş halde bile altedeceğini biliyor, ve elinde olan bir takım şeylerin bugünkü gibi kalmasını istiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]