I found these tradutor Turco
936 parallel translation
I found these books here. Was I reading these books?
Buradaki kitapları okuyor muydum?
- I found these papers.
- Bu kağıtları buldum.
After the brawl, I found these pages at The Poets'Cafe.
Kavgadan sonra bu sayfaları Şiir Kafe'de buldum.
I found these inside.
İçeride bunları buldum.
I found these letters.
Evde bu mektupları buldum.
I found these on a tramp hangin''round here.
Bunları bir serseri giyiyordu.
I found these with him.
Bunları yanında buldum.
I found these men in the village up ahead.
Bu adamları ilerideki kasabada buldum.
I found these in her suitcase.
Valizinde bunları buldum.
- Now, wait a minute. - I found these growing in the hall.
Bunları koridorda buldum.
I found these in the road.
Bunları yolda buldum.
Look, I found these in your dresser.
Bakın, bunu çekmecenizde buldum.
By the way, I found these travel dials.
Bu arada, bu seyahat telefonlarını buldum.
I found these poachers in the glen, sire.
Vadide bu kaçak avcıları yakaladık efendim.
I found these in the police records.
Bunları polis kayıtlarında buldum.
- I found these things in the house.
- Bu şeyleri evde buldum.
Well I found these magazines, you see, in the waiting room.
Oturma odasında bu dergileri buldum.
I found these in your backyard, in the pond.
Bunu arka bahçendeki havuzda buldum.
When I awoke, I found these on my belly.
Uyandığımda, bunları göbeğimde buldum.
Oh, he does that, too. I found these pictures hidden in his drawer.
Bu resimleri çekmecesinde buldum.
I found these in a heap under his bed.
Yatağının altında deste deste şu fotoğrafları buldum.
When I found brother's body... I found these three wax figurines on him
Abimin cesedini bulduğumda... bu 3 heykelciğide bulmuştum
I found these on the roof.
Bunu çatıda buldum.
I found I began to believe these things that I said.
Söylediğim şeylere inanmaya başladığımı fark ettim.
These books I read showed me that I'd found a truth.
Okuduğum kitaplar bana doğruyu bulduğumu gösterdi.
I've found something in these Keys worth fighting for.
Burada uğrunda savaşmaya değer bir şey buldum.
I'm not sure, but - but I think maybe I found a connection... between these jewel burglaries and the Dexter murder.
Emin değilim - ama sanırım bu mücevher soygunlarıyla Dexter cinayeti arasında... bir bağlantı bulduk.
No. All these years, I've found some one man who wanted my work one man who saw through his own eyes and thought with his own brain.
O yıllar boyunca benimle çalışmak isteyen, kendi gözüyle görüp kendi aklıyla düşünebilen birkaç kişi oldu.
Look, I found all these books about Musashino.
Bak, bulduğum bütün bu kitaplar Musashino hakkında.
Now, the thing that I want... I found one of these under my pillow.
şimdi söylemek istediğim şey... yastığımın altında bunları buldum.
I went through your luggage and found these things.
Eşyalarınıza baktım ve bunları buldum.
These orphans, I found them on the road...
Bu yetimleri yolda buldum.
Yes. I don't think there's a police force anywhere that could handle the panic if people found out these babies were loose.
O yaratıkların serbestçe dolaştığı öğrenilirse başlayacak paniği... hiçbir polis kuvveti bastıramaz.
I found commuting from Illinois pretty difficult these days so I've sort of become a Navy wife till the war's over.
Illinois'den buraya gelmeyi çok zor buldum ve savaş bitene kadar askeri bir eş oldum.
But then I thought, "Where do you get these ideas?" and I found no answer.
Ve sonra dedim ki, böyle fikirleri bana, ne, neden veriyor? Bu konuda hiç iyi bir neden bulamadım.
Look at these brand-new boots I found in the garbage.
Çöpte bulduğum o gıcır gıcır çizmelere baksana.
I found all of these... in the knothole of that old tree at different times.
Bütün bunları farklı zamanlarda... o yaşlı ağacın kovuğunda buldum.
I have on good authority from a close friend that these things are manufactured and then dumped into the water to be found by foolish American boy tourists.
Aptal Amerikalı turistler tarafından bulunması için o şeylerin özel olarak üretilip sonra da su altına yerleştirildiğini öğrenmiştim yakın bir dostumdan.
I found a whole lair of these silicon nodules of yours. - Hundreds of them.
Senin silikon nodüllerin yüzlercesini buldum.
And I also found about a million of these silicon nodules.
Bir de milyonlarca silikon nodül buldum.
I don't recognize these floor plans, but crosses have been placed just about where the bodies were found.
Bu kat planlarını çıkaramadım ama tam cesetlerin bulunduğu yerler çarpıyla işaretlenmiş.
These matches which I found in his coat pocket.
Bu kibriti onun ceketinin cebinde bulmuştum.
However, I found that the rest of my associates are also bothered by these anxieties.
Ancak, diğer çalışma arkadaşlarımda da endişeler göründü.
"These kids are a bunch ofbums." Then I finally found out when I got down here... that, goddamn it, the kids are right.
"Bu çocukların hepsi aylak." Sonra oraya gittiğimde çocukların haklı olduğunu gördüm.
i didn't want to seem a bit of an old fusspot just now, you know but it's just as easy to get these things right as they are easily found in the balpa handbook.
Arıza çıkarmak istemezdim ama bu tür şeyleri BUPB kuralları çerçevesinde kullanmalı.
I just found these, sir.
İçerde bunları buldum efendim.
I went out to the banister and these two policemen came in, found my mother... and... told her that I was killed in the fire.
Parmaklığa doğru gittim ve içeri iki polis girdi, annemi buldular... ve ona yangında öldüğümü söylediler.
The strange thing is that I found this skeleton in these rocks here.
İlginçtir ki işte burası bu iskeleti bulduğum kayalıklar.
Immersed in these thoughts I found myself approaching a world that was clearly inhabited a world I had visited before.
Bu düşünceler arasında kaybolurken kendimi terkedilmiş ve daha önce... hiç ziyaret etmediğim bir dünyada buldum
I got quite crazy, as a matter of fact. One of these people mentioned a certain man whom I don't like very much... and I started screeching about how he had just been found in the Bronx River... and his penis had dropped off from gonorrhea, and all kinds of insane things.
Oradakilerden birisi pek de hoşlanmadığım birisinden bahsetti ve ben de nasıl daha yakınlarda Bronx Nehri'nden bulunduğu belsoğukluğu yüzünden penisinin düştüğü gibi delice şeyler söyledim.
These people used to live comfortably in the Island now they end up like this I'm afraid the list can never be found
Bu insanlar adalarında... huzur içinde yaşarken... şimdi birden hırs küpü oluverdiler!
i found you 161
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found him 265
i found one 42
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found him 265
i found one 42
i found something 222
i found a job 16
i found a 18
i found this 211
i found that 17
these 760
theseus 51
these are my friends 112
these are for you 196
these things take time 64
i found a job 16
i found a 18
i found this 211
i found that 17
these 760
theseus 51
these are my friends 112
these are for you 196
these things take time 64
these are my parents 38
these days 368
these things happen 186
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these are delicious 19
these days 368
these things happen 186
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these are delicious 19