I have one question tradutor Turco
670 parallel translation
I have one question to ask of you.
Tek sorum var.
I have one question.
Bir sorum var.
I have one question, Dr Frankenstein.
Benim bir sorum var, doktor Frankenstein.
But I have one question. What does... "The injured party may make whatever she desires of this... document" mean?
Ancak bir sorum olacak. "Zarara uğramış taraf bu belgeyi istediği şekilde kullanabilir", ne anlama geliyor?
- I have one question, though.
- Bir şey soracağım.
- I have one question.
Bir soru.
I have one question.
Benim bir sorum var.
Bart, the entire town is howling for your blood... and before I join them, I have one question.
Bart, bütün kasaba senin kanın için ulurken ve ben de onlara katılmadan önce sana bir sorum var.
I have one question.
Bir tek sorum var :
I have one question to ask you, Mr Dixon :
Size tek Bir sorum var, Bay Dixon :
- Go on, I have only one question.
- Lütfen devam edin, birkaç soru soracaktım.
I have one question :
Tek bir sorum var :
There's only one way I'd like to answer that question but I'd have to be out of uniform and off duty.
Bu soruyu cevaplamanın bir yolu var ama üniformasız ve serbest olmalıyım.
I have one more question.
Bir şey daha soracağım.
- Are there any questions? - Well, I have got one question.
- Soracağın şeyler var mı?
But to answer your question, I'm the only one who doesn't have it.
Sorunun cevabı, bir tek bende yok.
I only have one question...
Tek bir sorum var.
I only have one question.
Benim size soracağım bir tek soru var.
I just have one more question here.
Sadece bir tek sorum daha var.
Before you answer, Comrade Director I have one more question
Yanıt vermeden, Müdür Yoldaş. ... bir sorum daha var.
Your Excellency, I have one more question!
Ekselansları, bir şey sorabilir miyim?
Anyway, I have just one question for myself.When do you leave?
Her neyse, kendi adıma sadece bir sorum var. Ne zaman gidiyorsun?
I have a question no one has answered yet.
Henüz hiç kimsenin cevaplamadığı bir sorum var.
I have but one question for you.
Size sadece tek bir sorum var?
Excuse me, I just have one question.
Affedersiniz, tek bir sorum var.
Mac, I have just one question about rappelling :
MacGyver iniş konusunda sorum var :
- There's one question I have to ask you.
Sana sormam gereken bir soru var.
I have only one question for Mr. Melon... in 27 parts.
Bay Melon'a sadece bir sorum var 27 parça halinde.
I just have one giant question.
Sadece bir sorum olacak.
I have only one more question, Miss.
Bu genç bayana bir soru daha sormak istiyorum.
I only have one brother to question, and the entire matter is resolved.
Sadece bir kardeşi sorguladığımda bütün mesele çözülecek.
I do have one question, though.
Yinede bir soru sormak istiyorum.
I just have one question.
Sadece bir soru soracağım.
Look, I only have one question.
Bakın, benim sadece bir tek sorum var.
But I have one more question. Very minor.
Ama bir sorum daha var.
One more question while I have you here.
Sen buradayken sadece bir soru daha.
I just have to ask that doctor one more question.
Doktora son bir soru daha sormam gerekiyor.
I have just one more question before I call Airmen O'Malley and Rodriguez.
Albay, Havacı O'Malley ve Rodriguez'i çağırmadan önce sadece bir sorum daha var.
- The details happen to be important. Yes, but I have only one question for you. - Do the facts matter or don't they?
Holdingler, örneğin White Westing House, GE vb.
I have answered your question, so you have to answer one of mine.
Ben senin sorunu yanıtladım, şimdi de sen cevap ver...
Everything's going fine, but I have one small question.
Yerlerinize. Her şey güzel olacak ama küçük bir sorum var.
I have one more question.
Bir sorum daha var.
One moment, Darlington, I have another question to put to our good man here.
Bir saniye, Darlington. İyi dostumuza bir sorum daha var.
I just have one question?
Bir sorum var.
I see. I just have one question for you.
Sana sadece bir sorum var.
But I just have one more question.
Ama benim bir tek sorum daha var.
I usually send for them. - There is one question I have to ask you, Monsieur Vizzini.
Size sormam gereken bir soru var, Mösyö Vizzini.
I have just one question :
Tek bir sorum var :...
Still, I have one small question.
Gene de ufak bir sorum var.
No. Not that question, Dad. Well, that's the only one I have an answer to, Son.
Hayır soracağım o değildi baba.
We all know I'm not gonna get this part but before I go, I have to ask you one question.
Hepimiz bu rolü alamayacağımı biliyoruz ama gitmeden önce bir şey sormak istiyorum.
i have one question for you 16
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i have a gun 76
i have no idea what i'm doing 30
i have a boyfriend 155
i have nothing to do 23
i have no idea 2703
i have to go to school 22
i haven't yet 29
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i have a gun 76
i have no idea what i'm doing 30
i have a boyfriend 155
i have nothing to do 23
i have no idea 2703
i have to go to school 22
i haven't yet 29
i have to go now 300
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i have a wife 82
i haven't 1248
i have to tell you something 352
i have nothing to do with it 22
i haven't decided yet 126
i have something for you 390
i haven't got time 37
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i have a wife 82
i haven't 1248
i have to tell you something 352
i have nothing to do with it 22
i haven't decided yet 126
i have something for you 390
i haven't got time 37