I proposed tradutor Turco
730 parallel translation
Because when I proposed to her, I thought she only had $ 7 million.
Çünkü evlenme teklif ettiğimde sadece 7 milyonu var sanıyordum.
Many, many years ago, in the dear, dim past I proposed to your mother.
Uzun yillar önce, çok uzak geçmiºte... ... annenize evlenme teklif ettim.
I suppose I proposed to you!
Evlenme teklifini ben mi ettim?
"Oh, Walter!" I was tight when I proposed to you.
"Ah, Walter!" Teklifi yaparken sarhoştum.
I proposed a scheme to confuse the imaginary Mr. Owen.
Hayali Bay Owen'in aklını karıştırmak için bir plan teklif ettim.
I proposed to you, like this.
Ben sana ettim, aynen şöyle.
- I proposed marriage. - Proposed to whom?
- Evlilik teklifi ettim.
I proposed and Mr. Tyson accepted.
Ben yaptım Ve Bay Tyson kabul etti.
I know I proposed something.
Bir şey teklif ettiğimi biliyorum.
It was Captain Wiles here who persuaded me to call and tell Mrs Rogers what I proposed to do.
Bayan Rogers'a gelip, ne yapmayı.. .. düşündüğümü anlatmaya beni Kaptan Wiles ikna etti.
Would you laugh if I proposed to you?
Size evlenme teklif etsem, bana güler misiniz?
The night I proposed, I cried like a baby.
Ona evlenme teklifi ettiğim gece, bebekler gibi ağlamıştım.
- I proposed?
İstediğim gibi mi?
Gustavo has been kept at the conference, so I proposed to take your mother to the opera.
Gustavo'nın konferansı hala devam ediyor ben de annene operaya giderken eşlik etmeyi teklif etmeye geldim.
When I proposed to her to run away with me to America or Switzerland, perhaps I did it out ofthe most complete respect, and I did more harm to myselfthan to anyone else.
Kendisine, benimle kaçıp Amerika veya İsviçre'ye gelmesini teklif ettiğimde belki de en çok ona saygı besliyordum ve herkesten fazla, kendime zarar verdim.
I proposed the Scottish style.
Aklımda İskoç tarzı vardı.
I told them I proposed replacing Nikolasha with myself and was leaving for headquarters to take command.
Onlara karargâhta komutayı almak üzere ayrıldığımı, benim yerime de Nikolasha'nın geçmesini önerdiğimi söyledim.
I proposed doing studies.
Çalışmalar yapmayı önerdim.
I was very upset, and I proposed a toast :
Çok sinir olmuştum. İçkiye davet konuşmamda ;
You see, what I proposed is a little trade-out.
Ona küçük bir takas teklif ettim.
You said that the first time I proposed to you, sweetie.
Sana ilk evlenme teklifi yaptığımda söylemiştin.
Since I did not have the necessary capital, she proposed to sell her jewels for cash. I accepted this proposition.
Yeteri kadar sermayem olmadığından nakit yerine geçmesi için mücevherlerini koymayı teklif etmişti.
If I had known when I first saw you... that you were only a telephone operator instead of a swell... I'd have proposed to you right on the spot.
Seni ilk gördüğüm anda zengin biri değil de santral görevlisi olduğunu bilseydim hiç beklemeden çıkma teklif ederdim.
But, darling, you proposed to me... and I've accepted you...
Sevgilim, bana teklif yaptın... Ben de kabul ettim...
The second is if you will come to paris, if you will consider then the pooling of resources, the alliance that i have already proposed to you, i can definitely guarantee that in a very few days you will have at least a half a million french francs.
İlk yapılacak şey bu. İkincisi, Paris'e gelirseniz, varlıklarımızın birleştirilmesi daha önce teklif etmiş olduğum ittifak içinde bir kaç gün sonra en az yarım milyon Frangınız olacağını garanti ederim.
Personally, I wouldn't marry a man who proposed to me over an invention.
Ben davet üstüne evlenme teklif eden bir erkekle evlenmezdim.
I think i've discovered why dorian hasn't proposed to me.
Elbette güzelsin. Dorian'ın neden bana evlenme teklifi etmediğini anladım.
He proposed to me there and I said yes.
Bana evlenme teklif etmişti, ben de evet demiştim.
I think I can see it all now... Except, I wonder what he proposed to do with the body when the time came.
Zamanı geldiğinde cesetle ne yapmayı tasarladığını merak etmek dışında... sanırım, artık her şeyi anlayabiliyorum.
I do not know what is being proposed.
Adamlarım hakkında ne düşündüğünüzü bilmiyor gibi davranmayacağım.
If I were younger and single and proposed to you, would you accept?
Eğer genç ve bekar ve sana önerilmiş olsaydım, kabul edermiydin?
But ere we could arrive the point proposed, Caesar cried, "Help me, Cassius, or I sink!"
Ama karşı kıyıya ulaşmadan "Yetiş Cassius, boğuluyorum." diye bağırdı Sezar.
I haven't proposed and she hasn't accepted.
Evlenme teklifi yapmadım, ve o da kabul etmedi.
I'm interested in some proposed air bases your army's building in Portugal.
Ordunuzun Portekiz'de inşa ediyor olduğu bazı hava üsleriyle ilgileniyorum.
I was 18 years old, too when your father proposed.
Baban bana evlenme teklifi ettiğinde ben de 18 yaşındaydım.
So I just up and proposed that we get married.
Bu yüzden ben ayağa kalktım ve evlilik teklif ettim.
I've proposed to her.
Evlenme teklif ettim.
I never proposed yet I got a wife and three kids and a grabbing ulcer.
Ben kimseye evlilik teklifi etmedim, yine de evliyim, üç çocuğum ve ülserim var.
I have proposed that she retires to a convent.
Ona bir manastırda inzivaya çekilmeyi önerdim.
I feel bound to say that I consider it a great honor that you have chosen my candidate, the man that I was first to be proposed as your representative in the State Senate.
Kendimi, bunun büyük bir onur olduğunu söylemek zorunda hissediyorum. Senatoda sizleri temsil etmesi için benim önerdiğim kişiyi benim adayımı seçtiniz.
But then, after you had proposed to... I mean, when you'd asked me to marry you... I was too embarrassed to send a real picture of me.
Daha sonra, teklifiniz gelince yani, bana evlenme teklif ettiğinizde size kendi resmimi göndermek istedim.
I'm getting married. Tom proposed, I said yes and we're planning a New Year's Eve wedding. Aah!
Tom teklif etti, ben de evet dedim ve bir yılbaşı gecesi düğünü planlıyoruz.
I have proposed go to their parties.
Partilerine gitmeyi ben istedim.
You know, I already proposed to a woman once.
Biliyor musun, bir kez teklif etmiştim.
Yes, I have been proposed to and have accepted the hand of
Evlenme teklifi aldım ve teklifini kabul ediyorum...
"I have proposed to the legislature " that you be awarded a Medal of Valor, " honoring your distinguished service in the capture of Jack Strawhorn.
" Jack Strawhorn'un tutsak alınmasında senin seçkin hizmetini onurlandırmak için, yiğitlik madalyası verilmesini ben yasama organına teklif ettim.
I needed a second opinion on our proposed land purchases there.
Oradaki toprak satın alma önerisiyle ilgili ikinci bir fikre ihtiyacım vardı.
I was the one who proposed.
Teklifi yapan benim yahu.
You all know that we have had a visit from the municipality... and today I have heard we have been awarded the grant... for the proposed gymnasium.
Belediyeden yetkililerin okulumuzu ziyaret ettiğini biliyorsunuz. Bugün de bahsi geçen spor salonu için okulumuza hibe verileceği söylendi.
I'm really... excited that you proposed to me.
Evlenme teklifin... beni gerçekten heyecanlandırdı.
He had inherited a small farm, and knowing I was running out of money, proposed that I come back South and live on it.
Kendisine küçük bir çiftlik miras kalmış ve parasız olduğumu... düşünerek, güneye dönüp orada oturmamı önermişti.