English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I want to die

I want to die tradutor Turco

3,356 parallel translation
I want to die for them.
Onlar için ölmek istiyorum.
I want to die.
Ölmek istiyorum.
Now I want to die.
İşte şimdi ölmek istiyorum.
- I want to die.
- Ölmek istiyorum.
♪ oh, I want to die
* Ölmek istiyorum *
I want to die in my faith.
İnancımla ölmek istiyorum.
Please, let me decide when I want to die.
Lütfen, ölmek istediğim zamana karar vermeme izin verin.
Say that you're mine, or else. I want to die...
Benim olduğunu söyle, yoksa ölürüm de.
I want to die but not before having a Thai massage.
ben ölmeden önçe Thai masajı yaptırmak istiyorum.
I want to die by love if they manage to kill us then their hatred wins.
Aşkın için ölmek istiyorum. Eğer bizi onlar öldürürse'nefret'kazanacak.
I'll want to die, too... with you.
Ben de ölmek isterim seninle.
Personally, I don't want to die.
Şahsen ben ölmek istemiyorum.
I don't want to live with pulling the plug on somebody. Let's just let Pop-Pop and Cricket and these dogs die as nature intended. No.
Birinin fişini çekmiş şekilde yaşamak istemiyorum.
Yeah, until I tell my mom, I want her to think That Brad and I live here as a loving couple. Die...
Gerçekleri söyleyinceye kadar Brad ile benim mutlu olduğumuzu düşünsün istiyorum.
If I were to die today, I don't want to lie to you.
Eğer bugün ölmezsek, sana yalan söylemek istemiyorum.
I don't want to die.
Ölmek istemiyorum.
I don't want to die!
Ölmek istemiyorum!
Here they come. I don't want to die.
Geliyorlar, ölmek istemiyorum.
I want him to die.
- Ölmesini istiyorum.
I don't want them to die!
Ölmelerini istemiyorum!
Oh, God, please. I don't want to die.
Tanrım, yalvarırım, ölmek istemiyorum.
I didn't want your Mum to die either.
Annenin ölmesini ben de istemedim.
- I don't want you to die, papa bear.
Ölmeni istemiyorum babacığım.
Good, cause I don't want to die in despair and into nothingness.
Güzel, çünkü çaresizlik ve hiçliğin ortasında ölmek istemiyorum.
Do I really want to put him through all the crap of a series of interventions, cracking his ribs, filling his body with drugs, every indignity, when he's just gonna die anyway?
Gerçekten onu bir dizi müdahalelere, kaburgalarının kırılmasına vücudunun ilaçlarla dolmasına yapılan her müdahalede acaba öldü mü diye düşünmek istiyor muyum?
I don't want to die.
Ben ölmek istemiyorum ki.
I don't want to, but unless we get her out from under there, in the next 15 minutes, she's gonna die.
Ben, ancak sürece istemiyorum Biz orada altından onu dışarı almak, sonraki 15 dakika içinde, o ölecek.
Ah, yes... the fact that I don't want to die.
Evet, ölmek istemediğim gerçeği var mesela.
You want to die in prison, Arlo, just say the word. I'll help make it happen.
Hapiste ölmek istiyorsan, Arlo söylemen yeter, yardımcı olurum.
Yeah, I didn't want to die of lung cancer before I was teenager.
Genç kız olmadan önce akciğer kanserinden hakkı rahmetime kavuşmak istemedim.
I want him to die.
Onu öldürmek istiyorum.
And I remember thinking, "Hang on a second, I don't want to die."
- Ve hatırladığım, bir saniye öylece kaldığım, ölmek istemiyordum.
I don't want to die, Ash.
Ölmek istemiyorum Ash.
I don't want to die alone.
Yalnız ölmek istemiyorum.
I don't want to die alone, Bree.
Yalnız ölmek istemiyorum, Bree.
Let the girls leave Department Six. I don't want to see them die!
Kızların öldüklerini görmek istemiyorum!
- If I find out how you die, Do you want me to tell you?
Nasıl öldüğünü öğrenseydim, sana söylememi ister miydin?
I just want to die.
Ölmek istiyorum.
But I don't want to die without knowing what happened to her.
Ama ona ne olduğunu bilmeden ölmek istemiyorum.
I didn't want Barlow's kids to die.
Barlow'un oğlunun ölmesini istememiştim.
I heard you, and I said I don't want to die.
Seni gayet iyi duydum ve ben de ölmek istemediğimi söyledim.
"Oh, God, oh, God, I don't want to die."
Tanrım, tanrım, ölmek istemiyorum.
I said I love you, and the only thing I got in response is the not very surprising information that you don't want to die in a crashing plane.
Seni sevdiğimi söyledim ve sense buna karşılık düşen bir uçakta ölmek istemediğine dair hiç de şaşırtıcı olmayan bir bilgiyi paylaştın.
I don't want to die for such stupidity
Böyle bir aptallık için ölmek istemiyorum.
- I don't want you to die.
- Ölmeni istemem.
I want to stay with you until I die.
Ölünceye kadar hep senin yanında olmak istiyorum.
I want to be the last thing you see before you die.
Ölmeden önce göreceğin son şey bu olsun istiyorum.
I don't want you to die.
Senin de ölmeni istemiyorum.
And... and I don't want to die.
Ölmek istemiyorum.
I wouldn't want a party member dying on me... So try not to die tomorrow.
Ekibimin üyesinin benimleyken ölmesini istemem.... yarın ölme.
Louie, I don't want to die before I see my grandchildren.
Louie, torunlarımı görmeden ölmek istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]