In the darkness tradutor Turco
1,468 parallel translation
And yet it was only a small ray of light in the darkness.
Ve bu, henüz karanlıkta küçücük bir ışık huzmesiydi.
But all those things you said in the darkness.
Fakat söylediğin tüm bu şeyler karanlıkta kaldı.
I'm the heart in the darkness.
Ben karanlıkta atan yüreğim.
Searchin'for light in the darkness [Cheering]
* Karanlığın içinde ışığı arayan *
- Don't ask, just see what I've done " Now look... - What will I look at in the darkness?
sorma, bekle de gör şimdi bak bu karanlıkta neye bakacağım?
A house lit up in the darkness.
Karanlığın içinde ışıkları yanan bir ev.
Murmuring in the darkness.
Karanlığın içinde mırıldanıyor.
A sunset on Cuba is short, but so intense and breathtaking, that one lingers in the darkness, oddly relaxed, almost overwhelmed.
Küba'da günbatımı kısa sürer ancak etkisi karanlıkta dahi geçmeyen, nefes kesici tuhaf bir etkileyiciliği vardır.
The light shines in the darkness... and the darkness has never put it out.
Karanlıkta parlayan ışık ve karanlık asla onu açık etmedi.
I have come into the world as light... so that everyone who believes in me should not remain in the darkness.
Ben dünyaya ışık gibi geldim böylece bana inanan herkes karanlıktan korunabilir.
It's the story of a preacher who tried to bring hope to the hopeless, tried to lift up the downtrodden, tried to bring light to those lost in the darkness.
Umutsuzlara umut getirmeyi deneyen, ezilmişleri ayağa kaldırmaya çalışan, Karanlıkta kaybolanlara ışık götürmeye uğraşan bir rahibin hikayesi.
From the intellectual elite, cruelly indoctrinating our children with the savage blasphemy of Darwin to the craven Hollywood pagans corrupting them in the darkness of the local Bijou.
Darwin'in dinsiz küfürleriyle çocuklarımızı kirleten Entellektüel elitlerden tutun, Onları yerel ticarethanelerinde çürüten alçak Hollywood paganlarına kadar.
A lone voice in the darkness can rouse many if not snuffed out.
Eğer yok edilmezse karanlıktaki bir tek ses bir çok sesi doğurur.
In a corner of the universe like a drop of milk in the darkness of the void the Milky Way took shape :
Evrenin bir köşesinde boşluğun karanlığında, süte benzer bir bulutta büyük bir galaksi, Samanyolu oluşur.
How will I go downstairs in the darkness?
Aşağı nasıl ineceğim.
One day the lie will collapse and there will be light in the darkness.
Bir gün yalan açığa çıkacak ve karanlığın içinde ışık doğacak.
The burning Ravan is looking prettier in the darkness.
Yanan Ravana karanlıkta daha güzel görünüyor.
It's the only thing I ever see in the darkness.
Karanlıkla gördüğüm yegane şey.
Subtitles Shared By Kapil Tapsi Long ago in a distant land I, Aku, the shape-shifting master of darkness unleashed an unspeakable evil.
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım.
And you can spend the rest of your days pondering that in utter darkness.
Kalan günlerini mutlak karanlık içinde düşünerek geçirebilirsin.
Grace looked at the gooseberry bushes so fragiles in the smooth darkness.
Grace karanlık çökerken asma bahçelerini seyrediyordu.
You find the truth in the bottom of the deepest pit of darkness.
Sen ki gerçeği en karanlık kuyunun içinde bulursun.
It is said that over 150 years ago in the town of Darkness Falls Matilda Dickson was adored by all the children.
( Altyazılar : EROL ) 150 yıldan daha fazla bir süre önce... Darkness Falls kasabasında... tüm çocukların Matilda Dickson'ı çok sevdiği söylenirdi.
Oh, Luis, right now I'm living in a different time... and for the most part in darkness.
Oh, Luis şu anda, bambaşka bir zamanda yaşıyorum ve çoğunlukla da karanlıktayım.
Come on in, come on in, Jean darkness, Dolly, the rubber girl,
Jean Darkness, Lastik kız Dali...
So they bury him.. And he remains in the belly of the earth.. Among secrets, corpses, bones, skeletons, and darkness.
Onu gömdüler ve o dünyanın göbeğinde yaşamaya devam etti sırların, cesetlerin, kemiklerin, iskeletlerin ve karanlığın arasında...
Nighttime creatures, darkness seekers,.. You who only sleep when the sun gleams,.. Watch over this boy in his dreams.
Kabusların yaratıkları, karanlığın avcıları güneş doğduğunda bir tek siz uyursunuz bu çocuğa rüyasında göz kulak olun.
In total darkness, bathed in the poison breath of the inner earth, at 3,500 lb. of pressure per square inch... and temperatures exceeding 230 ° Fahrenheit, lives the microscopic hyperthermaphile.
Bu karanlığın içerisinde dünyanın içlerinde kalmış olan zehiri soluyarak 160 kg olan santimetre kare basınç'da ve - 145 ° C deki sıcaklıkta mikroskobik canlılar yaşamakta.
We know now, that the spirit of life also thrives in darkness, among the embers of the dead stars, and we must try to imagine that as well.
Biz şimdi biliyoruz ki, ölü ve sönmüş yıldızların arasında ki karanlığın içerisinde gelişerek yaşamın ruhunu yakaladığında ise biz de hayal etmemiz gerekir.
Yet there is no need to live in darkness. The turning point in my life was when the blindfold was ripped from my eyes.
Hayatım boyunca benim için en önemli şey gözlerimin önündeki perdeyi yırtıp atmam oldu!
Who follows me will have the light of Iife and will never walk in darkness.
Şimdi kendi lehine konuşuyorsun!
Correctly interpreted with the aid of the original text and inside information, they conjure up the Prince of Darkness in person.
Orijinal metnin yardımıyla doğru yorumlanmış ve Karanlıklar Prensi'nin büyü yolu ile vücut bulabileceğini söylüyor.
"... and in return bring darkness upon the earth. "
"... ve dünyaya karanlığı getirecekler. "
In an isolated Buddhist temple... in darkness as black as coal... the thing that wanted me and raised me... was one who threw a broom at me while I was swinging my wooden sword... and who hid from me when I tried to wipe her tears It was one child...
Dışarıdan soyutlanmış bir Budist tapınağında, koyu karanlıkta beni isteyen ve ayağa kaldıran kişi tahta kılıcımla çalışırken üstüme süpürgesini atan gözyaşını kurulamaya çalışırken, kaçıp saklanan bir çocuktu.
Store the one thing that'll stave off perpetual darkness in the home of the people the demon knows.
Ebedi karanlığın meydana gelmesini önleyecek tek şeyi, iblisin bildiği insanların evinde saklamak.
I'll be downstairs, in case the Prince of Darkness wakes up.
Karanlıklar Prensinin uyanma ihtimaline karşı ben aşağıda olacağım.
But you think you're blazing like suns, when really you're burning like matchsticks in the face of the darkness.
Ama siz güneş gibi parladığınızı düşünüyorsunuz, oysa ki gerçekte karanlığın yüzüne yanan kibritler gibisiniz.
The search was called off in darkness with no indication that law enforcement personnel will continue to comb the red rock area.
Karanlık bastırınca arama iptal edildi. Red Rock alanında aramaya devam edecek bir şey çıkmadı.
In my experience, darkness often yields the brightest light.
Benim deneyimlerime göre, Karanlık yerini en parlak ışığa bırakır.
The Antichrist, the Child of Lies, the Son of Darkness walks among us, cloaked in the flesh of a man.
Deccal, Yalanların Çocuğu, Karanlığın Oğlu aramızda, insan kılığına bürünmüş halde.
Subtitles Shared By Kapil Tapsi Long ago in a distant land... I, Aku, the shape-shifting master of darkness... unleashed an unspeakable evil.
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım.
Springfield's pro-darkness policy has resulted in vandalism unmatched since the Detroit Tigers last made the playoffs over two centuries ago.
Springfield'ın karanlık öncesi politikası Detroit Tigers'ın 200 yıl önce finallere kalmasından bu yana benzeri görülmemiş bir vandalizmle sonuçlandı.
Subtitles Shared By Kapil Tapsi Long ago, in a distant land... I, Aku, the shape-shifting Master of Darkness... unleashed an unspeakable evil!
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım.
Subtitles Shared By Kapil Tapsi Long ago in a distant land... I, Aku, the shape-shifting master of darkness... unleashed an unspeakable evil... but a foolish samurai warrior... wielding a magic sword... stepped forth to oppose me.
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım. Ama tılsımlı bir kılıç kuşanmış aptal bir samuray savaşçısı bana karşı çıkmak için öne atıldı.
Subtitles Shared By Kapil Tapsi Long ago in a distant land, I, Aku... the shape-shifting Master of Darkness... unleashed an unspeakable evil.
Uzun zaman önce uzak bir diyarda Ben, Aku, karanlığın biçim değiştiren efendisi korkunç bir kötülüğü serbest bıraktım.
In the total darkness, the skunks can't be sure which end of the bat is which. So to avoid getting bitten, they roll the bat on the ground to subdue it.
Zifiri karanlıkta kokarcalar yarasanın hangi tarafa doğru baktığını belirleyemez ve ısırılmamak için yavruyu bayıltana kadar yerde yuvarlarlar.
"In the absence of light, darkness prevails."
"Işığın yokluğunda karanlık hüküm sürer."
Open up your mind, let your fantasies unwind, in this darkness that you know you cannot fight the darkness of the music of the night.
Zihnini aç bırak fantezilerin çözülsün. Bildiğin bu karanlıkta savaşamazsın gece müziğinin karanlığıyla.
Without us, the world would be in darkness.
Biz olmasaydık, dünya karanlıkta kalırdı.
Why is it that when some robots are left in darkness, they will seek out the light?
Bazi robotlar karanliga hapsedilince neden isigi aramasinlar?
75 % of the village is constantly plagued with electricity failures and the remaining one-fourth still lives in darkness.
Köyün % 75'i sürekli elektrik kesintisi yaşıyor ve dörtte biri de hâlâ karanlıkta yaşıyor.
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the criminal justice system 149
in the ass 21
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the criminal justice system 149
in the ass 21
in the afternoon 211
in the beginning was the word 18
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the first place 155
in the old days 114
in the 715
in the beginning 230
in the beginning was the word 18
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the first place 155
in the old days 114
in the 715
in the beginning 230
in the future 338
in the name of jesus 26
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227
in the city 96
in the name of jesus 26
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227
in the city 96