In the woods tradutor Turco
4,927 parallel translation
I can leave a horse and a rifle - in the woods for you. - Listen to me.
Senin için ormanda bir at ve tüfek bırakabilirim.
Out in the woods, the young chipmunk is about to face a new problem... and this one's a giant.
Ormanda, yavru sincap yeni bir sorunla karşı karşıya kalmak üzere ve bu kocaman bir sorun.
Why are we having a party in the woods?
Niye ormanda parti veriyoruz?
It was dark, I was on patrol in the woods, and I...
Karanlıktı, ormanda devriyedeydim. Ve...
The first time I went to Camp 4 was a party in the woods.
Kamp 4'e ilk gidişimde, ormanda parti vardı.
He's in the woods, Mother. Hiding.
Ormanda saklanıyor anne.
What makes you think she's in the woods?
Ormanda olduğunu düşündüren nedir?
And, soon, we were dancing in the woods with him, where we touched each other and, one after the other, laid with him.
Kısa zaman içinde de, ormanda o adamla dans ediyor birbirimize temas ediyor, sonra da birbiri peşi sıra onunla yatıyorduk.
When we lost that witch in the woods, I thought it was best to hide it, so, like I told you, I buried it with Giles.
Ormanda o cadıyı kaybettiğimizde, en iyisinin kutuyu saklamak olduğunu düşündüm, bu yüzden, aynen sana söylediğim gibi, Giles'ın kabrine gömdüm.
You thought love would be my undoing, that I would be in the woods with my lover, and you would kill me there without a trial, thus ending my grand rite.
Aşkın benim sonumu getireceğini, sevgilimle ormanda olacağımı, beni orada yargısız infaz ettireceğini, böylelikle büyük ayinimi engelleyeceğini sandın.
Then why is she not in the woods, father, saving Captain Alden, as you said she would be? !
Öyleyse neden ormanda değil baba, neden senin dediğin gibi Yüzbaşı Alden'ı kurtarmıyor?
We'll roll him in the rug, deal with it in the woods.
Halıya dolayacağız, ona ormanda karar vereceğiz
My cousin has a cabin out in the woods.
Kuzenimin ormanda kulübesi var.
I'm not going to a cabin in the woods.
Ormanda kulübeye gitmem ben.
Did you see the movie Cabin in the Woods?
"Cabin in the Woods" filmini izlemiş miydiniz?
It was the girl we saw in the woods.
Ormanda gördüğümüz kızdı.
I was hiding in the woods, watching the road for someone who would take me with them.
- Ormanda saklanıp yolu gözlüyordum, beni alacak birini görürüm diye.
We came upon a militia camp deep in the woods.
Ormanın derinliklerinde bir milis kampıyla karşılaştık.
That's how come I'm in the woods.
Ormana böyle geldim ya zaten.
When they were both 17, they first met deep in the woods.
İkisi de 17 yaşındayken ilk kez ormanın derinliklerinde karşılaşmışlar.
- In the woods. - I mean...
- Demek istediğim...
They have a kind of secret meeting place in the woods.
Ormanda bir tür gizli buluşma yerleri var.
No one's spent more time in the woods of Beacon Hills than you.
Beacon Hills ormanını senden daha iyi bilen yok.
Last night you were in the woods and you came across another pack?
Dün gece ormandayken bir sürüyle mi karşılaştın?
She said that search teams didn't find anything in the woods.
Ormanlık alanda arama yapmışlar ama bir şey bulamamışlar.
Whoever hit me in the woods.
Yani beni ormanda bayıltan kimse o.
That awful day in the woods...
Ormandaki o korkunç gün...
I go for a walk in the woods.
Ben de ormanda yürüyorum.
I'm a "walk in the woods" kind of guy.
Ormanda yürüyen tipte biri yani.
She may still be in the woods, hiding from dad.
Hâlâ ormanda babasindan saklaniyor olabilir.
There is a lake in the woods, just behind the swimming pool.
Hemen havuzun ardında, ormanın içinde bir göl var.
Some camp in... Hatzenplatz, in the woods, where men dress up like ladies.
Hatzenplatz'daki ormanlık alanda kadınlar gibi giyinen erkekler.
So, uh, mom tells me that you canceled my Bat Mitzvah so you could go to some dress-up camp in the woods?
Annem bana Bat Mitzvah'ımı neden iptal ettiğini anlattı ormanlık alandaki giyinilen bir kampa gitmişsin?
He says that some horse blankets were stolen out of his barn, and now it looks like there's someone living in a hunting shack up in the woods out there.
Ahırından birkaç eğer çalındığını söyledi, bu durum da koruluğun ötesindeki avcı kulübesinde birisinin yaşadığına işarettir.
Another walk in the woods?
Yine mi ormanda yürümeye?
You live in a box in the woods.
- Ormanda bir kutuda yaşıyorsun.
Woke up in the woods, walked into town.
Ormanda uyandı, kasabaya yürüdü.
In the northern woods winter is just a breath away.
Kuzey ormanlarında kış sadece bir nefes uzaklıkta.
Molly Woods is in the building.
Molly Woods binanın içinde.
Dr. Woods, in the event that your wife's corpse is not recoverable, do you understand...
Dr. Woods, böyle bir durumda karınızın cesedinin kurtarılamayacağını anlıyor- -
It's one of the hardest woods in north America used for macaws and other parrots that chew through normal wood.
Kuzey Amerika'nın en sert ağaçlarından biridir. Normal ağacı çiğneyen Amerikan papağanı ve diğer papağanlar için kullanılır.
Who do you meet in the dark woods?
O meşum ormanda kimle karşılaştın?
He could get lost in those woods and wake up inside the belly of a bear.
O ormanda kaybolup, uyanınca kendini bir ayının kucağında bulabilir.
Dr. Woods, in the event that your wife's corpse is not recoverable, - do you understand...?
Dr. Woods, böyle bir durumda karınızın cesedinin kurtarılamayacağını anlıyor- -
You must navigate this harrowing trail through the woods, getting the bus plow and those dummies out "in one piece."
Ağaçlar arasından bu rahatsız edici yoldan geçip... otobüsle küreyip bu aptalları tek parça halinde getireceksiniz.
Have you ever been out in the middle of the woods
- Hiç dolunay gecesinde, ormanda...
But remember... the beast haunts these woods, ever singing his mournful melody in search of
Ama unutmayın... canavar bu ormanda avlanır, hatta kederli şarkısını söyleyerek
Savages in the woods!
Ağaçların arasında vahşiler var!
Who runs the Audi S8 far out into the woods?
Şurada, Audi S8'in içindekiler kim?
No, the scariest things in these woods is us.
Hayır, bu ormandaki en korkunç şey biziz.
The secotan tribe told my family That in the days before the colony disappeared, The woods were filled with an odd greenish mist
Secotan kabilesi aileme, koloninin kaybolmasından günler önce ormanın tuhaf yeşilimsi bir sisle dolduğunu ve içinden geçenlere korku saldığını anlatmış.
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the criminal justice system 149
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the criminal justice system 149
in the afternoon 211
in the ass 21
in the beginning was the word 18
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the old days 114
in the end 1091
in the first place 155
in the beginning 230
in the ass 21
in the beginning was the word 18
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the old days 114
in the end 1091
in the first place 155
in the beginning 230
in the 715
in the name of jesus 26
in the future 338
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the room 59
in the back 227
in the city 96
in the name of jesus 26
in the future 338
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the room 59
in the back 227
in the city 96