In your bed tradutor Turco
1,698 parallel translation
- Yes. Who sleeps in your bed at home?
Evde yatağında kim yatıyor?
Look, obviously what happened in your bed last night was a violation.
Bak, geçen gece yatağında olan doğal olarak bir sınır ihlaliydi.
Yeah no, I think I should. I mean, I'll be fine on the couch or I could stay in your bed... And I...
Şey evet, sanırım böyle daha iyi.
I'll be in your bed.
Yatağında olacağım.
- I'll get in my bed. You get in your bed. We'll shut off the lights, and we will really talk, OK?
Ben yatacağım, sen de yatacaksın ışıkları kapatacağız ve konuşacağız.
I'm sleeping in your bed.
Senin yatağında yatacağım.
Will I be able to sleep in your bed?
Senin yatağında uyuyabilir miyim?
But she just sleeps in your bed when you're not there
Ama sen orada değilken yatağında uyuyordu.
Alright, I think, wouldn't you be more comfortable in your bed? Yeah
Yatağında rahat edersin
- ♪ When you're alone in your bed ♪
- # Nereye gideceksin güzelim #
- [Knocking] - ♪ I know where you go to, my lovely ♪ ♪ When you're alone in your bed ♪
- [Kapı çalıyor] - # Yatağında yalnız kaldığında # # nereye gttiğini biliyorum güzelim #
♪ But where do you go to, my lovely ♪ ♪ When you're alone in your bed ♪
# Bakalım yatağında yalnız kaldığında # # ne yapacaksın güzelim #
♪ When you're alone in your bed ♪
# Nereye gideceksin güzelim #
You know, eat what's in the fridge, Sleep in your bed every night?
Yani dolapta olanı yemek, her akşam yatağında uyumak filan?
So if that makes you sleep safer in your bed at night then... well done.
Bu senin geceleri yatağında güvenle uyumanı sağlıyorsa sorun yok.
An island in your bed.
# Yatağında bir ada #
My mother is sleeping in your bed now.
Senin yatağında artık annem uyuyor.
An island in your bed. A sunset.
Uyarlamalar ise Sofia Medem tarafından yapılmıştır.
When you're alone in bed at night and your fingers find their way down to your pretty little rosebud.
Gece, yatağında yalnızken... ve parmakların inerken aşağıya senin o güzel ufak gül goncana
Out of your system after a couple weeks in bed.
Yatakta bir kaç haftadan sonra gider.
So you're lying in bed with me, and the Santa Anas are your breath.
Yatakta, benimle yatıyorsun, ve "Santa Analar" senin nefesin.
I'm glad I saw your light because when I woke up and you weren't in bed,
Bende ışığını gördüğüme sevindim çünkü uyandığımda yatağında değildin
Of course, your dad is gonna put flat-screen TVs in every room in the house, but your house is still your house, your room is still your room, though we did talk about putting a trundle bed in there for G.G.,
Tabii baban evin her köşesine bir düz ekran televizyon koyacak. Ama senin evin hâlâ senin. Senin odan hâlâ senin odan.
Your son is lying in a hospital bed alone and you bringing away...
Oğlun tek başına hastane yatağında yatıyor, sense kaçıyorsun.
- Would you please get your drunken ass out of bed and stop being a waste of skin for once in your life!
Bir kerecik olsun, o sarhoş kıçını yataktan kaldırıp, bir işe yarasan.
Hey, look, you can sleep in your own bed now, huh?
Hey baksana, şimdi de yatağında uyuyabilir miyim, ha?
* How it feels * * To lay your head down on a prison bed in a world of steel *
* Çelikten dünyanın zindanlarında * * başını yastığa koymanın nasıl hissettirdiğini *
Father Coulter is 90 years old, confined to bed with Alzheimer's in a convalescent home at the seminary, which does not sound like your priest.
Peder Coulter 90 yaşında Alzheimer hastalığı yüzünden yatalak olmuş kilisede kalan bir rahipmiş. Bana anlattığın rahibe hiç benzemiyor.
Your bed... it brings bad luck to anyone who sleeps in it...
Yatağın... onun üstünde yatan herkese kötü şans getirir...
I'm sitting in the middle of your bed in my sexiest lingerie.
En seksi iç çamaşırımla yatağının ortasında oturuyorum.
You know, I would like to know what your employee was doing in my room, under my bed in the first place.
Acaba çalışanınızın odamızda yatağın altında ne aradığını öğrenmek istiyorum.
Week in, week out, sitting bolt upright on your hospital bed.
Haftalarca, hastane yatağında dimdik oturarak.
Not in bed with your wife? You'd rather hang out with us?
Karınla yatmaktansa bizimle mi takılacaksın yani?
AFTER YOU'VE HAD A GOOD NIGHT'S SLEEP IN YOUR OWN BED. I'M GOING HOME?
Sen kendi yatağında iyi bir uyku çektikten sonra eve mi gidiyorum?
IN A HOTEL ROOM, TOO, LYING IN BED WITH YOUR CONTRACTOR, HAVING THE SAME CONVERSATIONS ABOUT YOU?
Müteahhitinle yatakta, senin hakkında konuşmadığını?
I cannot sleep in the same bed with your father.
Babanla aynı yatakta uyuyamıyorum.
Get your ass back in bed then.
Arabayı yatağa doğru yanaştır o zaman.
♪ But where do you go to, my lovely ♪ ♪ When you're alone in your bed ♪
# Yatağında yalnız kaldığında #
Okay, fine, you just stay here and sleep in your own filth, and I'll go enjoy our nice big, garbage-free bed all by myself.
Peki, tamam. Burada kal ve kendi pisliğini içinde uyu. Ben de güzel, büyük, çöpsüz yatağımın keyfini çıkarayım.
You play some games, you read a book, you phone a friend and in the small hours when all you want is your own bed, you do what everybody else does when they're on the night shift.
Bazı oyunlar oynarsınız, bir kitap okursunuz, bir arkadaş bulursunuz. ve diğer saatlerde, yatakta değilken diğer insanların gece vardiyasında yaptığını yaparsınız :
You cut your toenails in bed.
Ayak tırnaklarını yatakta kesiyorsun.
Is your brother still in bed with his sister?
Abin hala kız kardeşinle yatakta mı?
Gonna try and stay in your own bed tonight?
Bu gece kendi yatağında yatmayı dener misin?
The bed shall be as warm as Sunday beef and in the desert of your heart, roses will bloom!
Yatağınız pazar bifteği kadar sıcak olur, ve kalbinizdeki çölde güller çiçeklenir.
Why was your ring in Vince's bed, Rox?
Yüzüğün neden Vince'in yatağındaydı Rox?
But if I marry you, and you don't release him, and you have blood on your hands... then you'll spend the rest of your life in a cold bed.
Ama seninle evlenirsem ve sen onu bırakmazsan ve elinde onun kanı olursa o zaman hayatının kalanını soğuk bir yatakta geçirirsin.
Be pleased then, you living one, in your delightfully warmed bed, before Lethe's ice-cold wave will lick your escaping foot.
Sıcacık mis gibi yatağınızın keyfini sürün, siz yaşayanlar, Lethe'nin buz gibi soğuk dalgası açıktaki ayağınızı yalamadan önce. J.W. GOETHE
I made your bed with her, and then you pissed in it!
Sizi aynı yatağa ben soktum sen de kakıp onun içine işedin!
We could be in that twin bed at your folks'house trying to pretend like we're a happy couple.
Sizinkilerdeki ikiz yatakta mahsur kalıp mutlu çift gibi davranmaya çalışıyor olabilirdik.
You wearing your shoes in bed again?
Yine yatağa terlikle mi girdin?
Take these in your room and set them on the bed.
Bunu odana götür ve yatağın üstüne koy.
in your mouth 17
in your dreams 215
in your hands 23
in your 51
in your heart 60
in your face 181
in your own time 47
in your house 29
in your own words 44
in your absence 21
in your dreams 215
in your hands 23
in your 51
in your heart 60
in your face 181
in your own time 47
in your house 29
in your own words 44
in your absence 21