In your head tradutor Turco
5,888 parallel translation
How did you think this was going to end, that little movie you've got going on in your head?
Bunun nasıl sona ereceğini sandın o kafanda çevirdiğin küçük filmde yani?
- Just whatever's going on in your head.
- Kafanda ne varsa.
Now I put it in your head, sorry.
Şimdi aklına soktum, üzgünüm.
What's goin'on in your head?
- Ne düşünüyorsun?
In your head, was that an answer to my question?
Kafanda, benim soruma bir cevabın yok mu hiç?
You guys ever get horrible thoughts in your head?
Sizin de aklınıza korkunç şeyler geldiği oluyor mu?
And for some reason, you've got some crazy idea in your head that suddenly they're going to stop being who they are.
Ve bir nedenle onları bulunca artık farklı olacaklarına dair aptalca bir fikre kapıldın.
# ª I dragged you out the fire # ª And now you knocked me down, you shut me out # ª And I can see it in your eyes # ª Somehow you got it in your head # ª That you could make it on your own # ª You were sheltered, loved and fed # ª But you just couldn't leave it alone # ª Leave it alone # ª Leave it alone # ª Leave it alone
â ™ ª Ve gözlerinde görebiliyorum â ™ ª Bir şekilde aklına takmışsın â ™ ª Kendi başına yapabileceğini â ™ ª Barınıktın, sevilmiştin ve yemiştin â ™ ª Ama sadece bırakamadın â ™ ª Yanlız bırak â ™ ª Yanlız bırak
Much of your fear is in your head.
Gördün mü? Korkunun çoğu kafandadır.
First thing that pops in your head.
Aklına ilk geleni söyle hadi.
It's just the... you know, the blood and the holes in your head.
Sadece... biliyorsun, kafanda delik ve kan var.
She's not in your head?
- Kafana girmedi mi yani?
I looked in your head and saw annihilation.
- Zihnini okuduğumda yok olma görmüştüm.
They're in your head.
Bunların hepsi senin kafanın içinde.
I'm just thinking out loud, or in your head?
Sadece sesli düşünüyorum ya da kafanda düşünüyorum.
They're in your head!
Seni ele geçiriyorlar.
Listen to me, they're in your head.
Beni dinle, seni ele geçiriyorlar.
So, why don't you give us the money you stole before I put lead in your head.
Anlının ortasına delik açmadan önce bizden çaldığın parayı geri ver hadi.
And, Chico, if you ever grab my arm like that again, I'll put six bullets in your head.
Chico, bir daha kolumu öyle tutarsan kafanda altı delik açarım.
Just try not to get all in your head about it, okay?
Sadece kafanı sadece buna yormamaya çalış, tamam mı?
Are there any main arteries in your head?
Kafada herhangi bir ana arter var mı?
Tell us where painting is, or you have big hole in your head.
Bize resmin yerini söyle yoksa kafanda koca bir delik açılır.
You give that pig so much as a seductive wink, I'm going to blow a hole in your head big enough to skull fuck you in.
Şayet o domuza herhangi bir cazibeli işmarda bulunursan hiç terddüt etmeden o güzel kafanda sikimi sokacak kadar bir delik açarım.
Baby, the gag reflex is psychological. It's all in your head.
Bebeğim, öğürme refleksi psikolojiktir, tamamen kafanda.
It's all in your head
Hepsi kafanda.
You made him up in your head, he's not real.
Kafadan uydurdun, o gerçek değil!
And I'm going to be there in your head talking to you all time.
Ben kafanda, seninle konuşuyor olacağım. "Yuvarlanma zamanı!" Hadi!
All sit at different tables, betting low, playing hand after hand, counting in your head how many high cards are left in the deck.
Herkes farklı masalarda oturup az parayla girecek, arka arkaya oynayacaksınız, destede ne kadar kart kaldığını kafanızdan sayacaksınız.
If you have to do that, talk to them in your head.
Eğer gerekiyorsa, onlarla içinden konuş.
You need to get your head in the game. Agent 83.
Kendini oyuna vermen gerek Ajan 83.
Tuck your head in.
Aramıza sıkıştırın.
Please put on your head protection in order to prevent significant injury.
Yaralanmaları önlemek için lütfen kaskınızı takın. HAREKET :
Jar head.'Cause that's what they call marines, and, you know, in your trailer there was a jar, and it looked like there was...
Onlara denizci demelerinin nedenini biliyorsun... ve senin kulübende de bir kavanoz vardı ve orada sanki...
Now things are in motion, and that's on your head.
Şimdi işler değişti ve bunun sorumlusu sensin.
Your head was turned in the wrong direction.
Başın sürekli yanlış yollara yöneldi.
I'm gonna put a bullet in your pretty mother's head.
Güzel annenin kafasına bir kurşun sıkıcam.
Take your time, 007, but in five minutes the head of the Joint Security Service is going to walk through that door, and I've got to explain to him how one of our agents decided to potter off to Mexico, all on his own, and cause an international incident.
Acele etme 007 fakat beş dakika sonra Birleşik Güvenlik Biriminin yöneticisi şu kapıdan içeri girecek ve ona ajanlarımızdan birinin nasıl kendi başına Mexico'ya gitme kararı aldığını ve uluslararası bir olaya neden olduğunu açıklamam gerekecek.
Please log in head of your victim.
Kurbanın aklına girmelisin
Hey, get your head in it, Cam.
Kafanı topla Cam. Hemen şimdi.
And as your friend, I don't wanna see you dead in the gutter with a bullet in the back of your fucking head.
Ve arkadaşın olarak, seni kafanın arkasından mıhlanmış bir şekilde görmek istemiyorum.
Let's say you've got a one-in-four chance of getting your head blown off, okay?
Suratına patlamama şansı dörde bir diyelim, tamam mı?
Well, if- - if your people don't pay, then, uh, then these guys need to prove that they're not fooling around and- - well, it can't be your head- - they'll send to the police in a box.
Eğer sizin adamlarınız ödeme yapmazsa bu adamların şaka yapmadıklarını göstermek için kanıta ihtiyacı olacak ve polise bir kutunun içinde yolladıkları kafa sizinki olmayacak. Endişelenme Ab.
You're so wrapped up in your own head, you don't even hear.
Kendi kafanın içinde o kadar sarınmışsın ki duymuyorsun bile.
All right, so just put your head down turn off the walkie and keep your Taser in your pants.
Pekala, sadece başını önüne eğ telsizi kapat ve şok tabancanı pantolonunda tut. Tamam mı, şef?
Oh, well, one of your children just put a bullet in my head already.
Oh, sizin çocuklardan biri, az kalsın kafama bir kurşun sıkmak üzereydi.
You know what, maybe if your voice saying "be nice"... hadn't been in my head, then... maybe I wouldn't have helped the guy with a fucking sick dog!
Var ya, belki sürekli kafamda "Kibar ol," diyen sesin olmasaydı amına koyduğumun köpeğinin sahibine yardım etmezdim!
Get your head in the game, Mel!
Kafanı oyuna odakla, Mel!
I'll smash your goddamn head in.
Kafanı parçalayacağım senin.
If I were you, I'd keep your head in your shell.
Senin yerinde olsam kafamı kabuğumdan çıkarmam.
No, what's fuckin'stupid is you dunkin'your head in sinks and having people time you.
Esas saçmalık senin kafanı su dolu lavaboya sokman.
Or your mumbo-jumbo getting in my head.
Uydurduğu şeyler aklımı karıştırdı.
in your mouth 17
in your dreams 215
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21
in your dreams 215
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21