Is me tradutor Turco
128,493 parallel translation
This is me.
Bu benim.
Tell me, what is the point of all of this love?
Bana tüm bu sevginin nedenini açıklar mısın?
And the only way you're gonna get me out without killing him is if I decide to leave on my own.
Ve onu öldürmeden beni çıkarmanın tek yolu ayrılmaya karar vermem.
The only way you're gonna get me out without killing him is if I decide to leave on my own.
Onu öldürmeden beni çıkarmanın tek yolu ayrılmaya karar vermem.
What if a piece of that thing is still inside of me?
Ya o şeyden bir parça hâlâ içimdeyse?
Tell me who the other beacon is.
Diğer yol göstericinin kim olduğunu söyle.
Maybe that's why this is happening to me.
Belki de bu yüzden başıma geliyordur bu.
- Taunting me with her light.
- Işığıyla benimle dalga geçiyormuş.
There is nothing you could say that would make me stay.
Kalmamı sağlaman için söyleyebileceğin hiçbir şey yok.
They tell me Hurricane Herman is going to be so enormous and menacing it'll most likely shut down all electric power in the city.
Herman Kasırgası çok büyük ve yıkıcı olacakmış, tüm şehirde elektrik kesilebilirmiş.
And then the clerk leads me to the dairy section where the milk is kept, and then he said to me, proud as can be...
Sonra tezgâhtar beni sütlerin olduğu mandıra bölümüne götürdü, sonra da gururla bana dedi ki...
There's absolutely nothing at this point that will convince me that this man is actually Count Olaf.
Beni, bu adamın Kont Olaf olduğuna beni inandıramayacaksınız.
Mr. Tamerlane is gonna fire me at any time.
Bay Tamerlane her an beni kovabilir.
Everyone is staring at me like I'm a pariah.
Herkes bana paryaymışım gibi bakıyor.
This is decades beyond me.
Benden onlarca yıl ötede.
What, are you barking at me because I don't know where Cassie is?
Cassie'nin yerini bilmediğim için mi bana bağırıyorsunuz?
Oh, you can hate me all you want, but the only reason that you're alive is because of what I taught you.
Benden istediğin kadar nefret edebilirsin ama sana öğrettiklerim sayesinde hayattasın.
You and me and a couple of revolvers ain't gonna get it done ;
İkimizle ve birkaç silahla bu iş olmaz. Ciddi ateş gücüne ihtiyacımız olacak.
You and Cassie take some of Jones'super-duper-splinter-me-now injections, and come back here with the Word and make a copy, while me and Deacon stay back there and make sure nobody notices our Maltese "Constance" is missing
Sen ve Cassie, Jones'tan "Süper-müper beni hemen parçala" enjeksiyonundan alın. Söz'le birlikte buraya gelip kopyasını çıkaracaksın. Deacon'la birlikte dönüp Constance'ın kayboluşunu kimsenin anlamadığından emin olacağız.
I don't believe in fate... in cycles or loops... but if it is all true and one day you find me wearing this at the CDC...
Döngü ve devirdeki kadere inanmam... Ama hepsi gerçekse ve bir gün beni CDC'de bunu takarken bulursan...
I just wanted to let you know that... I'm ready... for whatever it is you want to show me.
Şunu bilmeni isterim ki bana her ne göstermek istiyorsan buna hazırım.
There is no you and me.
İkimiz de artık olmayacağız.
Excuse me, sir, do you know where Kensington is?
Afedersiniz bayım, Kensington'un nerede olduğunu biliyor musunuz?
Is that meant to entice me?
Bunu beni ikna etmek için mi söylüyorsun?
And there is nothing in morality or causality to stop me from killing you.
Ve sizi öldürmeme engel olacak ahlâki ya da nedensellik ilkesi yok.
Monty, tell me you know where she is.
- Yerini bildiğini söyle Monty.
But when this is over, you owe me a fishing trip.
Bu iş bittiğinde bana balık gezisi borçlusun.
It's just like life is just against me.
Sanki hayat bana karşıymış gibi.
This is Liv, leave me a message.
Liv'e ulaştınız, mesaj bırakın.
This version of me, small business owner, amateur lounge singer, guy that feels lucky every time you walk through that door.
Bu benim versiyonum, küçük bir iş sahibi amatör bir salon şarkıcısı ve o kapıdan her geçtiğinde kendini şanslı hisseden adam.
I know my dad's trying to protect me from all the bullshit he's faced as a black man, but, fuck, perfection is suffocating.
Babam bir siyahi olarak karşılaştığı saçmalıklardan beni korumaya çalışıyor, biliyorum ama, sikeyim... Mükemmeliyet bunaltıcı.
She looks to me... like her name is Belle.
Bana adı Belle'miş gibi göründü.
- As God is my witness, I will do everything in my earthly power to make you want to keep me.
Kalmama izin vermeniz için ne gerekirse gücümün son damlasına kadar yapacağım.
If the redhats catch me while this is going on, they won't care what my story is.
Eğer Kızıl Bereliler beni bu olaylar olurken yakalarsa konuşmama bile izin vermezler.
There is literally nothing more annoying than you calling me jelly bean.
Bana fasulyem demenden daha can sıkıcı bir şey daha yok.
I'm not so sure this is the best time for me to be on teenage girl brain.
Genç bir kız beyni için iyi bir zaman olduğuna emin değilim.
I'm so sorry to bother you but my shift starts in 20 minutes and my sitter just canceled and I know this is a lot to ask, but is there any chance you can fill in for me at the diner?
Sizi rahatsız ettiğim için çok özür dilerim ama vardiyam 20 dakika sonra başlayacak ve bakıcım anlaşmayı iptal etti, biliyorum sizden çok şey istemiş olacağım ama akşam yemeğinde yerimi doldurma şansınız var mı?
My stepdad is here to pick me up.
Üvey babam beni almaya geldi.
How is this helping me get Amy back?
- Bu Amy'yi kurtarmamı nasıl sağlayacak?
Let me stop this ascension, at least until we know who the natblida is.
Bırak yükselişi durdurayım, en azından karakanın kim olduğunu öğrenene kadar.
Hey, your home is with me, ok?
Senin evin benim yanım, tamam mı?
Aiming a gun at me is a strange way of showing it.
Bir silahı bana doğrultmak bunu göstermek için tuhaf bir yol.
Give me some light. Hey.
Işığa ihtiyacım var.
That's not what I'm talking about. If anything happens to me... Nothing is happening to you.
Bahsettiğim şey bu değil, eğer bana bir şey olursa...
Tell me where the system is.
Sistemin nerede olduğunu söyle.
For me, life is war.
Benim için, hayat bir savaştır.
You think this is a contest between you and me?
Sence bu ikimiz arasında bir yarışma mı?
Put your fingers in and tell me how open her cervix is.
Parmaklarını içeri sok ve rahminin ne kadar açık olduğunu söyle bana.
Believe me, the last thing I want to do is see another face like mine.
İnan bana, yapmak istediğim son şey benimki gibi başka bir yüzü görmek.
Jaw is killing me.
Çenem beni mahvetti.
'Cause it would seem to me that the pizza, which was on the table when I left, is now... on the bed instead.
Çünkü gördüğüme göre, pizza ben gittiğimde masada olan şimdi onun yerine yatağın üstünde.