It comes tradutor Turco
16,265 parallel translation
The kill switches to our vests, if it comes to it.
Yeleklerimizin imha anahtarı, iş o noktaya gelirse diye.
The threat has to be neutralized before it comes close to detonating.
Tehdit patlamadan önce etkisiz hâle getirilmeli.
It comes with us.
Bizimle geliyor.
The incident that happened with the team, we need to close it out, and we need to do it in a way that, if it comes to it, people understand we took it seriously.
Takımla ilgili olay, onu kapatmalıyız, ve bunu öyle bir şekilde yapmalıyız ki bu noktaya gelinirse, insanlar bunu ciddiye aldığımızı anlamalı.
Your Eminence, you seem a bit impetuous when it comes to the Kurtwell case.
Kardinal, Kurtwell vakasıyla ilgili aceleci gibisiniz.
- But just imagine, a few weeks before the election, it comes an announcement.
- Evet. - Şunu hayal edin... Seçimden birkaç hafta önce bir açıklama yapılıyor.
But unlike you, when it comes to computers, well, I get them about as much as Maxine here gets E. E. Cummings, so when I heard..
Ama senin aksine mevzu bilgisayarlar oldu mu Maxine, E. E. Cummings'ten ne kadar anlıyorsa ben de o kadar anlıyorum.
It comes more naturally.
Kulağa daha doğal geliyor.
Nationality is not so important when it comes to a marriage.
Evlilikte Ulusun pek bir önemi yoktur. Önemli olan.
I... I imagine it's a room where you make a wish and it comes true?
Sanırım bir dilek tutup dileğinin gerçekleştiği bir oda?
You see, there's not much I don't know about when it comes to Goldstone.
Gördüğünüz gibi, konu Goldstone olunca benim bilmediğim bir şey yoktur.
They hurt each other more than anyone, but... they're vicious when it comes to protecting each other.
Birbirlerine herkesten daha çok zarar verdiler ama konu birbirlerini korumaya geldiği zaman çok acımasızlaşırlar.
Especially when it comes to anything with fangs.
Özellikle dişlere sahip bir şey söz konusu olduğunda.
I haven't done enough... well enough, when it comes to you.
Konu sen olduğunda.. .. yeterince çabalamadım.. .. daha iyisini yapamadım.
It comes free with the job, yes.
İşle birlikte bedelsiz olarak veriliyor, evet.
Not when it comes with a geno-side of rice.
Soy-Kırım princi ile geldiği zaman değildir.
I think I have it. Here it comes.
Galiba bunu yapabilirim.
It comes from providing people with a decent quality of life.
İnsanlara kaliteli bir hayat sağlayarak kurulur.
Because I'm a pessimist when it comes to the future of the bloc, and I have no desire to live under the thumb of you or your compatriots or the RAPs.
- Blokun geleceğini düşündüğümde karamsarım. Ve senin, vatansever dostlarının ya da uzaylıların emri altında yaşama arzum yok.
Magda, we agreed that when it comes to Eliza, we talk.
Eliza ile ilgili her şeyi birbirimize anlatacağımız konusunda anlaşmıştık Magda.
If it comes down to it, don't deal with Dmitri.
Eğer o raddeye gelirse Dmitriy'le uğraşma.
Simon, when it comes to you, I am still just Clary Fray.
Simon ben hâlâ aynı Clary Fray'im.
When it comes time to step aside...
Zaman olgun oldu, ben kenara adım olacaktır.
When it comes to killing, I've always been better.
İş öldürmeye gelince, ben her zaman daha iyiydim.
They say it comes in threes.
Üçlü geldiğini söylüyorlar.
Here it comes.
İşte geliyor.
Showing you that when it comes to crap fathers, there is no "deep down."
Boktan babaların kalbi olmadığını gösteriyorum sana.
Your private life is none of my business, but when it comes to Trixie... keep Lucifer out of it.
Özel hayatın beni zerre kadar ilgilendirmez ama mevzu Trixie olursa Lucifer'ı ondan uzak tut.
When it comes to this sort of thing, he's quite judgy.
Bu tarz konularda çok yargılayıcı oluyor kendisi.
Your private life is none of my business, but when it comes to Trixie... keep Lucifer out of it.
Ama mesele Trixie olunca Lucifer'ı uzak tut.
Well, except when it comes to me.
Konu ben olunca başka tabii.
It comes from them.
Onlardan geliyor.
I'd say you're different from your cousin when it comes to truth, justice and the American way,
Mesele doğruluk, adalet ve Amerikan stiline gelince kuzeninden farklı olursun sanmıştım.
We have to move her now, before it comes back.
- Tekrar gelmeden Senatör'ü götürmemiz gerek.
I don't know where it comes from. Don't be an island, Nate.
- Onun nereden geldiğini bilmiyorum.
You need money. This is where it comes from.
Paraya ihtiyacınız var para da buradan geliyor.
It comes with the territory.
- Durum gereği.
It comes from all your experience with weddings.
Sizin yaşadığınız onca evlilik tecrübesinden çıktı.
Who knows how long it'll be before he cools down and comes back?
Ne zaman sakinleşip geri döneceğini kim bilir?
Maybe Sol will trip over it when he comes back.
Belki de Sol geri döndüğünde takılıp düşecektir.
Here comes the river. It's a six of diamonds.
İşte başlıyoruz. 6'lı karo'su var.
But this article comes out, it's not gonna be hard for people to do the math.
Ama bu yazı yayınlandığında, insanların hesap yapmaları zor olmayacak.
It all comes back to this in the end, doesn't it?
Sonuçta hepsi son buluyor değil mi?
And if that day comes, I hope that someone makes it their business to help her, too.
O gün geldiğinde, umarım biri de ona yardım eder.
When he comes, it'll make him happy.
Geldiğinde bu hoşuna gider.
Man : ♪ set it off, set it off, set it off ♪ So every 28 days, it comes like clockwork,
Yani 28 günde bir, saat gibi çalışır.
It all comes down to the next few minutes.
Her şey birkaç dakika içinde belli olacak.
I mean, if we go to trial, then it all comes out, right?
Yani eğer duruşmaya gidersek her şey açığa çıkar değil mi?
Turn it upside down, her top comes off.
Ters çevirdiğinde üstü çıplak oluyordu.
All your posturing. All your claims about doing what's best for the timeline, about protecting history, and it all comes down to cold blooded murder.
O duruşların, zaman çizgisi için en iyi şeyi yaptığını iddia etmen tarihi koruduğunu sanman.
It all comes back to polishing the badge.
İşin aslı rozeti parlatmaktır.
it comes and goes 36
it comes with the territory 18
it comes to 16
it comes with the job 18
comes 19
comes to mind 27
comes with the territory 27
comes and goes 20
comes around 23
comes from 24
it comes with the territory 18
it comes to 16
it comes with the job 18
comes 19
comes to mind 27
comes with the territory 27
comes and goes 20
comes around 23
comes from 24
it could kill you 25
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could happen 61
it counts 25
it could have been worse 50
it couldn't 27
it could go either way 16
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could happen 61
it counts 25
it could have been worse 50
it couldn't 27
it could go either way 16