It just disappeared tradutor Turco
215 parallel translation
It just disappeared, huh?
Yok olmuş, değil mi?
It just disappeared from the scope.
sana söyledim, onu kaybettim. Bir anda ekrandan kayboldu.
Number 5 left the debriefing station and then it just disappeared.
5 Numara sorgu istasyonundan ayrıldı ve sonra birden yok oldu.
It just disappeared.
Gözden kayboldu.
It just disappeared.
Sadece kayboldu.
It just disappeared, but they won't believe me.
Sadece kayboluverdi, ama bana inanmıyorlar.
It just disappeared!
Şimdi kayboldu!
It just disappeared.
Kayboldu.
It just disappeared.
Demek yok oldu ha?
It just disappeared.
Birden bire yok olmuş.
It's like it just disappeared.
Sanki yer yarıldı da içine girdi.
It just disappeared in one minute.
Bir dakika içinde gözden kayboldu.
I had one on the trip but I took some aspirin and it just disappeared.
Gezi sırasında baş ağrım oldu ama biraz aspirin aldım ve hemen geçti.
You just need to remember what it is that disappeared the moment you awoke.
Uyandığın anda ortadan kaybolan şeyi hatırlamalısın.
It couldn't have just disappeared.
Paralar ortadan kaybolmuş.
Then it was on his whole head, and then in just a second he disappeared.
Tüm başını kapladı ve bir anda doktor ortadan kayboldu.
And if it isn't, they've just disappeared.
Eğer başarılı olamazsak onlar da kaybolur.
It can't just have disappeared.
Kısa zaman içinde haber alırız.
They haven't disappeared - it's just that people don't know how to laugh any more.
Onlar ortadan kaybolmadı, sadece insanlar nasıl güleceklerini bilemiyorlardı artık.
It's as though he just... disappeared.
Sanki bir anda yok olmuş.
The plane on which Baumer was travelling disappeared into the Pacific Ocean, we'll unfortunately never know if it was due to sabotage or just a simple accident.
Baumer'in bindiği uçak Pasifik Okyanusu'na gömüldü maalesef olayın bir sabotaj mı yoksa basit bir kaza mı olduğunu asla bilemeyeceğiz.
It just let go of me and disappeared.
Beni bırakıp gitti.
What the hell do you mean it just disappeared?
Bir anda kayboldu da ne demek?
He just disappeared. It was like he went on strike too.
Tıpkı metroda yaptığı gibi bir anda ortadan kayboldu.
You see the bottom of the spectra scope blew it to the wall... - and Jenning just... just disappeared. - Excuse me.
- Okuyucunun alt kısmı onu duvara yapıştırdı ve Jenning ortadan kayboldu.
It's like they just disappeared.
Sanki yok oluverdiler gibi.
It seems just to have disappeared.
Kaybolmuş görünüyor.
Michael, it's just disappeared.
Birden yok oluverdi.
If I could see a body, if there were wreckage, I'd accept it, but my mother has just disappeared.
Bir ceset yada bir gemi enkazı görsem kabulleneceğim ama annem sadece kayboldu.
Maybe it's just your Chief of Security who's disappeared.
Belki de ortadan kaybolan sadece Güvenlik Subayındır.
It's like he just disappeared into fat air.
Bir anda yok oldu sanki.
Less than nine months after the alleged crash of a UFO in Roswell, the U.S.S. Eldridge did more than just hide from radar screens. It disappeared altogether from the Philadelphia Navy Yard only to reappear minutes later, hundreds of miles away, in Norfolk, Virginia.
Roswell New Mexico'daki UFO kazasından 9 ay sonra,... USS Eldridge gemisi sadece radar ekranlarından gizlenmekle kalmadı aynı zamanda Philadelphia Donanma Merkezi'nden tamamen yok oldu.
It was dismissed, just a few weeks before he disappeared.
Düştü, kaybolmasından birkaç hafta önce.
It's disappeared just like that. Yeah.
* Birden ortalıktan yok olunmaz ki!
It was like he just disappeared.
Sanki yok olmuştu.
It's amazing how everyone's just disappeared.
Herkesin öylece kaybolması şaşırtıcı.
It's just a shame you got there too late, right after he disappeared.
Oraya o kaybolduktan hemen sonra gelmen zamanında gelememen kötü oldu.
I mean, would it be such a great loss to the world if this Foster guy, if he just sort of disappeared?
Yani şu Foster denen adam yok olsa dünya için büyük bir kayıp mı olur?
It couldn't have just disappeared. I mean....
Ben bulamadım, buhar oldu.
It was like his mind, his spirit, whatever you want to call it, just disappeared.
Beyni gibi, yada ruhu, ona her ne deniyorsa, kaybolmuştu.
Excuse me, but it might be easier if Resnick just disappeared.
Resnick'in ortadan kaybolması daha kolay olabilir.
Before 1989, Henry held down a job for nine years at a train yard, but after the accident, as you said, it's like he just disappeared off the face of the earth.
1989'dan önce 9 yıl süren tren şefliğinde çalışmış. Ama kazadan sonra sanki dünya yüzünden silinmiş.
We gotta make it look like he just disappeared. We have to call the police.
Polisi aramalıyız.
And then just as it happened when she disappeared,
Bir gün, Terry eve döndüğünde onu evde buldu.
I do know that having that kind of proof in my hands, it was just too good to be true. I don't think that's why the body disappeared.
Tek bildiğim, elimde gerçek olamayacak kadar güzel bir kanıt olduğuydu.
It's almost like the last three or four years you've just kind of disappeared.
Neredeyse 3-4 yıldır ortalarda yoksun.
It's like they just... Disappeared.
Onlar sanki... kaybolmuşlar.
Dad got hooked on dope, disappeared, and mom brought us up, but she died two years ago, breast cancer, so it was just me and Aisha.
Babam uyuşturucuyu bırakamadı. Ortadan kayboldu. Annem bizi büyüttü ama iki yıl önce göğüs kanserinden öldü.
From what NASA and SATCOM tell me, it looks like the asteroid just disappeared.
NASA'nın ve Uydu İletişimi'nin söylediğine göre, göktaşı birden yokoldu.
It's just that I had this friend and now he has disappeared.
Bir arkadaşım vardı ve şu an ortadan kayboldu.
Lmpossible, it can't have just disappeared.
İmkansız. Öylece kaybolmuş olamaz.
it just happens 49
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just sort of happened 20
it just sucks 20
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just sort of happened 20
it just sucks 20