It just happens tradutor Turco
1,176 parallel translation
It just happens.
Bir anda oluverdi.
It just happens when you're a waitress.
İnsan garson olunca bu doğaldır.
It just happens to signal that his intentions go beyond platonic.
Bu sadece niyetlerinin platonikten öte olduğunun sinyalidir.
And I guess all that charming, nervous stuff seems to work somehow... because we get back to her house and... it just happens.
Sanırım bütün o şirin, heyecanlı tavırlar işe yarıyor çünkü evine gittiğimizde her şey kendiliğinden gelişti.
Sometimes it just happens when you make the wrong ones.
Bazen yanlış tercihleri yaptığında öylece oluveriyor.
It just happens to coincide with Egyptian New Year.
Yalnızca Mısırlıların yılbaşısıyla çakışıyor da.
It just happens these days.
Bu zamanda böyle.
you're unbelievable. I was miserable before I met her, and it just happens, you know?
Onu tanimadan once sefildim, iste oldu.
What happens to a nail to make it decide that it just can't anymore?
Çiviye ne olur da... artık daha fazla resmi taşımaması kararını verdirir.
I admit it's a generous allowance for reasonable people. Just so happens that neither my stepdaughter nor I are reasonable people.
İtiraf etmeliyim ki harçIığımızın miktarı, normal insanlar için oldukça cömert ama ne üvey kızım ne de ben normal insanlar değiliz.
Or was it just something that happens to two people... when they're alone on an island together?
Yoksa insanlar yalnızken olan sıradan bir şey miydi?
Okay, putting aside for the moment the question about just what it is you're taking, the memory or the soul let's say you take the essence of a great concert pianist and you put him in one of these great halls then what happens?
Tamam, ele geçirdiğiniz şeyin ne olduğunu şimdilik bir kenara bırakırsak, zihin ya da ruh diyelim ki müthiş bir piyanistin özünü ele geçirdiniz ve onu o muhteşem salonlardan birine koydunuz... Tamam. -... sonra ne oluyor?
It often happens the first time you put on a wedding gown, but you get over it, it's just a bit of, cafardness
Duvağı ilk takışında böyle hissetmen çok normal, canım. Ama merak etme bu kötü havayı çabuk atlatırsın.
Well, it just so happens that the woman of my dreams is gonna be at the school dance tonight, and I plan on attending.
Sonunda oluyor. Rüyalarımın kadını..... bu gece okul dansında olucak, ve ben de orada olacağım
It just so happens that Mr. Twig is far more stable than Mr. Hat could ever be!
Ama şu var ki Bay Dal Bay Şapka'nın hiç olamadığı kadar dengeli biri.
"There's not a damn thing you can do about it " so you might as well just sit back and wait and see what happens. "
Yapabileceğin hiçbir şey yok o yüzden arkana yaslanıp neler olacağını izle ve gör. "
Then you get a big ol'aneurysm and you slump over your desk Okay, everything in between just happens, Pete.... enjoy it
Ardından kötü bir hastalığın olur aniden teneşire düşersin. Her şey bunların arasındadır, Pete, tadını çıkar.
You're just never here when it happens.
Sadece yaptığımda burda yoksun.
Well Mr.Smartypants, it just so happens we ARE going on a field trip tomorrow.
Bay Akıllı Bıdık, ne tesadüftür ki yarın bir okul gezisine gidiyoruz.
Well it just so happens that we just received another film from another anonymous viewer.
Ama gelin görün ki başka bir meçhul izleyicimizden başka bir film daha aldık.
You just see that it never happens again.
Şunu anlamalısın ki bu bir daha olmayacak.
I wish I could walk in just when it happens so right then you'd know it was me.
Konuştuğunda keşke içeri girebilsem. Bu durumda benim olduğumu bilirdin.
- That's just not how it happens.
- Ama öyle olmuyor.
It just so happens... - What's in your ear?
Aslında ben- -
And every time it happens, I think I figure it out just a little bit faster.
Ve her olduğunda, sanırım biraz daha hızlı farkına varıyorum.
It just so happens that I'm on the board of directors.
Ben de yönetim kurulundayım.
Very funny... But it just so happens he was otherwise engaged.
Çok komik... ama o sadece bu olduğunda... oldukça meşguldü.
It's just when people touch my skin, something happens.
İnsanlar cildime dokununca bir şey oluyor.
It happens just once. It will never happen again.
Bu ilk kez oluyor, bir daha asla olmaz.
It just so happens, I'll be hanging my half down at the quarry.
İşte taş ocağında falan takılıyorum.
It just so happens... that the president of the United States, my new boss, the leader of the free world, has penciled me in for a little face time.
Aslında, durum şöyle, Bay Başkan,... benim yeni patronum, özgür dünyanın lideri... benimle yüz yüze görüşmek için bir randevu verdi.
It just so happens that I'm single.
Biliyor musun aslında ben de bekarım.
Well, it just so happens, I think I look nice.
Gerçek şu ki, bence iyi görünüyorum.
And it just so happens...
Aynen öyle olacak.
Don't you get it? In this country, nobody "just happens" to have a gun. Don't you get it?
Herkesin silahı var diyorum, anlamıyor musun?
It just happens
Kuru bir yaprak gibi, ben heyecanlandırıldım
He just kinda happens in to them, and they don't know, who he is or what he does... until he does it.
Onların karşısına çıkıverir. Onlar da ne kim olduğunu bilirler... ne de ne yaptığını, ta ki yaptığını yapana dek.
'cause it seams like you know exactly what's gonna happen, just before it happens, and it's just like fucking with me!
Olacakları bilir gibisiniz... olmadan hemen önce, sanki benimle dalga geçiyorsunuz.
Well, let's just get out of here before it happens again.
Neyse, hadi bir daha olmadan gidelim buradan.
It just so happens i'm not completely--Shaved! I mean shallow!
Sığ değilim diyecektim.
Well, it just so happens that...
Görünüşe göre...
- I just hope it really happens.
- Umarım sahiden yapabiliriz.
It just so happens that hearing you play music again is # 26 on my list.
Listemde ki 26 numara, senin şarkılarını yeniden dinlemek.
Anyway, I'm sorry, but that just happens to be how I feel about it.
Herneyse, özür dilerim, ama bu konu hakkında böyle hissediyorum.
I'm sorry, but that just happens to be how I feel about it.
Herneyse, özür dilerim, ama bu konu hakkında böyle hissediyorum.
It just so happens that I've met many fine young lovelies on blind dates.
Genelde iyileri çıkar görüşmeden randevularda bir çok tatlı kişiye rastladım.
It just so happens I don't got a home to go to.
Zaten öyle olacak. Gideceğim bir evim yok.
It just so happens I have my Mary Kay sample case.
Mary Kay örnek çantamla kolayca halledersin.
Isn't it odd that what Hagrid wants more than anything is a dragon and a stranger just happens to have one?
Garip değil mi? Hagrid'in her şeyden çok istediği şey bir ejderha. Birden bir yabancıda buluyor.
They say it when they flood the house, when they tear it to shreds, that destruction is a form of creation, so burning the money is ironic. They just want to see what happens when they tear the world apart.
Eve basıp tarumar ettikleri zaman yıkımın, oluşumun bir şekli olduğunu söylemişlerdi.
Oh, I know. Let's just give it a shot and see what happens.
Biliyorum ama yine de bir deneyelim ve bakalım neler olacak.
it just doesn't feel right 28
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just came out 53
it just slipped out 30
it just sort of happened 20
it just occurred to me 28
it just goes to show 17
it just feels right 19
it just so happens 29
it just is 92
it just doesn't 17
it just came out 53
it just slipped out 30
it just sort of happened 20