It looks tradutor Turco
30,820 parallel translation
And the girl wearing it looks real familiar.
Ve çok tanıdık duruyor.
Yeah, it looks like the money manager did it.
Mali menajer öldürmüş gibi duruyor.
Still waiting on ballistics, but it looks like it's a large caliber bullet, most likely from a rifle.
Hâlâ balistik sonuçlarını bekliyoruz ama büyük kalibreli bir silaha benziyor. - Muhtemelen bir tüfek. - Saldırganı gören olmuş mu?
Oh, well, it looks like Detective Douche is the one who needs a hug.
Görünüşe göre Dedektif Şapşal'ın sarılmaya ihtiyacı var.
No one actually thinks that you did this, but you know what it looks like, right?
Kimse bunu senin yaptığını düşünmüyor ama nasıl gözüktüğünün farkında mısın?
On second thoughts, it looks like I came at just the right time.
Tekrar düşündüm de tam da zamanında gelmişim sanırım.
It looks like the cavalry's arrived.
- Şövalyeler gelmiş gibi duruyor.
Well, it looks like we got a man's sneaker.
Erkek spor ayakkabısına benziyor.
It looks like there's writing on one s... side.
Bir tarafında bir şeyler yazıyormuş gibi duruyor.
So based on my preliminary assessment of the wounds, it looks like Duncan came through the door, attacked victim number two with the same weapon used to kill Maddie Howard.
Pekâlâ. Yaraların ön incelemesine göre Duncan kapıdan girmiş Maddie Howard'ı öldüren silahla ikinci maktule saldırmış gibi duruyor.
It looks like the victims were meeting about an antique pocket watch the night they died.
Görünüşe göre kurbanların öldükleri gece buluşma nedeni antika bir cep saatiymiş.
It - - it looks like he was conducting an entire underground business, uh, catering to, uh...
Görünüşe göre bu gizli satışları organize ediyormuş. - Bunları şeylere servis ediyor...
Yeah, right now, it looks like his whole party...
Evet görünüşe göre tüm ekibi orada.
Now it looks like we've arrived at the area
Bölgeye vardık gibi görünüyor.
He's probably just trying to make friends, but it looks like Philip snuck out last night.
Büyük ihtimalle arkadaş edinmeye çalışıyor ama,... Philip dün gece galiba evden çıkmış.
Very unpleasant, or at least it looks that way.
Hiç hoş değil, ya da bize öyle görünüyor.
It's crazy how realistic it looks.
Öyle gerçekçi görünüyor ki.
I'd say let's burn it, But it looks completely inflammable.
Yakalım derdim,... ama tamamiyle yakılamazmış gibi gözüküyor.
It looks like meat.
Et gibimin bişi o.
It's... probably not as bad as it looks.
Muhtemelen göründüğü kadar kötü değildir.
It... it looks done, but it's not.
Bitmiş görünüyır, ama bitmedi.
It looks a lot better on me, don't you think?
Tam bana göre bir şey değil mi,?
It looks like A.J. found the scroll.
A.J. listeyi bulmuş gibi gözüküyor.
It looks like you might have left out some details.
Görünüşe göre birkaç detayı atlamışsın.
But it looks like they've been pumping this stuff in his system for months.
Ama aylardır bunu sistemine veriyorlarmış gibi gözüküyor.
My gosh, it looks so - -
Tanrım, çok...
- This is not as easy as it looks.
- Göründüğü gibi kolay değil.
Hey, so, it looks like you're getting your first real-live roach hunt, huh?
Desene ilk canlı böcek avına çıkıyorsun.
She didn't know where she'd first heard of it, but trace it back, and it looks like the first real use of the hashtag was last weekend.
İlk nerede duyduğunu bilmiyordu ama geriye doğru aradığımızda etiketin asıl olarak ilk kullanımı geçen hafta sonu gözüküyor.
Okay, um... it looks like she was at a demo, and she took a selfie in front of a war memorial.
Pekâlâ... anlaşılan bir tanıtımdaymış ve bir savaş anıtının önünde özçekim yapmış.
It looks like the fox in the Nine Inch Nails video That's being eaten by ants.
Nine Inch Nails klibindeki şu karıncaların yediği tilkiye benziyor.
It looks like it should be screaming at an old lady in an Aphex Twin video.
Aphex Twin'in klibinde yaşlı kadının tekine bağırması gerekiyor sanki.
It looks like you raided the family album...
Anlaşılan aile albümünü kurcalamışsınız.
Well, it looks to me like you made some new friends. No?
Bana kalırsa, çoktan yeni arkadaşlar edinmişsiniz bile.
- It looks like a battlefield, boss.
- Burası savaş alanı gibi, patron.
The, uh, bed in there looks a little skanky, but I'm up for it if you are.
İçerideki yatak biraz iğrenç duruyor ama sen tamam dersen, bana uyar.
It almost looks like you're in over your head.
Boyundan büyük işlere bulaşmışsın gibi gözükecek neredeyse.
- Yeah, well, it looks like
- Görünüşe göre Wes, Cassandra'nın dokturunu suçlamış.
Looks like it started with this girl here.
Şu kızın ölmesi ile başlamış.
'Cause it kinda looks like you're falling apart.
Çünkü dökülmeye başladın.
It actually kind of looks like you.
Aslına sana öyle görünüyor.
That looks like it could be the silo.
Silo olabilir gibi görünüyor.
Place looks like it's doing okay.
- Aynen. İşler yolunda gibi görünüyor.
Check it out. Looks like a normal vest with a ton of pockets, right?
Şuna bak, bol cepli sıradan bir yelek gibi değil mi?
It looks like the offending email address is registered to... Here it is.
İşte.
Looks like they reverse engineered it from some of our drone parts and so on.
Görünüşe göre insansız hava aracımızın bazı parçalarıyla tersine mühendislik yapmışlar.
- Bust for months by the looks of it.
- Görünüşüne bakılırsa aylardır ilgilenen olmamış.
They've hoovered up their ID from GCHQ by the looks of it.
Görünüşe göre kimlik bilgilerini Siber İstihbarat Kurumu'ndan çekmişler.
Looks like it.
Öyle görünüyor.
And here's what the same ton of cocaine looks like when it's converted into cash.
Şimdi aynı ton kokain nakde çevrildiğinde bu şekilde gözüküyor.
It even looks dangerous on a map.
Haritası bile tehlikeli.
it looks delicious 68
it looks great 138
it looks good 232
it looks awesome 16
it looks so good 20
it looks nice 52
it looks amazing 30
it looks like you 17
it looks beautiful 29
it looks like rain 21
it looks great 138
it looks good 232
it looks awesome 16
it looks so good 20
it looks nice 52
it looks amazing 30
it looks like you 17
it looks beautiful 29
it looks like rain 21