It seems to me tradutor Turco
2,193 parallel translation
'Cause it seems to me some kind of harmony is on the rise.
Çünkü bana öyle geliyor ki, bir çeşit ahenk yükselişte.
And unless you make a habit of removing tarps from the backs of stolen pickups, it seems to me you went out looking for the victims.
Ve eğer çalıntı pikapların arkasındaki muşambaları kaldırmak gibi bir alışkanlığınız yoksa anladığım kadarıyla kurbanları arıyordunuz.
No, it seems to me that coming out is something young people do.
Hayır, bu daha genç insanlar için söylenebilir birşey.
Sir, at the risk of speaking out of turn, it seems to me those men might not share the same interests as you.
Komutanım, sıra size geldiğinde şöyle bir tehlike olacak ki o da, bu adamların, sizinle aynı görüşte olmayacağı.
And it seems to me That a woman le you would like to keep The few friends that she has left.
Ve bence, sizin gibi bir kadın, elinde kalan bir kaç dostunu da kaybetmek istemez.
- And it seems to me that a woman like you would like to keep the few friends that she has left.
Bana öyle geliyor ki, sizin gibi bir kadın, sahip olduğu son bir kaç arkadaşını kaybetmek istemez.
How's it your fault? It seems to me, teaching Rose how to keep her legs crossed doesn't fall into your jurisdiction as the tutor.
Bence, Rose'a bacaklarını kapalı tutmasını öğretmek özel öğretmeni olarak senin görevin değil.
You know, Mercy, it seems to me... like Lex may have been a little bit more than a mentor.
Mercy bana öyle geliyor ki Lex senin için bir akıl hocasından fazlaydı.
It seems to me that we're entitled to know about our food- -
Bence tükettiğimiz gıdalar hakkında şunları sorabilmeliyiz ;
It seems to me, and I must insist on making the observation forcefully, you should have collected much more money.
Bana öyle geliyor ki, ve bir gözlem yapmakta ısrar ediyorum, çok daha fazla para toplamış olmalıydınız.
It seems to me you've travelled a long road to end up right back where you were nine months ago, in thrall to some much younger woman who allows you to feel like you're completely in control,
Uzun bir yol katedip, dokuz ay önce olduğun noktaya geri dönmüşsün gibi görünüyor. Genç kızın birinin büyüsüne kapılmışsın yine. Tüm kontrol sendeymiş gibi hissettirmiş.
'How strange it seems to me now'that I ever should have linked your family misfortunes'to the House of Clennam.
'Şu anda ailenizin şanssızlıklarını 'Clennam evine bağlamam ne kadar da'garip görünüyor gözüme.
It seems to me that you're just on another trip.
Sanki bana, başka bir seyahate çıkmışsın gibi geliyor.
And it seems to me, just to be safe, we might wanna consider...
O yüzden, güvende olmak için, ben düşündüm de...
I mean, it seems to me that the Aurelia can't be in the cove for the simple reason that that's where Sebastian said she was.
Benim fikrim, Aurelia'nın o koyda olmadığı yönünde dayanağımsa, Sebastian'ın geminin orada olduğunu söylemesi.
, it seems to me that there is intimado with average Shreveport.
Shreveport'un yarısıyla tanışıyormuş gibime geliyor.
It seems to me that your fast-flying talent is well-suited to chasing down each and every one of the thistles.
Bana öyle geliyor ki, hızlı uçuş yeteneğin her bir devedikenini yakalamaya gayet elverişli.
It seems to me that you really wanted to have.
Çok.
It seems to me that in the end, the perfect con is where each one involved gets just the thing they wanted.
Bence kusursuz bir tezgâh katılan herkesin istediğini aldığı tezgâhtır.
A lot of it seems to me to be about Sookie's sexual awakening.
Şöyle kayda değer bir şey yapalım. Evet, kardeşim. Birkaç fiyakalı şey daha göster.
It seems to me the last thing you need another mouth to feed.
İhtiyaç duyduğunuz son şey doyuracağınız başka bir boğaz gibi görünüyor.
Now, it seems to me that someone running a cover-up couldn't have expressed it more clearly than that, could they?
Şimdi, görünen o ki, birileri bir şeyleri örtbas etmek istiyor ve bunu, bundan daha açık bir biçimde tarif edemezlerdi?
The way it seems to me, the man never made an actual threat against your life or property.
Ben şimdi anladığımı söyleyeyim bu adam sizin canınıza veya malınıza fiili bir tehditte bulunmamış.
Truly I don't, but it seems to me, you start lookin at the people hangin'around the grand jury, you'll find I'm right.
Gerçekten, bana sorarsan büyük jürinin etrafındaki kişileri araştırmaya başlayacak olursan haklı olduğumu göreceksin.
It seems to me that she has been blaming herself all of her life.
Bence, hayatı boyunca kendini suçladı.
- I said it seems to me...
Sana diyorum ki- -
It seems to me, the US government should have a little more reach than someone who's looking at major time.
Bana öyle geliyor ki hükümetin kolu, uzun süreli hapis bekleyen birinden uzağa uzanmalı.
So, to me, it seems like the only way A murder case gets treated as a priority by the l.a.p.d. Is if you're rich, white, or related to a cop.
Bana göre bir cinayetin ÖCT tarafından ele alınması için zengin, beyaz ya da LAE akrabası olmak lazım.
It seems Suwa-sama... has taken a liking to me
Görünen o ki, Suwa-sama'nın bana kanı ısındı.
It seems clear to me that we were quite pissed.
Ve alenen daha da kızıyorduk.
Because I know some people like it around 89 or 90 but that seems hot... To me.
Çünkü bazıları 31-32 dereceyi seviyor ama bu benim için çok sıcak.
Right, but there are some questions which- - I mean, it seems like there's a direct answer to- or a relatively direct answer- - - too many words, dad. What do you want from me?
Tamam, ama bazen öyle sorular vardır ki- - Yani, istesen de cevabını doğrudan-... veya ima ederek söyleyebileceğin- -
'Cause it seems a little personal to me.
Çünkü bu bana biraz kişisel geldi.
- It seems a bit aggressive to me.
- Bana biraz sert gibi geldi.
- It seems you're wrong again. - Listen to me!
- Bak yine yanıldın.
"Yet, it seems as if, " even if we were to travel to the ends of the earth, " my past would follow me there.
Yine de, bana öyle geliyor ki dünyanın sonuna kadar gitsem bile, geçmişim beni oraya kadar da takip ederdi.
But it seems dangerous to me.
Ama bence çok tehlikeli.
It seems plenty fancy to me.
Bana oldukça lüks gibi geldi.
It seems he will be able to continue working for me forever.
Sonsuza dek benim için çalışabilir.
To me, it seems like you have dementia already.
Bana zaten şimdiden bunamaya başlamışsın gibi görünüyor.
But it seems unnecessary for me to come here
Ama buraya gelmem gereksizmiş gibi görünüyor.
And if you find anything else that seems off... you come to me and we deal with it.
Ve alakasız bir şeye rastlayacak olursan bana gel, çaresine bakalım.
You impress Tommy to me, it seems that you know the FBI.
FBI hakkında bilgi sahibi olmandan çok etkilendim, Tommy.
I know it seems cruel of me to ask.
Bunu istemek büyük acımasızlık, biliyorum.
- But it seems to me...
- Ama benim gördüğüm...
It seems so long ago that the clockwork of events that led me here began to turn.
Buraya düşmeme sebep olan olayların üstünden çok uzun zaman geçti sanki.
Well, it seems that God has chosen me to sing his song.
Tanrı, şarkısını söylemem için beni seçmiş gibi görünüyor.
It seems so wrong now to have my personal freedom denied to me within my own country.
Şimdi kişisel özgürlüğümün kendi ülkemde kabul edilmemesi çok yanlış geliyor.
- It seems to me, I think, commitments abound. Busy bee.
Çok meşgulüm.
I don't know why, but it just seems to follow me round.
Neden bilmiyorum, ama sanki peşimi bırakmıyor gibiydi.
It seems pretty cut and dry to me, sir.
Bana göre her şey ortada, Hâkim Bey.