English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Just me and him

Just me and him tradutor Turco

1,331 parallel translation
You fell in love with Christian, and now that it's just me and him, you're trying to get your revenge.
Christian'a aşıksın. ve artık sadece o ve ben varım. Bu yüzden intikam almaya çalışıyorsun.
It's just me and him.
- Ben ve oğlum sadece.
My father gave me that same bike when I was about his age, and I just wanted to talk to him all about it, you know?
Babam da aynı yaşlardayken bana o bisikletten almıştı, ve onunla bunun hakkında konuşmak istedim, bilirsin işte?
After she attacks my boyfriend on the street... damning him to the fires of hell and swimming with carnivorous dogs. And now she expects me to smile and curtsy... and just go to Lunar New Year dinner like nothing happened. Nice, huh?
Sokakta sevgilime saldırıp onu cehennemin ateşlerinde yanması ve etobur köpeklerle yüzmesi için lanetledi şimdi de gülümseyip hiçbir şey olmamış gibi Yeni Ay Yılı yemeğine gitmemi mi bekliyor?
Once Danny's let Jake beat him, he'll be out of the game... and it'll just be Jake and me.
Danny'nin Jake e kendisini yenmesine izin verdiğinde oyun dışı kalır ve sadece Jake ile ben kalmış olurum.
I'm going with you. Oh, you can't actually, because it's just supposed to be me and him.
Aslında gelemezsin, çünkü mesele onunla benim aramda.
He went through a really bad breakup, and he just needed me to be there for him.
- Desteğime ihtiyacı vardı. - Yaptığın şey hastalıklı ve yanlış.
Yeah, just this morning, someone cut me off, and I flipped him the bird.
Daha bu sabah birisi benim önümü kesti, ve beni bir kuş gibi savurdu.
You know, I just didn't expect to see him tonight, and it's completely thrown me off.
Onu bu gece görmeyi ummuyordum ve bu durum beni tamamen şaşırttı.
YOU KNOW WHAT? JUST GO OVER THERE AND ASK HIM IF HE LIKES ME.
Oraya gidip benden hoşlanıyor mu, sor.
No, I'm sorry. If someone else is using his credit cards... and Grant hasn't called me, I just know something terrible's happened to him.
Kredi kartını başkası kullanıyorsa beni de aramadığına göre, kesin başına kötü bir şey gelmiştir.
I just can't stand the thought of him all alone somewhere, miserable and hating me.
Onun bir yerlerde yalnız, çaresiz ve benden nefret eder şekilde olduğu fikrine dayanamıyorum.
I mean, I--I carried him inside of me and... it's just as if I don't even know him.
Yani, ben... ben onu karnımda taşıdım sanki onu hiç tanımamışım gibi.
But when Max came home and told me about this nice man who helped him get into college, I just felt sick to my stomach.
Ama Max eve gelip bana üniversiteye girmesi için yardım eden bu iyi adamı anlatınca midemde bir ağrı hissettim.
Because he thinks he can do whatever he wants, and you'll just keep me from coming down on him.
Çünkü canı ne isterse yapabileceğini düşünüyor ve senin, onun yakasına yapışmamı engelleyeceğini biliyor.
Look, I know how bad that sounds, it's just, you've got to trust me- - there's nothing going on between me and him.
Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama inan bana aramızda bir şey yok.
I was so insecure when I was with him, Peyton... and this whole thing just reminded me that I don't wanna be that girl again.
Ondan hoşlandığım zamanlarda çok güvensizdim, Peyton... ve bütün bu şeyler bana şunu hatırlattı : ben artık o kız olmak istemiyorum.
I was so insecure when I was with him, Peyton... and this whole thing just reminded me that I don't wanna be that girl again.
Ondan hoşlandığım zamanlarda çok güvensizdim, Peyton... ve bütün bu şeyler bana şunu hatırlattı : ben artık o kız olmak istemiyorum.
He just wants me to agree with him and say, " Wow, Nate!
Tanrım. Evet.
We found him in a crater, just like you and mom found me.
Onu bir kraterde bulduk. Aynı beni bulduğunuz gibi.
I was just like him, and my parents had brought me to life with their love.
Ben onun gibiydim ve anne babam sevgileriyle bana can vermişti.
He was just accusing me of revealing his secrets to Lionel Luthor. I tried to explain to him, and he wouldn't listen.
Sırlarını Lionel Luthor'a anlatmakla suçladı beni, sonra ona anlatmaya çalıştım ama beni dinlemedi.
You stay here, and if he shows up just call me and try and keep him calm.
Sen burda kal, gelirse beni ara ve onu sakinleştirmeye çalış.
Just him and me.
Sadece o ve ben.
Look, I want to know if you can just go ahead and let him get his diploma, because it's really important to him... and me.
Bak, ona diplomasını verecek misin bilmek istiyorum, çünkü bu onun için çok önemli... ve benim için.
Red can you please just do me a favour and tell Eric you miss him a little?
Red Benim için Eric'e onu özlediğini söyleyerek bir iyilik yapabilir misin?
His rough hands pulling me to him and just taking me.
Kaba elleriyle beni kendine çekişini ve bana sahip oluşunu.
Just tell me who's in charge, then I could thank him... for putting fake IDs in my locker and getting me... hauled off to the sheriff's department.
Bu işten kimin sorumlu olduğunu bana söylersen ona dolabıma sahte kimlik koyduğu için şahsen teşekkür edeceğim.... polisle dertte olan başımı da kurtaracağım..
I know I just called, but... my husband yelled at me again about being stricter with Francis, and I wanted to know if you could write me a note that says yelling at him could damage his psyche?
Biliyorum sizi sürekli arıyorum ama kocam az önce yine bağırdı, Francis'i disipline sokmakla ilgili sizden ricam eşime bir not yazabilir misiniz, onun bu bağırmalarının... Francis'in ruh halini kötü etkilediğiyle ilgili?
You should've told him Tommy Vincent has got the right to make up his own mind just like you and me.
Ona söylemeliydin Tommy. Vincent kendi kararını kendisi vermek zorunda. Tıpkı bizim gibi.
Just give him to me, and you're on your way.
Ver onu bana, sen de yoluna git.
I once spent an entire evening with him, just the two of us and he told me all about his life before he became a star.
Bir akşamı onunla geçirdim, sadece ikimizdik ve bana yıldız olmadan önceki hayatını anlattı.
And Arthur got down on one knee just like in the movies and asked me to marry him.
Derken Arthur, aynı filmlerdeki gibi tek dizinin üzerine çöküp bana evlenme teklif etmesin mi?
It's some stupid local boy playing a prank on me I'm going to find him today, bring him before everybody.. .. and prove to them that he's just another boy!
Buradaki bazı aptal çocuklar bana bir oyun oynuyor onu bugün herkesten önce bulacağım ve buraya getireceğim ve onlara bunun sadece bir çocuk olduğunu ispat edeceğim!
And just because I danced with him, he kept chasing me around the club.
ve o zaman onunla dans ettik, Club un heryerinde peşimde dolanıp durdu.
Can you just do me a favor, and just check him out first?
Bana bir iyilik yapıp önce onu kontrol edebilir misin?
Sunehri was just and anyway you're the one who asked me to get to know him well.
Sunehri sadece.. .. herneyse, banden O'nu iyi tanımamı isteyen sensin.
I just got in the cab and told him to take me to the closest hospital, which was here.
Taksiciye beni en yakın hastaneye götürmesini söyledim, burasıymış.
All right, just try to keep him in sight, and keep feeding me directions.
Pekâlâ, gözünüz üzerinde olsun ve beni yönlendirmeye devam edin.
I told him you were coming back soon, and he just turned and looked at me.
Yakında döneceğinizi söyledim, ve sadece dönüp, baktı.
I'll be like one of those old Eskimos, goes out on the ice floe and... just sits there and waits for the polar bear to get him... and that's that and I don't want you to come looking for me and I can't have one of those scenes that we saw in the hospital with that woman and her husband.
Buz kütlesini üstüne çıkan Eskimolar gibi olmak istiyorum. Oraya oturup kutup ayılarının onu yakalamasını bekler. O kadar.
When I screwed him in jail he just kept whistling and looking at me like this.
Onu cezaevinde sıkıştırdığım zaman yaptığı tek şey ıslık çalmak ve bana böyle bakmaktı.
Just tell me about him, and make it simple.
Bana yalnızca ondan bahset, ve sade bir şekilde anlat.
So at the hospital, when they confirmed his death... I heard his soul calling me, and I just knew... I knew I had to be with him.
Hastanede onun ölüm saatini söylediklerinde ruhunun bana seslendiğini işittim.
And me... I just gave him the tools to do it.
Ve ben ben ona, bu iş için gerekli aletleri verdim.
I just don't think it'll work between me and him.
Onunla aramızda bir şey geçemez değil mi?
I just... wanted him to understand what he had done to me... and things ran a little control.
Onun... bana yaptıklarını anlamasını istiyordum. Ama her şey kontrolden çıktı.
I was attracted to Ahren... and I was just trying to keep him away from Bianca and me.
Ahren'e bir şekilde bağlandım... ve ben sadece onu Bianca'dan ve kendimden uzak tutmaya çalıştım.
Once I said to him how thin his waist was and how pretty I found his hair, just to get him to turn around, which he did... to tell me get out of his tent.
Bir keresinde dönmesini sağlamak için belinin ne kadar ince, saçlarırının ne kadar güzel olduğunu söyledim. Döndü de. Ama "çık çadırımdan" demek için
It's just that my dad didn't have much in common with his first two wives, and they left, so... It's just not fair to him or to me.
Babamın ilk iki eşiyle ortak pek bir yanı yoktu, ve onlar da ayrıldılar... bu sadece ona ve bana pek adil olmadı.
A wealthy doctor, estate with pool and tennis court, but I was just grateful that he's been so kind to Marissa and then last night I saw him with Veronica and it hit me.
Zengin bir doktor, havuzlu ve tenis kortlu bi evde, Ama ben sadece Marissa'ya çok iyi davrandığı için minnettarım. Ve sonra dün gece onu Veronice ile gördüm ve beynimden vurulmuşa döndüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]