Love of my life tradutor Turco
1,316 parallel translation
Love of my life.
Hayatımın aşkıydı.
This morning, and I told her that you were the love of my life and that I didn't know what I was doing and that I must've gone temporarily insane.
Bu sabah, ve ona senin hayatımın aşkı olduğunu söyledim ve ne yaptığımı bilmediğimi geçici olarak delirmiş olabileceğimi.
She's the love of my life.
O benim hayatımın aşkı.
She is not the love of my life.
Hayatımın aşkı değildi.
- That she's the love of my life, that I cherish her above all others.
- Hayatımın aşkı olduğunu ve onu, her zaman her şeyin üstünde tutacağımı.
I'd like to dedicate this song to the love of my life and I hope maybe in another 20 years, she might forgive me for this.
Bu şarkıyı hayatımın aşkına ithaf etmek istiyorum. Ve umuyorum beni bir 20 yıl içinde, bütün bunlar için affeder.
But now I've found the love of my life.
Ama şimdi hayatımın aşkını buldum.
You're just feeling jealous because I've finally found the love of my life. because I've finally found the love of my life. ( Emphatically ) No, I am not jealous.
Sadece kıskanıyorsun çünkü sonunda hayatımın aşkını buldum.
She was the love of my life, prettiest woman I ever known.
O benim tek gerçek aşkımdı. Tanıdığım en güzel kadındı.
All that matters is that the world wide web won't be hosting mpegs of my old man Defiling the love of my life.
Çünkü internet, babamın hayatımın aşkını kirletirkenki görüntülerini yayınlamak istemedi.
From the age of 16 to 22, heroin was the love of my life.
16 yaşımdan 22 yaşıma kadar, eroin hayatımdaki en büyük âşkım oldu.
To Wes, my partner and the love of my life.
Wes'e, partnerim ve hayatımın aşkına,
The love of my life.
Hayatımın aşkını.
"The rest of my worldly possessions, my castle and grounds, " I leave to the love of my life ; "somebody who was like a son to me..."
" Tüm mal varlığımı... şatomu ve arazimi hayatımın aşkına bana gerçek bir oğul olan...
You know I couldn't resist the love of my life.
Hayatımın aşkını görmeden edemiyorum.
She was the love of my life, my sweet heart.
O benim yaşantımı seviyordu, benim tatlım.
I think you're weird and creepy, And if you think I'd ever choose you over the love of my life, you're the most delusional man on the face of the earth.
Bence tuhaf ve ürkütücüsün, ve seni hayatımın aşkına tercih edeceğimi düşünüyorsan, dünya üzerindeki en hayalperest insansın demektir.
But you're the love of my life.
Sen benim hayatımın anlamısın.
Isabel, you're the love of my life.
Isabel, sen benim hayatımın aşkısın.
Are you guys ready to meet the love of my life?
Sizler hayatımın aşkı ile tanışmaya hazır mısınız?
You're the love of my life.
Hayatımın aşkısın.
You're the love of my life, bird lady.
Sen hayatımın aşkısın kuşçu hanım.
But more than this, she truly was an unfortunate woman, who was the love of my life.
Hepsinden öte, hayatım boyunca gönlümü kaptırdığım gerçekten talihsiz tek kadındı.
This is, uh, a message for Suzie Zelman, my... my college sweetheart and the love of my life.
Bu mesaj, Suzie Zelman için, benim... kolejdeki sevgilim ve hayatımın aşkı.
- He's the love of my life.
Hayatımın aşkı.
I lost the love of my life, too.
Ben de hayatımın aşkını kaybetmiştim.
YEAH, "HONEY, YOU'RE THE LOVE OF MY LIFE. SHE'S JUST THE RUNNER-UP."
Evet, "Tatlım sen hayatımın aşkısın, öteki ikinci planda."
Please stand up the love of my life, Miss Barbara Switzer.
Lütfen, ayağa kalk. Hayatımın aşkı. Barbara Switzer.
The day I lost the love of my life.
O gün, hayatımın aşkını kaybettim.
Until my daughter was born, I would say that hosi was the true... love of my life.
Kızım doğana kadar hayatımın gerçek aşkı, Hosi'ydi diyebilirim.
She's the love of my life, bro.
O benim hayatımın aşkı, kardeşim.
I lost the love of my life.
Hayatımın aşkını kaybettim.
She is the love of my life.
O benim hayatımın aşkı.
I've got the love of my life... a new heart... and I want you guys to get on the next plane out here
Hayatımın aşkına sahibim... Yeni bir kalple beraber... Ve sizin ilk uçakla buraya gelip benim kızımla tanışmanızı istiyorum.
The love of my life.
Hayatımın aşkı.
That's a sharp one. Earl, the love of my life is down there.
Earl, hayatımın aşkı orada.
You got Catalina deported... and now you're about to let some stupid taco cost me the love of my life!
Catalina'yı sınır dışı ettirdin ve şimdi birkaç salak tacoyu... bana hayatımın aşkına mâl edeceksin.
I need'em'cause I'm tracking down the love of my life... and the plane I was on didn't stop at Sky Mall.
Teşekkürler. Bunlara ihtiyacım var, çünkü hayatımın aşkını takip ediyorum ve... uçağım gökyüzündeki alışveriş merkezinde durmadı.
I love you, and I want to spend the rest of my life with you.
Seni seviyorum ve hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum.
I've grown 4 inches, changed my name to London, and have discovered that, apparently, I'm not the only love of Duncan's life.
6 santim boy attım, adımı Londra olarak değiştirdim ve Duncan'ın hayatındaki tek aşk olmadığımı öğrendim.
My whole life I've dreamed of meeting someone who'd love me that much.
Tüm hayatım boyunca beni böyle sevebilecek birinin hayaliyle yaşadım.
I can't believe I've just vomited the entire saga of my imaginary love life with David Williams.
David Williams ile hayali aşk destanım hakkındaki her şeyi kustuğuma inanamıyorum.
These years I've been in love have been the darkest days of my life all because I'm cursed by being in love with a man who does not and will not love me back.
Bu adama aşık olduğum yıllar ömrümün en karanlık zamanları çünkü beni sevmeyen ve asla sevmeyecek birine aşığım.
Oh, and Bobby, my deputy, just got engaged to the love of his life.
Yardımcım Bobby de hayatının aşkıyla nişanlandı.
I love you and I wanna spend the rest of my life with you.
Seni seviyorum ve hayatımın sonuna kadar seninle olmak istiyorum.
'Cause what I really want is to see my son having the time of his life playing the game we both love.
Benim gerçekten istediğim şey ikimizin de sevdiği sporu yaparken... oğlumun unutulmaz bir gün yaşaması.
This love for you is so deep through time and space beyond life itself this is the song of my love.
Sana duyduğum bu aşk o kadar derin ki zamandan ve mekandan, hatta hayattan daha derin. Aşkımı söylüyorum sana
When Jor-El brought me back to life and restored my powers... he " told me there'd be a price : The life of someone I love.
Jor-el beni hayata geri döndürüp, güçlerimi geri verdiğinde bir bedeli olduğunu söylemişti... sevdiğim birinin hayatı.
You see, I've had a hell of a drama in my love life.
Anla işte, aşk hayatım tam bir film gibi.
I can again see my occupied motherland and come with my sons, to present to you a music of love, friendship, beauty and life.
... oğullarımla buraya gelebiliyor ve size aşkın, dostluğun, güzelliğin ve yaşamın şarkısını söyleyebiliyoruz.
I was shedding tears over my love, over the first sweet of my life... I cried my heart out.
Kalbim kan ağladı.
of my life 25
my life is in your hands 16
my life 415
my life sucks 24
my life is ruined 24
my life is over 106
my life is here 22
my life is 19
love is in the air 29
love is all you need 17
my life is in your hands 16
my life 415
my life sucks 24
my life is ruined 24
my life is over 106
my life is here 22
my life is 19
love is in the air 29
love is all you need 17
love you 2060
love is blind 30
love me 205
love you too 190
love is 42
love you guys 28
love actually 22
love you more 28
love is all around 23
love and happiness 17
love is blind 30
love me 205
love you too 190
love is 42
love you guys 28
love actually 22
love you more 28
love is all around 23
love and happiness 17
love each other 30
love is kind 20
love is patient 23
love conquers all 23
love ya 52
love it 389
love shack 29
love hurts 21
love at first sight 52
love letters 21
love is kind 20
love is patient 23
love conquers all 23
love ya 52
love it 389
love shack 29
love hurts 21
love at first sight 52
love letters 21