English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Luckily for us

Luckily for us tradutor Turco

62 parallel translation
Luckily for us neither can they.
Şansımıza, onlar da göremiyor.
I know a fellow who's unfortunately - but also luckily for us - very greedy.
Maalesef çok açgözlü ama aynı zamanda bizim işimize yarayacak bir adam tanıyorum.
- Luckily for us, that's no problem.
- Neyse ki bizim açımızdan bir problem yok.
Luckily for us, it's safely placed 150 million kilometers away.
Şanslıyız ki, 150milyon kilometre uzakta....... güvenli bir yerdeyiz.
Luckily for us, there's still time while the threat is still containable, localized.
Tehdit bölgesel olarak kontrol altına almak için hala şansımız zaman var.
Luckily for us, they rather like it.
Şansımıza onlar bizi seviyorlar.
Luckily for us, they seem as sure about that as you do.
Neyse ki biz bunu yaptığımızdan emin olacağız.
Luckily for us, one of you had enough of a conscience to come forward.
Şanslıyız ki, içinizden birisi yanımıza kadar gelcek kadar vicdan sahibiymiş.
Luckily for us, the killer got angrier.
Ama şanslıyız ki katil daha da öfkelenmiş.
But luckily for us, we have the great glass elevator to speed things along- -
Ama Allahtan işleri hızlandıracak büyük cam asansörümüz var.
Luckily for us, stars don't last forever.
Şansımıza, yıldızların ömürleri sonsuz değildir.
Well, luckily for us, criminals are not usually rocket scientists.
Ama neden yaksın? Neden alıp gitmesin? Şansımız var ki suçlular roket mühendisi değil.
Luckily for us, Woody smoked a lot of weed, and it never crossed his mind that we were burglars. He just assumed we were people he knew.
Şansımıza, Woody çok fazla ot içmişti ve bizim hırsız olabileceğimiz hiç aklına gelmiyor, tanıdığı insanlardan olduğumuzu zannediyordu.
But luckily for us, Yazeed lost his head, literally.
- Ama şanslıyız ki Yezit kafasını kaybetti. Resmen.
Yeah, I got access to the E911 system, and luckily for us, they, uh, record every call as soon as it comes in.
Şanslıyız, her görüşmeyi kaydediyorlar. Onu görüyorum.
Luckily for us, our spirits live eternal, eh?
Neyse ki bizim ruhlarımız ebedi, değil mi?
Yeah, from the armored car robbery, but luckily for us, it's an intelligent intersection, and it interacts with a PCS.
Evet, zırhlı araç soygunundan. Şansımız varmış ki,... bu akıllı bir kavşakmış. Ve bir ÖKS ile etkileşimli.
You know, luckily for us, I don't think they will do that because it wouldn't look good for Niki.
Neyse ki bir şey yapacağını sanmıyorum.
Luckily for us, that's how we were able to bring back that core as proof.
Çok şükür ki, çekirdeği kanıt olarak kullanmak üzere geri getirdim.
But, luckily for us, the bed... bunny we found on the victim was a special chimney swift bedbunny.
Ama neyse ki kurbanın üzerinde bulduğumuz tahta - tavşancığı özel bir tür tahta-tavşancığıymış.
Luckily for us, he's not available for comment.
İyiliğimiz için bu konuda yorum yapma.
Luckily for us, cameras were there.
Ne şanslıyız ki, kameralar yanındaymış.
And luckily for us, they don't spread out evenly, because in those tiny pockets with more atoms, gravity, the great sculptor of the early universe, begins to work its magic.
Şanslıyız ki eşit olarak dağılmazlar çünkü içinde daha çok atom bulunduran o küçücük ceplerde evrenin başlangıcındaki muhteşem heykeltıraş sihrini gerçekleştirmeye başlar.
I'd be surprised if... Luckily for us, the pages are wax-based and not loose-leaf.
Şanslıyız ki, sayfalar parafin baskıymış tak-çıkar sayfalardan değil.
Luckily for us, you're not normal.
Şanslıyız ki sen normal değilsin.
Well, luckily for us, we might know someone who can make an introduction.
Şansımıza, görüşme ayarlayacak birini tanıyoruz.
Well, there's only one, and luckily for us, it's across the street from the wire transfer office where the ghost of Natalie Riordan sent money to Trevor Raymond.
Sadece bir tane var ve şansımıza Natalie Riordan'ın hayaletinin Trevor Raymond'a para transferini yaptığı ofisin karşısında bulunuyor.
Luckily for us, we're gonna have the research back in two hours.
Şansımıza, iki saat içinde inceleme elimize geçecek.
To put it cynically, luckily for us, terrorism increased.
Alaycı olmak gerekirse şansımıza terörizm artmıştı.
Luckily for us, we knew a certified elder-care professional, and she agreed to give us our eight hours of mandatory old person training. Topics to avoid :
Şansımıza sertifikalı bir yaşlı bakım profesyoneli tanıyorduk ve kendisi bize 8 saatlik zorunlu kişisel eğitim vermeyi kabul etti.
Luckily for us Tyrells, our blood runs quite warm.
Tyrelller olarak, kanımız sıcak aktığı için çok şanslıyız.
But luckily for us, Chris is.
Neyse ki Chris öyle.
Luckily for us, in this case, evidence of absence is not absence of evidence.
Neyse ki şansımıza yokluğun kanıtı, kanıtın yokluğu demek değildir.
And luckily for us, he'll love nothing more than to study your blood.
Ve şansımıza o da kanını test etmekten büyük zevk duyar.
Luckily for us, Tibetan pit viper venom is surprisingly difficult to transport.
Şansımıza Tibet çıngıraklı yılanının zehrini nakletmesi şaşırtıcı bir biçimde zor.
Luckily for us your opinion holds about as much weight out here as my left bollock.
Bizim şansımıza görüşünün ağırlığı yok denecek kadar az.
Luckily for us, I represent the largest.
- Şansımıza ben en büyüğünü temsil ediyorum.
- Luckily for us!
- Şansımıza işte.
Yeah, luckily Cartman's big enough for the both of us.
Evet. Şansımızdan Cartman'ın vücudu ikimiz için yeterince büyük
Luckily for both of us, um, Blake retrieved it and, um, gave it back to me.
İkimizin de şansına, Blake alıp bana geri getirdi.
I knew how much she'd love it when I came crawling back home, so I didn't come home, luckily for both of us... especially her.
Eve sürünerek dönmemden çok mutlu olacağını biliyordum bu yüzden eve dönmedim ikimizin de şansına özellikle onun şansına.
Luckily, we have this device to help us find what we're looking for.
Neyse ki, aradığımız şeyi bulmamıza yardım edecek bu cihazımız var.
Luckily, there was plenty to keep us busy while we were waiting for Christ's sake.
Neyse ki, İsa hatırına beklerken bizi oyalayacak birçok şey vardı.
Luckily for him, and for us, he had the opportunity to open his eyes to see the world.
Kendisi ve bizim için bir şans ki, gözlerini dünyayı görmek için açacak imkana sahipti.
But, luckily for all of us, I brought Travel Scrabble.
Ama hepimiz ne kadar şanslıyız ki, Seyahat Scrabble'ı getirdim.
I wouldn't bother. Luckily for all of us there are a few blind spots in this establishment.
Boşuna yorulmayın.. bu binada kim neyin ne olduğunu biliyor
Luckily not, for us.
Şansımıza öyle değilmiş.
- Honestly, we spoke in rational means as a family, and this was the decision that we made, and luckily for both of us, you're not part of the family.
Açıkçası onunla ailesinden biri olarak makul bir konuşma yaptık ve bu karara vardık. Ve çok şükür bize ki, ailemizden değilsin.
We'll lose some of them, but luckily, we got Shecky out there bringing them back for us, so, we're gonna be all right.
Oyuncuların bir kısmı gidecek... ama Shecky onları toplayıp tekrar bize yönlendirecek... o yüzden sorun olmayacak.
Well, luckily for all of us, the computer he seeks is currently deteriorating somewhere on the ocean floor. Oh.
Şanslıyız ki, aradığı bilgisayar okyanusun dibinde çürüyor.
Guys, luckily for young Finlay down here, one of us has a masters degree in computer science.
Arkadaşlar, genç Finlay'in şansına aramızdan birinin bilgisayar bilimi üstüne mastırı var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]