Mailed me tradutor Turco
215 parallel translation
This is one of the batches you mailed me.
Bu bana postaladığınız gruplardan biri.
He mailed me pictures of it when he sent for us to come.
Benim oraya gelmem için bana oranın resimlerini yolladı.
Eddie Kane mailed me this outline last year.
Eddie Kane bu taslağı bana geçen yıl postaladı.
That girl the other night mailed me this.
Geçen geceki kız bana bunu postalamış.
She just E-mailed me a few minutes ago.
Biraz önce bana mail attı.
The last time you e-mailed me, you were taking out your first appendix.
Son görüşmemizde ilk apandis ameliyatını yapıyordun.
If I wanted to find out about someone who e-mailed me, could I trace the letter?
Bana e-posta atan biri hakkında bir şeyler öğrenmek istesem postanın izini sürebilir miyim?
He mailed me a picture of her still alive. I got it three days ago- - Monday morning.
Bana 3 gün önce kızın sağken resimlerini.... e-posta ile göndermişti- - Pazartesi akşamı
Michelle Garris e-mailed me and asked for advice on breaking into Tinseltown.
Michelle Garris bana mail atmış ve Hollywood'a girebilmenin bir yolunu sormuş.
I hadn't seen her since, but then she e-mailed me a couple of months ago, you know?
O zamandan beri görüşmemiştik. Birkaç ay önce bana e-posta attı. Bilirsin, " Nasılsın?
The Russians e-mailed me the entire report of their archaeologist, Dr Britski
Ruslar, bana arkeologları Dr Britski'nin tam bir raporunu maillediler.
Anyway, he mailed me these pictures... taken at the Pink Flamingo Motel.
Neyse... Bana Pembe Flamingo Oteli'nde çekilmiş bu resimleri yolladı.
Well, someone e-mailed me a clip of Gus on MTV2 a few months ago.
Birisi bana, Gus'un birkaç ay önce MTV'de yayımlanan bir klibini yolladı.
When I sent my first donation, the charity mailed me this video.
İlk bağışı gönderdiğimde, dernek bana bu kaseti gönderdi.
He just e-mailed me a bunch of warrants I need to look up.
- Biraz bekle. Elektronik postama bakmam gerekiyormuş.
Well, Ian Restil e-mailed me right back.
Az önce Ian Restil'den bir e-mail aldım.
She hasn't mailed me back yet
Bana hâlâ bir cevap mektubu yazmadı.
- Just e-mailed me.
- Bana e-posta ile gönderilecek.
They mailed me pictures of Jewel's first birthday.
Jewel'in ilk yaş günü fotoğraflarını göndermişler.
Kem just e-mailed me these.
Kem, bunları az önce bana e-posta ile gönderdi..
He e-mailed me, thinking that I wouldn't read it for days... but I read it the minute he sent it.
Bana e-posta gönderdi ve onu günlerce okumayacağımı sandı. Ama gönderdiği anda okudum.
Charlotte e-mailed me his photo.
Charlotte bana onun resmini yolladı.
Well, it looks like my contact at Metropolis General e-mailed me.
Metropolis General'deki adamım bana e-posta atmış.
The Art Department e-mailed me a map, and I took the map, threw it over onto a light table, threw a piece of vellum on top of that, then just incorporated some cracks and contour lines and stuff like that.
Sanat kısmı bana haritayı email ile yolladı, haritayı aldım, ışıklı masanın üstüne koydum, üstüne parşomen kağıdı koydum, ve üstüne çizgiler semboller gibi şeyler ekledim.
My friend, Jack, mailed me that book you wanted... and I inscribed it myself.
Arkadaşım Jack, bana istediğiniz bu kitabı postalamış, ben de ben de bizzat imzaladım.
He mailed me his broker's license and documentation.
Komisyoncu lisansını ve diğer belgeleri bana postayla göndermişti.
HE GOOGLED ME, AND HE E-MAILED ME JUST TODAY.
Bugün e-posta attı.
Last month, frat brother e-mailed me a video of a dachshund skateboarding.
Geçen ay öğrenci birliği, kaykay yapan bir köpek videosu yolladı.
So he e-mailed me to apologize and say goodbye.
Özür dilemek ve veda etmek için bana mesaj yollamış.
Mom, Hannah just e-mailed me there are people are making fun of you on TV.
Hannah e-posta atmış. Televizyonda insanlar seninle alay ediyormuş.
You e-mailed me the wrong paper.
Yanlış kağıtları göndermişsin e-maille.
Give me your address Sir and I'll have all my speeches mailed to you.
Bana adresinizi verin, efendim, size bütün konuşmalarımı postalarım.
- This was mailed to me.
- Affedersiniz, bana böyle bir mektup gönderildi.
I'm making you another one of these tapes, which, as you already know, I've mailed to you in one of the envelopes you gave me.
Sana kasetlerden bir tane daha hazırlıyorum hani, senin de bildiğin gibi, zarfın içinde yolladığım kasetlerden.
It was such a much better letter than your stupid letter... that if she was gonna answer one letter it clearly would've been my letter... which proves to me that you never mailed my letter.
Senin aptal mektubundan çok daha iyi bir mektuptu. Eğer bir mektuba cevap yazacak olsaydı bu kesinlikle benimki olurdu. Bu da benim mektubu asla yollamadığını kanıtlıyor.
She mailed it to Denver, and my husband, whom you'll never meet, faxed it to me here.
Ve hiç tanıyamayacağın kocam buraya faksladı.
Tell me you mailed the Beth tape to Tiffany.
Beth'in kasetini Tiffany'ye Postaladığını söyle.
It was me. I e-mailed my friend in Baltimore and I told her everything that happened last night.
Baltimore'daki arkadaşıma mesaj yazıp, dün gece olan her şeyi anlattım.
But as much as the mailed letter delivered and the DSL line installed... the latest J. Lo flick rented fills me with a deep sense of pride... - in my soul, I am Akira Kurosawa. - Seven Samurai.
Mektup dağıttım, DSL bağladım ama en son kiraladığım Jennifer Lopez filmini izleyince kendimle gurur duydum.
You wanna explain to me exactly why you got yourself corpsified and mailed to me?
Neden ceset haline gelip, bana postalandığını açıklar mısın lütfen?
You mailed your ugly business to Zoe and me, Tracey
Pis derdini benle Zoe'ye postaladın Tracey.
You mailed your ugly business to Zoe and me, Tracey.
Pis derdini benle Zoe'ye postaladın Tracey.
You don't know me... but he always talked about you when he e-mailed or called.
Beni tanımıyorsunuz... ama her elektronik postasında veya aramasında sizden bahsederdi.
I'm having a computer programme e-mailed to me that'll recreate the accident based on the injuries.
Birazdan e-postayla bir bilgisayar programı gelecek.
So she e-mailed this to me without her superiors knowing.
Bana bunu e-posta ile gönderdi, üslerinin bilgisi olmadan.
Where did you get that? The nice lady at the police station e - mailed it to me.
Karakoldaki kibar hanım bana bunu e-postayla gönderdi.
Yeah, he mailed it to me with a will and power-of-attorney.
Evet, vasiyeti ve vekaletiyle birlikte bana postalamış.
Chloe called and told me to download some files she e-mailed from summerholt.
Chloe aradı. Summerholt'tan gönderdiği bazı dosyaları indirtti.
They let her sniff one of your sweaters? She e-mailed me.
Bana e-mail yazdı.
It was mailed to me with your name on it.
Senin isminle bana gönderilmişti.
He e-mailed me.
Bana e-posta gönderdi.