English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Nice

Nice tradutor Turco

164,224 parallel translation
- Nice to meet you.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
Nice to meet you.
Memnun oldum.
Ooh, good hair, nice hindquarters.
Güzel saçları varmış. Güzel popo.
How about some nice seafood?
Balık lokantasına gidelim mi?
My friend Dr. Ibrahim said there's a very nice Thai restaurant we should try.
Arkadaşım Doktor İbrahim çok iyi bir Tay restoranını önerdi.
Why can't I have my interpretation where I'm just nice and I eat pork?
Ben de iyi bir insan olup domuz eti yiyerek yorumlayamaz mıyım?
It's very nice to meet you.
Sizinle tanışmak şereftir.
Nice guy.
İyi adam.
Nice one, ma'am.
Güzel, hanımefendi.
This is a nice place.
Burası güzel bir yer.
You're doing great. Take it nice and slowly.
Harika gidiyorsun.Yavaş ol.
Nice!
Çok güzel!
Nice of you to finally show.
Nihayet gelebilmene sevindim.
That's the nice thing about this group.
Bu grubun güzel yanı o.
Still, the BAU is a nice change of pace.
Yine de DAB iyi bir değişiklik oldu.
Nice try.
İyi denemeydi.
Nice guy.
İyi biriydi.
Just know that he's the one writing your checks, so, be nice.
Çeklerinizi yazanın o olduğunu bilin, iyi davranın.
Nice!
Güzel.
I want you to find a nice man, have a family, find a job where people treat you with respect.
İyi bir adam bulmanı istiyorum, ailen olmasını, insanların sana saygı gösterdiği bir iş bulmanı.
Well, it's nice you had the choice.
Seçme şansın olması güzel.
- Very nice. Come over here, honey, have a seat.
Buraya gel tatlım, otur.
It was so nice to see you, Lorene, really.
- Seni görmek güzel Lorene, gerçekten. - Peki.
- Debbie, isn't that nice that she's here?
- Debbie, burada olması iyi değil mi? - Evet.
I mean, our customer is a nice suburban mom who's looking for a good deal on a wrought-iron bistro set, okay?
Yani müşterilerimiz, dökme bistro seti için iyi bir fiyat arayan düzgün banliyö anneleri, tamam mı?
Very nice, baby.
Çok güzel bebeğim.
My brother said he's super nice.
Kardeşim çok nazik olduğunu söyledi.
It's nice. It's...
Bu güzel.
The sex is nice, though.
Seks iyiydi ama.
When Michael heals, she might be a nice present for him.
Michael iyileşince onun için iyi bir hediye olabilir.
Nice to meeting you.
Tanışık olmamıza sevindim.
Nice to meeting you, too.
Ben de tanışık olmamıza sevindim.
"Nice to meeting you." "Nice to meeting you."
"Tanışık olmamıza sevindim."
"Zoya, nice to meeting you."
"Zoya, tanışık olmamıza sevindim."
Be nice to get them in early while we have time to, you know, work out the kinks.
Hâlâ pürüzleri gidermek için zamanımız varken erken davransan iyi edersin.
Very nice.
Çok güzel.
In... In Soviet Union, we don't celebrate your all nice American Thanksgiving.
Sovyetler Birliği'nde sizin o güzel Amerikan Şükran Günü'nüzü kutlamayız.
Have a nice life.
İyi hayatlar dilerim.
That's so nice.
Bu çok güzel.
It's really nice having you here.
Burada olman gerçekten güzel.
I tried to be nice about it, but, you know, she got a little emotional and...
Nazik olmaya çalıştım ama o biraz duygulandı ve...
Aw. Ooh, you smell nice!
Güzel kokuyorsun.
After all those years locked up, it's certainly nice to stretch one's legs again.
Onca yıl kilitli kaldıktan sonra... yürümek gerçekten iyi geliyor.
Sounds really nice.
Güzel hayallaer.
She'll play on your nice swing set, in your big room.
Senin güzel salıncağında oynayacak, O kocaman odadaki.
I know she's nice, though... you know?
İyi biri ama kendisi anlarsın ya?
Why can't you have what... what everyone else has... a nice home, a family?
Neden sen de diğer herkes gibi iyi bir eve, iyi bir aileye sahip olamıyorsun?
I'll make us a nice breakfast, yeah?
Güzel bir kahvaltı yaparım, tamam mı?
That's a recipe for nice dreams.
Tatlı rüyalar bizi bekler.
This is nice.
Güzelmiş bu.
Nice, popcorn.
İyi, mısır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]