English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Nice job

Nice job tradutor Turco

1,813 parallel translation
- Nice job.
- Aferin sana.
Nice job, dude.
Aferin.
Nice job, Bretter.
- Güzel gösteri, Peter!
- Nice job, Bretter.
- İyi iş, Peter.
- Nice job.
- Güzel gösteri.
- Nice job!
- Tebrikler!
Lionel did a really nice job on this scene.
Lionel harika bir iş çıkarttı. Görmek ister misin?
You gals did a real nice job.
- Gerçekten iyi iş çıkarmışsınız.
Hi there, that is a real nice job you did there.
Merhaba. Gerçekten iyi iş çıkarmışsın.
Oh, nice job with the fluffing.
İyi kabartmışsınız.
Nice job, Scab.
İyi iş, Scab.
Helping them get a good school, get a nice job, get a promotion and a raise and someone to marry, and they all grow up.
İyi bir okul, iyi bir iş bulmalarında terfi etmelerinde, maaşlarının artmasında biriyle evlenmelerinde ve büyümelerine yardımcı oluyorlar.
Nice job, pal.
İyi iş, dostum.
Nice job.
Aferin sana.
Nice job sleeping with your assistant.
Asistanınla yatman iyi iş.
Nice job.
Aferin.
Nice job today, guys.
- Tamam. Bugün iyi iş çıkardınız.
- Nice job, everybody.
- Çok iyiydi, millet.
- Nice job. Well played.
Aferin, iyi oynadın.
Nice job. Nice lift.
İyi iş çıkardın.
Nice job, Will.
İyi iş, Will.
You've done a nice job with Jeff's movie.
Jeff'in filmiyle çok iyi bir iş çıkarmışınız.
Nice job. You barely notice.
Tebrik ederim.
Nice job.
İyi iş.
Nice job!
Gurur duyuyorsun galiba?
- Gentlemen, nice job there today.
- Beyler, bugünkü iş iyiydi.
Yeah, nice job, Winchester.
Harikaydın.
And nice job kicking in that door, too.
Bu arada o kapıyı iyi tekmeledim.
Nice job wearing the pants.
Erkekliğine diyecek yok.
You've done a nice job here.
- İyi bir iş becermişsin burada.
Nice job on the cake, Bozo.
İyi iş çıkarmışsın, sersem.
- You've done a nice job on the place.
- Burada harika bir iş çıkartmışsın.
Nice job.
Güzel iş.
I was gonna say : "Nice job".
Eline sağlık diyecektim.
Nice job, guys.
İyi iş, çocuklar.
NICE JOB.
İyi iş.
Nice job, Meredith.
Tebrikler Meredith.
- Nice job.
- İyi işti.
Nice job, Jackson.
Güzel hareket, Jackson!
Nice to meet you. - Good job.
Çok memnun oldum.
You got a nice wife, a fine boy, you got a job.
Güzel bir karın, iyi bir oğlun ve bir işin var.
A nice bowl of soup, a little blow job from Melanie... You'll see.
Güzel bir çorba Mélanie'nin çekeceği bir saksafon seni kendine getirir.
I was just telling Bryan how nice it's been since you left the old job for the new one.
Ben de Bryan'a yeni işinin güzelliklerinden bahsediyordum.
You want to play very nice house, very sweet house, then you've got to have a job you don't like.
Güzel bir evde evcilik oynamak için sevmediğin bir işin olmalı.
A charming wife, adorable children, nice house, and a great job!
Çekici bir eş, çok güzel çocuklar, güzel bir ev ve harika bir iş!
You can't fix that with a nice paint job.
Öyle boyayla falan olacak iş değil bu.
You'll feel better with a nice little job and some money in your back pocket.
Ağır olmayan güzel bir işin olsa ve cebine biraz para girse hiç fena olmaz.
Nice one, Dick P. But seriously, I did not get a nose job.
İyi espriydi, Dick P. Ama cidden ameliyat olmadım.
Nice job, man.
Colleen'e bana oral yapmasını mı söyledin? Ne?
Nice job spitting it into your napkin hun.
Peçetene tükürmen iyiydi canım.
Nice to look at, but you could sit a Picasso behind his desk to do the same job.
Babamı nasıl kaybedersin? Onu bırakmayacağına söz vermiştin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]