English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Not on my account

Not on my account tradutor Turco

70 parallel translation
- Please, not on my account. - No.
- Lütfen, bana aldırmayın.
No need to feel uneasy. Not on my account.
Huzursuzlaşmana gerek yok benim yüzümden.
Not on my account.
Dert değil.
Not on my account, I fancy.
Benim hesabımdan değil, bence.
Not on my account.
Bana göre değmez.
- Oh, no. No, not on my account.
- Hey hey beni karıştırma.
Not on my account.
Benim için yapma yani.
Not on my account.
Benim yüzümden değişme.
- Not on my account, I hope.
- Umarım benim yüzümden değildir.
- Especially not on my account, okay?
- Özellikle de benim yüzümdense eğer, tamam mı?
No, no, not on my account, really!
Yo, yo, yo.... Lütfen benim için zahmete girmeyin.
Not on my account he won't.
Hayır bence öyle değildi.
- Do you want me to talk to her? - Not on my account.
Rebecca, neden endişelendiğimi biliyorsun.
Not on my account.
Benim iyiliğimi düşünme.
I promise she won't be late again, at least not on my account.
Söz veriyorum bir daha kalmayacak, en azından benim gözetimimde.
Not on my account.
Beni karıştırma.
- Not on my account.
- Benim yüzümden etme.
Not on my account, honey.
Bana bakma, canım.
You shouldn't, uh, not on my account.
Bana kalırsa gitmemelisin.
You're not leaving on my account?
Benim yüzümden gitmiyorsun ya?
My auntie told me not to run on account of my asthma.
Astımım olduğu için, teyzem bana asla koşmamamı söylemişti.
You're not leaving on my account, I hope?
- Ben geldim diye mi gidiyorsunuz?
I'll not lose the dearest friend of my life on account of you.
Senin için en iyi dostumu kaybetmeyeceğim.
I'm not losin'my job on account of you.
Senin için işimi kaybetmeye deymez.
There isn't gonna be any more on account of my guy's not gonna give me any more information.
Adamım bana artık bilgi vermeyeceği için bundan sonra hiçbir şey olmayacak.
You're not leaving on my account, are you?
Benim yüzümden gitmiyorsunuz, değil mi?
- He's considering the offer? - Besides you, what's keeping him here? Barry does not stay in Central City on my account.
Eddie'ni sorununa müdahil olacak son kisi ben olmaliyim ama anlayamadim Joe.
My life is not about trying to get a sleep is about finding on an account it's been credited with a 100 million dollars.
Hayatım uyumaya çalışmaktan ibaret değil 100 milyon dolar içeren bir hesaba sahip olmak ile ilgili.
I, myself, was here on account of an illness, but it was not my body that it was put to exercise, non, it was the little grey cells.
Ama egzersizi bedenim değil, küçük gri hücrelerim yaptı.
Tell them it's very hospitable, but not to trouble themselves on my account.
Söyle onlara bu konukseverce ama benim için zora sokmasınlar.
Do not worry on my account.
Giyinmek için eve geleceğim ama sonra geç saate kadar dışarda olurum. Giyinmek mi?
Pretending not to like him on my account - - I mean, really.
Yanımda ondan hoşlanmıyormuşsun gibi davrandığına inanamıyorum. Gerçekten.
Okay, I can set up my internet account so that if somebody emails me on my computer and I'm not there, the email will automatically be forwarded to my cell phone.
İnternet hesabımı ayarlayacağım zaman bana e-posta gönderildiğinde yoksam e-posta cep telefonuma geliyor.
I'm not going to let you lose your business on account of my son's expenses.
Oğlumun masraflarını karşılaman için burayı kaybetmene göz yumamam.
Do not worry on my account... " For I know I have not yet met my destiny.
Beni merak etmeyin, çünkü henüz kaderimi yaşamadığımı biliyorum.
Do not sacrifice further on my account, Mr Bullock.
Benim yerime daha fazla fedakarlık yapmayın Bay Bullock.
Yeah, mmm. Now, what happened on the burman account is that they were sent duplicate bills by tina and ron in accounting and I'm not pointing any fingers, but tina, ron, about walking in and seeing all my lines lit up
Burman işinde, muhasebeden Tina ve Ron müşteriye mükerrer hesap çıkarmış.
Do not stop on my account if Dr. Fane is enjoying himself.
Benim yüzümden durmayın. Tabii Doktor Fane de zevk alıyorsa.
No, you can ’ t threaten me on account of my shield... and they ’ re not gonna believe you.
Hayır, kalkanım varken beni tehdit edemezsiniz ve size inanmayacaklardır.
Be not afraid of abusing the Jacobins on my account, Judge.
O kökten radikallere, ben varım diye küfür etmekten çekinmeyin, yargıç!
That's not really something you should do on my account.
Bu benim için yapman gereken bir şey değil.
I hope you're not rushing Out on my account.
Benim yüzümden acele etmiyorsun umarım.
Okay, Jonah, if you're not up for this party, don't stay on my account.
- Tamam, Jonah eğer iyi hissetmiyorsan ben dedim diye burada kalmak zorunda değilsin.
Do not worry on my account.
Benim adıma endişelenmeyin.
So do not fear on my account.
Dolayısıyla benim için endişelenme.
Clearly, you're not a follower of my LarryHair account on Twitter.
Çok açık ki Twitter'daki LarryHair sayfamı takip etmiyorsun.
On account of my achy belly. You are Aunt Judy, not Mrs. Doubtfire.
Judy Teyzesin, Bayan Doubtfire değil.
But please, do not let go of a beautiful woman's hand on my account.
Ama lütfen benim yüzümden bu güzel bayanı bekleteyim deme.
Not on my account... But I...
Ama ben...
This may not mean anything, but my guy from the phone company is saying that someone else ran an unauthorized trace on her account, just before I called.
Bu hiçbirşey mana etmeyebilir, Fakat Telefon şirketindeki adamımın dediğine göre Başka biri daha onun telefonunu izinsiz olarak izlemiş, ben aramadan hemen önce.
How am I not the account holder if my name is on the bill?
Faturanın üzerinde ismim var ne demek abone değilim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]