Not our problem tradutor Turco
389 parallel translation
- Not our problem.
- O bizi ilgilendirmez.
- Not our problem, Bones.
- Bizim sorunumuz değil, Bones.
But it's not our problem.
- Zaman değişir. - Aslında Sergio, bu bizim sorunumuz değil.
Not our problem.
Sorun değil.
I think I know him. It's not our problem.
- Onu tanıyorum galiba!
He's not our problem.
Sorunumuz o adam değil.
It's not our problem.
- Göreceğiz. Bizi ilgilendirmez.
Not our problem!
Bizim derdimiz değil.
- It means it's not our problem any more.
- Artık bizim sorunumuz değil anlamına geliyor.
What's happening in Europe is not our problem.
Avrupa'da olanlar bizim sorunumuz değil.
It's not our problem!
Bu bizim sorunumuz değil!
It's not our problem!
Bizim sorunumuz değil!
Then it's not our problem.
O zaman bizim sorunumuz olmaktan çıkar.
- It is not our problem!
- Bizim sorunumuz değil!
- Not our problem.
- Bizi ilgilendirmez.
That's not our problem, Mr. Louka.
O bizim sorunumuz değil, Bay Louka.
Uh-huh. Said that he saw the meteor. But that's not our problem.
Ve, Food King'te kuyrukta bekleyen bir adam da İndian Point'te erime olduğunu söyledi.
It's not our problem.
Bizim sorunumuz değil.
Not our problem.
Bizim sorunumuz değil.
But that's not our problem for now.
Ama şimdilik sorunumuz bu değil.
- Not our problem, Captain.
- Bizim sorunumuz değil, Yüzbaşı.
That's not our problem.
O benim meselem değil.
But it's not our problem anymore!
Bu artık bizim problemimiz değil!
It's not our problem.
Bu bizim problemimiz değil.
The voyage is not our problem.
Yolculuk bizim sorunumuz değil.
- Not our problem.
- Bizim sorunumuz değil.
IT'S NOT OUR PROBLEM. HE'S MINE?
Ama o benimle hiç bir şey yapmak istemiyor.
( Mark ) We will provide protection for all our citizens, not just those in the inner city or in the so-called problem areas.
Bütün yurttaşlarımız için koruma sağlayacağız, sadece şehir içinde ya da sorunlu denilen bölgelerde değil.
It's not the common thief and murderer but the thousands, and thousands of heretics freethinkers and preachers of sedition that are our problem.
Asıl sorunumuz, sıradan hırsızlar katiller değildir. Binlerce putperest özgürlükçü ve isyankarlar hatipler var.
So if Miller comes back here today, it's our problem, not his.
O halde Miller buraya gelecekse bu bizim problemimiz, onun değil.
You talked about the scenery but not about our real problem.
Sahneden söz ettin ama gerçek sorunumuza değinmedin.
George's biggest problem about the... about our son about our great big son is that deep down in the private pit of his gut he is not completely sure that it's his own kid.
George'un en büyük sorunu, oğlumuz hakkında çok derinlerde taşıdığı bir hazımsızlık, büyük oğlumuz hakkında onun kendi çocuğu olduğundan tümüyle emin değil.
They're not our problem.
Canları cehenneme, kahretsin.
Our problem : We do not know how long his increased surgical knowledge will stay with him.
Problemimiz, artan bilgisi ne kadar bizimle kalacak bu henüz belirsiz.
If the problem is not solved we will be unable to take most of our pictures.
Sorun çözülmezse fotoğraf çekemeyeceğiz.
It's not just our problem.
Bu sadece bizim sorunumuz değil.
Because my little personal problem is that in the end not much happens, at least in our small everyday life..., going out onto the street, there's nothing funny happening.
Neden mi yardım ettim? Benim kişisel problemim de sonuçta hiçbir şey değişmese de günlük hayatımda, sokaklarda dolaşırken hiç eğlenceli şeyler görmüyor olmamdır.
Let the police find the mother. It's not our problem.
Bizim sorunumuz değil.
Yes, ma'am, but our problem is what we're dealing with is not what Webster meant by "feet."
Evet bayan, ama bizim anlatmak istediğimiz "ayak" kelimesinden ne anladığınıza bağlı.
Hey, if I as an adult can't help out our young people then am I not a part of the problem?
Bir yetişkin olarak siz gençlere yardım edemezsem ben de sorunun bir parçası olmaz mıyım?
I operate this hospital in the best interest of our patients, not some hotshot doctor with an ego problem.
Bu hastaneyi hastalar için yönetiyorum. Çılgın bir doktorun egosunu tatmin etmek için değil.
Oh, it's no problem. It's not even our cat.
Sorun yok, o zaten bizim değil.
That's our problem, not yours, Mr Robbins.
Bu senin değil, bizim problemimiz, Bay Robbins.
If you'll think about our little problem along them lines... and you'll forgive me for saying it... maybe he did not deserve to be fired.
Küçük sorunumuza bu açıdan yaklaşırsanız... bunu söylediğim için affedin ama... belki de kovulmayı hak etmemiştir.
The good news is that the problem is not our equipment.
Hayır. İyi haber, sorunu buldum.
But you need not worry Reza It's not a problem from our side
Ama Rızacığım, sen endişelenme sorun bizim tarafta olamaz.
That's our problem, not yours.
Bu bizim sorunumuz, senin değil.
I think there's a problem with our isomorph, and I'm not talking about his emitters.
Sanırım izomorfikimiz ile sorunumuz var, ve ben onun projektörlerinden bahsetmiyorum.
This problem is not of our making.
Sorun bizden değil.
Our sex life's not the problem.
Sorun cinsel hayatımız değil. O harika.
We have to know Brian's state of health whether or not this is a hoax, and we have to you have to make sure that if there is a real problem here that we don't jeopardize Mr. McMinn's well-being by our actions.
Brian'in sağlık durumunu öğrenmeliyiz. Ya da bu bir eşek şakası mı yoksa ciddi bir durum mu anlamalıyız. Böylece Bay McMinn'in hayatini tehlikeye atmamış oluruz.
not ours 163
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
not on my watch 160
not okay 100
not often 56
not only that 217
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
not on my watch 160
not okay 100
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
not out 28
not once 292
not one 244
not out here 16
not on your life 98
not one of them 22
not on purpose 75
not only 29
not on your own 16
not out 28
not once 292
not one 244
not out here 16
not on your life 98
not one of them 22
not on purpose 75
not only 29