Not once tradutor Turco
14,672 parallel translation
Not once.
Bir kere bile geçirmedim.
Not once we jam their radar and shut down the alarm system.
Radarlarını karıştırıp, alarm sistemlerini kapatınca bilmeyecekler.
That's not the impression you gave out there.
Az önce öyle demiyordun.
That's not what you said two days ago.
İki gün önce böyle demiyordun.
Not like I haven't heard that before.
Daha önce de duydum.
But not before we have made a last attempt to rescue the Queen and her son.
Lakin Kraliçe'yi ve oğlunu kurtarmak için son bir hamle yapmadan önce değil.
Hey, yo, not to spoil the moment or anything, but does anyone know what the fuck we're gonna do once we stop?
Hey, şu anı bozmak için değil. Ama bir kere durduğumuzda ne yapacağımızı bilen var mı?
Raven, you're not gonna bel...
Raven, az önce ne gördüğüme...
Not a few minutes to nor a few minutes past, but bang on the hour.
Ne birkaç dakika sonra, ne de birkaç dakika önce. Tam 5'e.
A friend once told me, "You must accept that there are not going to be any miracles."
Bir arkadaşım bir defasında "hiçbir mucize olmayacağını kabul etmeliyiz" demişti.
He put this belief into action before and he will again, and Frank Underwood will not allow this journey to end with Limestone.
Bu düşüncesini daha önce eyleme dönüştürdü ve yine dönüştürecek. Frank Underwood bu yolculuğun Limestone ile sona ermesine izin vermeyecek.
As we've just seen, the president did not deny allegations that his father had some connection to the organization, instead explaining that Calvin Underwood attended one meeting as a last resort to save his family's peach farm from foreclosure.
Az önce gördüğümüz üzere başkan babasının organizasyonla bağlantıları olduğu iddialarını inkar etmedi. Calvin Underwood'un ailesinin çiftliğini kurtarmak için son çare olarak bir toplantıya katıldığını açıkladı.
Once again, they do not.
Tekrarlıyorum ; onlar da korkmuyor.
You just reported that the South is not secure.
Biraz önce Güney'in güvenli olmadığını söylemiştin.
He would have killed you... Had you not killed him first.
Önce sen onu öldürmeseydin o seni öldürecekmiş.
I'm not sure he was ready for that already... to be back in the field after it.
Bunu atlatmadan önce sahaya dönebileceğine şüpheliyim.
I can not kill her before I kill you.
Seni öldürmeden önce onu öldüremem.
Not if I see you first.
Önce benimle karşılaşmazsan.
Marcheaux told us not to return with them until the midday bell.
Marcheaux öğlen çanından önce onlarla dönmememizi söyledi.
What has not been explored is the relationship between her loss of faith and subsequent revolutionary views.
Daha önce inancını kaybetmesiyle hemen ardından gelen devrimsel görüşleri arasındaki ilişki daha önce hiç kimse tarafından irdelenmedi.
You once told me that... that love could not be known by reason, that it required only a faith.
Bir keresinde bana aşk neden tanımaz. Sadece inanç ister demiştin.
But several years ago, the old men of the Catholic Church decided they did not approve of this pagan practice as it circumvented their rituals and mysteries.
Fakat birkaç yıl önce Katolik Kilisesi'nin ihtiyarları kendi dini törenlerini ve ayinlerini engellediği için bu pagan eylemini tasvip etmediklerine karar vermişler.
It's not a big deal, but... you're telling me you were here doing this 20 years ago?
O kadar önemli değil ama... Bunu 20 yıl önce yaptığını mı söylüyorsun?
Now, let it be known that in my time I have cultivated medicinal herb gardens, myriad vegetable patches and, in fact, once even an entire orchard of monkey puzzle, and not one of them has been as recondite as your spiderwort variation.
Şu bilinsin ki zamanında tıbbi bitki bahçeleri, sayısız sebze tarlaları, hatta, bir keresinde komple bir şili akoryası bahçesi düzenledim, ancak hiç biri senin telgraf çiçeğin gibi karmaşık değildi.
I've heard that Agent Mills is not as stable as she once was, that she's changed.
Ajan Mills'in eskisi kadar dengeli olmadığını, değiştiğini duydum.
Wilson's not going to murder Connor, because once you're returned to 2016, there won't be a Wilson or a Connor, at least not as we know them both right now.
Wilson Connor'ı öldürmeyecek. Çünkü 2016'ya geri döndüğünde Wilson veya Connor olmayacak. Ya da böyle insanlar olmayacaklar.
Not a single person enters that building before the technician the entire day.
Tüm gün boyunca teknisyenden önce tek bir kişi bile binaya girmiyor.
She put a Do Not Disturb sign on her door two days ago and she instructed the staff to not go in her room when she's gone.
Iki gün önce kapisina "Rahatsiz Etmeyin" tabelasini koyup ve personele odasina girmeme talimati verip gitmis.
We've to force ourselves to remember that we're not the people that we once we were.
Artik, eskiden oldugumuz kisiler olmadigimizi unutmamak için çok zorluyoruz kendimizi.
Do not set yourself up to be blindsided once you get into the office.
Kendini seçildiğin zaman bu kadar gafil avlatma.
Yeah, maybe before but not this time.
Evet, daha önce öyle oldu ama bu sefer olmayacak.
I've seen it before, back on Lian Yu, and it is not just magic.
Daha önce de gördüm onu, Lian Yu'da. Ve o güç sadece büyüden ibaret değil.
Truth be told, it's not dissimilar to the plan I had for the Glades once upon a time, but on a much, much larger scale.
Gerçeği söylemek gerekirse o farklı değil Ben bir zamanlar Glades için vardı plana Ama çok, çok daha büyük ölçekte.
- I just did but not before the tapeworm transmitted this terminal's location.
- Ben yaptım Ama önce tenya bulaşan Bu terminal konumu.
And before Peter gets into the stuff that's not for the party.
Ve Peter parti için olmayan yerlere girmeden önce.
Not once.
- Lanet olsun sana Brian!
It's not like you to miss a splinter.
Daha önce hiçbir işlemi kaçırmamıştın.
Oh, but I am, Captain Baxter, and not because I pledged an oath to serve as a Time Master, but a long time ago, I made a far more important oath.
- Komik falan değil aslında Kaptan Baxter. Zaman Efendisi olarak görev yapmaya yemin ettiğimden değil. Uzun zaman önce çok daha önemli bir yemin ettiğimden.
The frickin'aliens just landed. We're not...
- Lanet olası uzaylılar az önce indi.
I mean, first, S.H.I.E.L.D. rescues me from the Rising Tide, and then from my admittedly not-so-great parents, and now, once again,
Yani, S.H.I.E.L.D beni önce Rising Tide'dan kurtardı. Sonra, şüphesiz ki çok iyi sayılmayan ailemden ve şimdi bir kez daha, S.H.I.E.L.D zavallı Daisy'yi kurtarmak için motive olmuş durumda.
But I said it may not look like anything you've ever seen before.
Ama daha önce hiç görmediğin bir şey gibi görünmeyebileceğini söyledim.
How have I not seen this before?
Bunu daha önce neden göremedim?
Not until I have what I came for.
Önce almak için geldiğim şeyi alacağım.
Care to explain why you're not sleeping one off for once in your life?
Neden hayatında bir kez olsun doğru dürüst uyumadığını söyler misin?
aware of something that may or may not be an issue, but it should be a concern.
Oturumu bitirmeden önce yönetim kurulumuzu sorun olur veya olmaz bir konuda bilgilendirmem gerekir, ama bir kaygı oluşturabilir.
But it needs to happen before first period, not during first period.
Ama ilk dönemden önce gerçekleşmeli, ilk dönem sırasında değil.
And once it's out there, there's not anything anybody can do about it, so... so don't be him.
Orada olduğu içinde, kimsenin yapabileceği bir şey yok, bu yüzden... onun gibi olma.
I had asked to meet the Prefect for the Congregation for the Clergy before anyone else, and you, I think it's safe to deduce, are not the Prefect for the Congregation for the Clergy.
Herkesten önce Ruhban Sınıfı Kongregasyonu Başkanı'yla görüşmek istemiştim. Sizin söz konusu kişi olmadığınızı söylersem yanışmış olmam sanırım.
Not even once.
Bir kez bile vermedim.
God does not punish beauty, as a person who is very dear to You once told me.
Tanrı güzelliği cezalandırmaz. Nezdinizde değerli biri bana öyle demişti.
I must have gotten stuck here once before and not been able to access enough of the Speed Force.
Daha önce de burada mahsur kalıp, yeterince Hız Gücü çekememiş olmalıyım.
once 1546
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once a month 91
once is enough 17
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once a month 91
once is enough 17
once in a while 156
once a day 16
once there 37
once you're inside 16
once before 22
once was enough 18
once that's done 19
once you're in 33
once a year 76
once that happens 28
once a day 16
once there 37
once you're inside 16
once before 22
once was enough 18
once that's done 19
once you're in 33
once a year 76
once that happens 28
once you do 17
once inside 39
once in 16
once every 16
not on my watch 160
not okay 100
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
once inside 39
once in 16
once every 16
not on my watch 160
not okay 100
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
not out 28
not ours 163
not one 244
not out here 16
not on your life 98
not one of them 22
not on purpose 75
not only 29
not on my account 16
not on 18
not ours 163
not one 244
not out here 16
not on your life 98
not one of them 22
not on purpose 75
not only 29
not on my account 16
not on 18