Not right now tradutor Turco
8,664 parallel translation
Not right now.
Zamanı değil.
So... not right now.
O yüzden... Şimdi olmaz.
Not right now.
Şimdi sırası değil.
I just need just, like, not right now, not right this second.
Sadece bunu hemen şu saniye de yapmak gerekmiyor.
They're not gonna be here in 45 minutes,'cause they're here right now.
45 dakika içinde burada olmayacaklar çünkü çoktan geldiler.
So if you let yourself be pressured when someone's life is at risk, what's to make us think you're not doing the exact same thing right now?
Birinin hayatı risk altında olduğunda kendinizi baskı altında hissediyorsanız,... şu an yaptığınızın da aynı şey olmadığına neden inanalım?
I'm sorry you're in this position right now, but for once, I'm not the one who put you in it.
Böyle bir durumda kaldığın için çok üzgünüm ama ilk kez bunun sebebi ben değilim.
Okay, if we were to do this, we would need Jakes and Johnny on board, and they're not exactly in love with me right now, you know?
Tamam, eğer bunu yapacaksak Jake ve Johnny'ye de ihtiyacımız olacak. Ve şu an benden pek hoşlanıyor sayılmazlar, anlıyor musun?
All right - Not now!
- Peki... - Şimdi değil.
'Cause I told him I'm not talking to anybody right now!
Çünkü ona söyledim, şu anda kimseyle konuşmayacağım!
All right, okay, I-I get how serous this is, but there's not anything anybody can do about it now.
- Pekala, tamam, bunun ne kadar ciddi olduğunu anlıyorum ama şu an bu konuda kimsenin yapabileceği bir şey yok.
I'm not in need of anything right now, but perhaps in the future.
Şu anda bir şeye ihtiyacım yok ama belki ilerde olabilir.
I mean, so angry I'm not sure I could even look at him right now.
O kadar kızgınım ki şu an yüzünü bile görmek istemiyorum.
Harvey is not taking on any new clients right now, and he's out of town for the next few years.
Harvey şu an yeni müvekkil kabul etmiyor ve önümüzdeki birkaç yıl yurtdışında olacak.
We agree not to pursue criminal charges, they'll hand emails over right now.
Haklarında suç duyurusunda bulunmayacağımızı söylersek e - postalar hemen elimizde olur.
I'm not in a good state right now.
Kafam pek yerine değil.
I know this is sacred oil, but can we please not do that right now?
Peki, bunun kutsal yağ olduğunu biliyorum ama lütfen bunu şimdi yapmasak?
I know that you're not exactly thrilled with me right now, but if I die, that candle's magic dies, too, and then there's nothing stopping you from changing back into wolves.
Şu an sizin de bana tam olarak bayılmadığınızı biliyorum ama ölürsem o mumun büyüsü de yok olur ve sonra kurda dönüşmenizi hiç birşey engelleyemez.
Now I'm not sure that was the right answer.
Doğru cevabı verdiğimden emin değilim.
I wish I could just go home right now and crawl into bed and not have to talk about anything or explain anything.
Keşke şu anda eve gidip yatağa girebilsem ve hiçbir şeyden bahsetmek, hiçbir şey açıklamak zorunda kalmasam.
All right, all right, all right, look. It's a bit complicated, but we're not going after Doctor Light right now.
Bu biraz karmaşık ama şu anda Doktor Light'ın peşine düşemeyiz.
No, you look at me and tell me you're not doing something Behind our backs right now.
Hayır, sen bana bak da arkamızdan iş çevirmediğini söyle bana.
And you said when we started this, It would be just like old times, but right now, You're acting like the bad guy, not him.
Ve bu işe başladığımızda tıpkı eski zamanlardaki gibi olacak demiştin şimdiyse kötü adam gibi davranıyorsun, onun gibi değil.
Well, it's not like you've got a ton of options right now.
Ne yazık ki önünde bir sürü seçeneğin yok.
I'm just not myself right now.
Kafam pek yerinde değil sadece.
Oh, yeah, you know, I'm not great right now.
- Hayır, iyi değilim şu anda.
Do not make me laugh right now.
Şu an beni güldürme.
And if I have a judgmental look on my face right now, it's because you played with forces that you do not understand, and now people are dying because of it.
Ve eğer yüzümde yargılayan bir ifade varsa bu anlamadığın şeyler ile oynadığın ve için ve şimdi insanlar bu yüzden ölüyor.
No offense, love, but from what I hear, you're not exactly bringing out the best in Sara right now, are you?
Alınma hayatım, ama duyduklarıma göre Sara'nın içinde iyi duygular uyandırmıyorsun şu anda, değil mi?
I mean, the last time you vibed... well, I'm not vibing anything right now.
Sonuçta en son titrediğinde... Şu an titremiyorum ama.
B., now that you know you time jumped, you might not do it, right?
İkincisi de zaman atlaması yaşayacağını bildiğine göre belki de yaşamazsın?
I'm really not in the mood right now.
-... havamda değilim pek. - Öyle mi?
If you're not gone by the time I count to 3, I'll shoot you right now.
Eğer 3'e kadar saydığımda gitmemiş olursan seni hemen vururum.
Let's not worry about the details right now.
Şimdi detaylarla uğraşmayalım.
I promise, but right now, I need to find Valerie, so just tell me that you're fine and you're not gonna do anything stupid.
Söz veriyorum. Ama şimdi Valerie'yi bulmam gerek bu yüzden bana iyi olduğunu söyle ve aptalca bir şey yapmayacağını da.
Now, I'll know it's the right one'cause it'll be offline and not plugged into anything except power.
Doğru bilgisayarı, çevrimdışı olmasından anlayacağım. Priz dışında başka hiçbir yere bağlı olmayacak.
Right now, going back into that prison does not seem as big as it should be.
Şu anda cezaevine geri dönmek, olması gerektiği kadar büyük bir iş gibi gelmiyor. - Sylvester yapamayız.
Kate's not here right now.
- Kate şu an burada değil.
Honestly, that's just not time that I have right now.
Açıkçası şu an hiç zamanım yok.
I am not good company right now.
Şu anda senin için doğru bir dost değilim.
The guy- - he wants General Howe's body, and Bones- - she's really not hip to that right now.
Adam, General Howe'un cesedini istiyor Bones da şu an vermek istemiyor.
I'm not on shit, because we know what's going on with Daniel's investor and Harvey's about to put a stop to it right now.
Bokun üzerinde olan ben değilim. çünkü Daniel'in yatırımcısını biliyoruz ve Harvey yakında bunu durduracak.
You're not allowed to talk right now.
Benimle konuşman yasak şu an.
I'm not gonna get into it right now, just trust me.
Detaylarına giremeyeceğim ama bana güven.
Tell you what, why don't we... why don't we call over there right now and tell them you're not gonna make it, okay?
Onları arayıp bu gece partiye gidemeyeceğini söylemeye ne dersin?
Oh, and look at how not screwed up it is right now.
Şimdi nasıl da mahvetmemişim baksana.
I'm not sure the others want me around right now.
Diğerlerinin beni etrafında istemediğinden emin değilim şimdi.
You're not listening to any phone ringings right now, are you?
Telefon sesi duymuyorsunuz artık, değil mi?
And it's not like we don't have a million things going on right now.
Sanki bizim de şu an milyon tane işimiz yok.
How are you not high-boinging me right now?
Nasıl olur da şu an "boing" yapmazsın bana?
Dr. Brennan, I appreciate how worried you are about Booth, but right now is not the time for whatever criticisms you may have.
Dr. Brennan, Booth için endişenizi anlıyorum ancak şimdi eleştiri yapmanın hiç sırası değil.
not right 51
not right away 105
right now 7642
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
not right away 105
right now 7642
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now is the time 102
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now is the time 102
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now it's mine 27
now i 66
now i get it 126
now you listen to me 140
now's not a good time 92
now go home 47
now let's see 22
now tell me 164
now's the time 127
now it's mine 27
now i 66
now i get it 126
now you listen to me 140
now's not a good time 92
now go home 47
now let's see 22
now tell me 164
now's the time 127