Not us tradutor Turco
24,283 parallel translation
Remember, it's not just the animals that are after us.
Unutma, peşimizdekiler sadece hayvanlar değil.
Which is about sex, and so is whatever you're not telling us, so...
Bu seks hakkında, ve sen bazı şeyleri bize söylemiyorsun, nedir o...
Then why didn't you call us and tell us not to come?
O zaman neden arayıp gelmeyin demedin?
I'm not gonna feel like a schmuck pussy if this doesn't make us time travel.
Gerçek tiksinç bir am gibi hissetmezsem bize zaman yolculuğu yaptırmaz.
I am not going to let Fiona kick us to the curb. We still have time.
Hala vaktimiz var.
It's just... it's just really not for us.
Ve bu harika bir şey ama bize göre değil.
The point is, I know it's not cool to ask for something when there's this other thing between us, but I really, really need your help right now.
Mesele şu ki, aramız böyleyken senden bir şeyler istemem doğru değil ama şuan gerçekten yardımına ihtiyacım var.
They're not gonna stick their necks out for a foreigner who's hiding from the US investigative process.
ABD'nin soruşturmasından saklanan bir yabancı için riske girmeyecekler.
Alexander Kirk took her away from us, and she's not coming back.
Alexander Kirk onu bizden aldı ve o geri gelmeyecek.
Not only that, he was pre-cleared by US Customs and Border Protection at Abu Dhabi Airport.
Bu kadar da değil. ABD Gümrüğü ve Abu Dabi Sınır Koruması tarafından üstü aranmış.
He asked us not to say it that way, didn't he? Oh, right.
- Öyle söylemeyin dememiş miydi?
Mal Soon, Mister will not lie to us.
Mal Soon, amca bize yalan söylemez.
- He's not coming for us.
- Bizim için gelmiyor.
They told us not to press you, Senator.
Bize sizi zorlamamız söylendi Senatör.
I'm urging us not to name a concession stand
Tersine, kongre büfesine Şeriat kanunu ismi verilmemesi için
Not all of us.
- Hepimiz değil.
It's'cause they know not to fuck with us'cause we come at you, Dawg.
Çünkü bizimle uğraşamayacaklarını biliyorlar çünkü biz sana geldik, Dawg.
They're not for us.
- Onlar bizim için değil.
Not all of us have a handy little mutation that makes animals ignore us.
Hepimizde hayvanların bizi görmezden gelmesini sağlayan mutasyonlar yok.
Yeah, you're not sure that you can trust us?
Evet, ve bize güvenemeyeceğine emin değil misin?
I am not gonna let her hurt us.
Bize zarar vermesine izin vermeyeceğim.
He would not have permitted you to meet with us alone.
- Bizimle yalnız buluşmana izin vermezdi.
Not until Ms. Mooney broke us out.
Ta ki Bayan Mooney bizi kaçırana dek.
Not from us.
Bize karşı değil.
Yeah, well, not for nothing, but you promised us a payday.
Ödeme yapacağına söz vermiştin.
He's not like us.
Bizim gibi değildir.
If we cannot live off of what God has provided for us, then we are not meant to live at all.
Tanrı'nın bize verdikleriyle geçinemiyorsak o zaman yaşamamız da gerekmiyor.
Well, it's not about my plans, it's about... us and your deal with Cade.
Ama bu benim planım hakkında değil bizim hakkında. Ve senin Cade'le yaptığın plan hakkında.
This is not helping us find out who knew the dead girls.
Bunun ölü kızları tanıyanları bulmamıza yardımı dokunmuyor.
May--maybe let's not touch anything until we figure out if this stuff wants to kill us or not?
Bizi öldürmek isteyen şeyi bulana kadar etrafa daha az dokunsak?
It's not up to us!
Bu bizim işimiz değil!
Well, they warned us he might not be ready.
Zaten hazır olmayabileceğine dair uyarmışlardı.
That 10 : 00 curfew thing was not real. That was just Dad trying to scare us.
Babam sadece bizi korkutmaya çalışıyordu.
- ♫ But I'm not here for anyone ♫ - You did say you could get us drugs.
Uyuşturucu getireceğim demiştin.
I know there's something you're not telling us, and I'm trying not to be a cop at home.
Bize söylemediğin bir şeyler var biliyorum ve evde polis olmamaya çalışıyorum.
This device is not on a timer. It's designed to be detonated remotely, and since no one saw us enter, we're quite safe.
Uzaktan kumandayla patlatmak için tasarlanmış, kimse bizi girerken görmediğine göre epey bir güvendeyiz.
Mm-hmm. You want to tell me again why you think the person who just tried to kill us does not work for Joshua Vikner?
Bana tekrar, bizi öldürmek isteyen kişinin neden Joshua Vikner için çalışmadığını düşündüğünü anlatır mısın?
Men like us... we're not meant to make such connections.
Bizim gibi adamlar böyle ilişkiler kurmamalı.
Not whiter. Jesus, dani, I'm not racist against us.
Daha beyaz değil Tanrım, Dani, bize karşı ırkçı değilim.
We're trying to prove consciousness, not that she's the same as us.
Bilinçliliğini kanıtlamaya çalışıyoruz, bizimle aynı olması gerekmiyor.
I would advise that you do not get in the way of us completing our primary objectives.
Ana hedefimizi tamamlarken yolumuza çıkmamanı tavsiye ederim.
It's not big enough for the five of us.
Beşimiz için yeterince büyük değil.
If anyone finds out we're together, They're not gonna let us be partners.
Eğer birisi beraber olduğumuzu öğrenirse,... partner olmamıza izin vermezler.
Not quite how you presented it to us.
Bunun bize anlattıklarınız ile pek ilgisi yok.
Whether or not they're making progress, no one can tell us, except the man behind that door, which remains closed.
Herhangi bir ilerleme kaydedip kaydetmediklerini şu an kapalı durumda bulunan şu kapının ardındaki kişi dışında kimse cevaplayamaz.
I'm sorry, Kara. I know your husband's on that ship, but we can not count on the James surviving to bail us out.
Eşinin o gemide olduğunu biliyorum kurtuluşumuzu James'e bağlayamayız.
You are not clear to overtake us!
Bizi geçmeniz güvenli değil!
Captain, 15 knots will not allow us to intercept.
Komutanım, 15 mil süratle önüne çıkamayız.
In not giving us an alibi he gave us, perhaps, the best alibi we could ever want.
Bize bulunduğu yeri ve kişiyi söylememesi belki de bize söylediği en iyi gerekçe olaiblir.
Oh. It totally made us not freak out as much.
Normalde yapacağımız kadar olay çıkarmamızı önlemiş oldu.
I've stopped trying to convince them - that I'm not "us."
"Onlardan biri" olmadığımı kanıtlamakla uğraşmıyorum artık.
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136
use that 67
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136
use that 67