Now it's over tradutor Turco

But it was brought to Japan and passed down the generations of the Toyotomi family now it's worth over 100 million dollars.

Fakat Japonya'ya getirildi ve Toyotomi ailesinde nesilden nesle geçti, şimdi değeri 100 milyon doların üzerinde.

Young man, the voting is now closed. It's over.

Genç adam, anket bitti.

It's sitting next to the TVs in over 40,000 American homes right now?

40.000 in üzerinde Amerikalı denek tvlerinin karşısında mı oturuyor yani şimdi?

Be at ease, it's all over now.

Korkma! Geçti.

It's right in front, let's head over now

Ön taraftayız. Hemen geliyoruz.

But now it seems you're over it already.

ama şimdi herşeyi atlatmış gibi görünüyorsunuz.

It's over, and they're going to pay, now!

Artık bitti. Şimdi onlara bunu ödetme zamanı.

Now, it's all over and done with.

Artık her şey sona erdi.

/ t's that's a / / they show on TV now, like, over rnd over rgrin, rnd I'm getting sick of it.

TV'de bir şov var, iyice kafamızı bulandırıyor.

It's over now.

Geçti artık.

It's all over now.

Her şey bitti artık.

Now, although it took along time for our ancestors to develop a kinship with the animal world, eventually, we won them over.

Şimdi, atalarımızın hayvanlar dünyasıyla bir yakınlık kurması uzun zaman almış olsa da sonunda onların güvenini kazandık.

But if we have to dive over the reef, we have to refill these tanks, and it's almost 2 : 00 now.

Ama yamaçtan aşağıya dalacaksak, tüpleri doldurmamız gerekiyor ve saat neredeyse 14.00.

If we don't get this guy right now, it's over.

Bu adamı hemen bulamazsak her şey biter.

It's over now.

Artık bitti.

It's been losing money hand over fist for years now.

Yıllardır para kaybettirmekten başka bir şeye yaradığı yok.

We'll claim it was ours, but either way now, it's over.

Biz de kendimizin olduğunu söyleyeceğiz ama iki türlü de bitti.

So, I guess it's over now, huh?

Sanırım her şey bitti.

It's over now.

Bu konu kapanmıştır.

But relax now. It's over.

Ama rahatla şimdi.

It's all over now.

herşey bitti.

- It's all over now.

- Artık hepsi bitti.

Well, it's all over now and you're going home.

Artık her şey bitti ve eve dönüyorsun.

I mean, it may seem important now, but in 10 years, you know, that's just gonna be shit that made me miss the other moments, the stuff I wanted to do but I talked myself out of, stuff my heart wants but logic would trip over like grabbing life by the balls and going after the girl I always thought was hot.

Yani, şu anda önemli geliyor, ama bundan on yıl sonra elindeki tüm fırsatları kaçıran, yapmak istediği şeyleri söylemek istediği şeyleri söyleyemeyen kalbimin istediği ancak mantığımın izin vermediği şeyleri yapmamış olacağım.

Now, it's all over, little girl.

Artık, her şey bitti, küçük kız.

It's Graham, you need to get over here now!

Ben Graham, hemen buraya gelmelisin!

It's morning now and any minute somebody's gonna find... a towel-head security guard, with broken neck, over at Kestral's place.

Sabah olacak ve birileri güvenlik görevlisini boynu kirilmis vaziyette Kestrals'larin yakininda bulacak.

It's all over now.

Hepsi geçti.

Yeah, maybe. But, you know, it's over now.

Evet belki ama biliyorsun bitti

It's all over now, Charles.

O olay geride kaldı, Charles.

- Look, it's over 300,000 now.

300.000 olmuş bile.

But it's over now.

Ama şimdi bitti.

- You do? - A unit's on it's way over there now.

- Evet, birimlerden biri oraya gidiyor.

My people, they never gave up, and now it's over.

Benim adamlarım hiç vazgeçmedi ve sonunda sona erdi.

It's over now, Siri.

Geçti, Siri.

Now it's over.

Geçti artık.

Well, I remember the guy's roof that the plywood came off. And I had to chuckle because here it was, this scrap of plywood that had been sitting over there, and now it's got a price tag of, like, $ 7,000 on it... and it's sitting in the L.A. County Museum of Art.

Hangi tür çatı oldugunu hatırlıyorum ve ağacın nerden geldiğini, ve ben güldüm çünkü o ağaç parçası şimdi burdaydı, ve 7 bin dolarlık değeri vardı,

It's over now, there's nothing to worry about.

Tamamdır artık, meraklanacak birşey yok.

Right now it is - it's definitely been over an hour.

Şu an kesinlikle bir saat geçti.

It's over now.

Evine dön. Artık her şey bitti.

It's over now.

Bitti artık.

I think the way to reconcile the overriding conflict in his life, was actually to climb the mountain and be done with it and go home to Ruth and say I've done it, it's over, now we can get on with the rest of our lives.

Bence hayatının en önemli çelişkisinden kurtulmak tırmanmak ve dağdan kurtulmaktan geçiyordu. Sonra eve gidip Ruth'a "başardım bitti, artık hayatımızı yaşayabiliriz." demekti.

My life is all up here now really, but it's taking over and gradually I'll slip further and further into thinking solely about pain and that's not worth living for

Hayatım şu anda yolunda gibi görünüyor ama daha da kötüleşecek ve nadiren uyuyabildiğim, sadece acıyı düşünebildiğim bir hal alacak. Bu yaşamaya değer bir hayat değil.

We will not make everything evil only because it's over now, right?

Bu kadar ön yargılı olmaya gerek yok değil mi?

You have said when it started, now will you want to determine when it's over.

Tabii ne zaman başlayacağına sen karar ver, ne zaman biteceğinede.

But I also believe that what's happening to Lisa is real, and if Rusk is a national security risk... whatever happened, agent Dunham, it's over now.

Fakat aynı zamanda Lisa'ya gerçek hayatta ne olduğunu ve eğer Rusk'ın ulusal güvenliği riske... Her ne olduysa, Ajan Dunham, artık geride kaldı.

Actually, now that you mention it... I almost crashed getting over here. I could really use a copilot.

Çocuklar bu ben miyim yoksa gerçekten yakışıklı bir jelibon yığını mı?

Let it wash over you, Linda, because now it's gone.

Bırak seni yıkayıp temizlesin, Linda, çünkü bak, uçtu gitti.

When I talked to haraki it was over, - But now it's definitely not over.

Ben Haraki'yle konuşurken bitmişti ama şimdi kesinlikle bitmedi.

It's all over CNN now.

CNN'de tam manşet.

Now hand over –... Because it's

Şimdi o planları bana- -