English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / Or not

Or not tradutor Turco

53,665 parallel translation
And... how do you go about finding out whether or not a given person is suitable for a career in M15?
Peki... bir şahsın MI5'ta kariyere uygun olup olmadığını nasıl biliyorsunuz?
Do you find the defendant Mark Liam Costley guilty or not guilty of the murder of George Selway?
Sanık, Mark Liam Costley'i George Selway cinayetinden suçlu buldunuz mu?
Do you find the defendant Yvonne Carmichael guilty or not guilty of the murder of George Selway?
Sanık, Yvonne Carmichael'ı George Selway cinayetinden suçlu buldunuz mu?
Upon count two of this indictment, do you find the defendant Mark Liam Costley guilty or not guilty of manslaughter?
Bu suçlamaya dayanarak, sanık, Mark Liam Costley'i kasıtsız adam öldürmeden suçlu buldunuz mu?
Do you find the defendant Yvonne Carmichael guilty or not guilty of manslaughter?
Sanık, Yvonne Carmichael'ı kasıtsız adam öldürmeden suçlu buldunuz mu?
- Okay. - Or not.
... ya da aramam.
Holly, did you tell her or not?
Holly ona anlattın mı, anlatmadın mı?
I mean, zombie or not, bullets hurt.
Zombi ol ya da olma kurşunlar acıtıyor.
You gonna help me do that or not?
Bana yardım edecek misiniz etmeyecek misiniz?
Hmm. He said it's your choice, whether you come back or not.
Geri dönsen de dönmesen de bunun senin seçimin olduğunu söyledi.
And what determines whether it manifests or not may be those epigenetic variables, the things that you can control.
Hastalığın ortaya çıkıp çıkmamasını belirleyen epigenetik değişkenler, kontrol edebileceğimiz şeyler olabilir.
Do you know a way out or not?
- Çıkış yolu biliyor musun, bilmiyor musun?
There are people in my government, believe it or not, who want that man out for their own convoluted foreign policy over here.
İster inanın ister inanmayın, benim hükümetimde, o adamı ; buradaki anlaşılması güç yabancı politikaları yüzünden çıkartmak isteyen insanlar var.
Did she ask you to clear any files on her phone or not?
Telefonundaki herhangi bir dosyayı silmenizi istedi mi, istemedi mi?
I really, really wish I did know so that I could honestly say it or not say it, but what I don't think is fair is for me to say it just because you want me to or because you said it first.
Keşke, keşke gerçekten bilseydim. Böylece dürüstçe bunu söyler ya da söyleyemeyeceğimi söylerdim. Fakat adilce olmadığını düşündüğüm şey, bunu sana, benim de söylememi istediğin ya da sırf sen söyledin diye söylemem.
And whether or not i have to threaten him, which I don't want to do, is entirely contingent upon you putting the gun down.
Ve onu tehdit edip etmemem ki bunu yapmak istemiyorum tamamen, o silahı indirip indirmemene bağlı.
And whether or not I have to threaten him is entirely contingent upon you putting the gun down.
Ve onu tehdit edip etmemem ki bunu yapmak istemiyorum tamamen, o silahı indirip indirmemene bağlı.
Can't decide whether I want you to have that money or not, Burrows.
Paranın sende olmasını istiyor muyum istemiyor muyum karar veremedim, Burrows.
We were actually debating on whether I should give you the 100K or not.
Sana 100 bini vermeli miyim vermemeli miyim onu tartışıyorduk.
I'm trying to figure out if you lost your mind or not.
Aklını kaybedip kaybetmediğini anlamaya çalışıyorum.
Whether we needed it or not.
İhtiyacımız olsa da olmasa da.
You gonna order or not?
Sipariş vermeyecek misin?
Get the race back on track, or you'll be terminated, contract or not.
Yarışı rayına sok yoksa iş sözleşmende ne yazarsa yazsın ölürsün.
Oh, well, bullshit or not, you're going to memorize them.
Saçmalık ya da değil bunları öğreneceksin.
- Do you want to live or not?
- Yaşamak istemiyor musun?
You gonna do the job or not?
İşi yapacak mısın, yapmayacak mısın?
An individual with a personality disorder would not possess Mr Costley's solid work record, for one, or his complete lack of psychiatric history.
Kişilik bozukluğu olan bir birey öncelikle, Bay Costley gibi sağlam bir iş geçmişine sahip olamaz. Ayrıca psikiyatrik bir geçmişi yok.
Did you, or did you not, tell George Selway you were promiscuous?
George Selway'e rasgele ilişkiye giren biri olduğunuzu söylediniz mi?
Did you or did you not describe yourself as "really easy"?
Kendinizi "çok basit" olarak tanımladınız mı, tanımlamadınız mı?
He's not answering our calls or texts, he's not home, he's not here.
Ne aramalara ne mesajlarımıza cevap veriyor. Evde değil, burada değil.
That's definitely not on the test, or any high school test.
Bunlar kesinlikle sınavda çıkmaz, hatta herhangi bir lise sınavında.
You're supposed to be going up in the world as you age, or did you not get the memo?
Dünyada yaşlandıkça yukarılara tırmanman lazım, sana bu bildiri gelmedi mi?
Poseidon was monitoring my communications with everyone who could possibly be a resource or an ally, but not with people I despised.
Poseidon, kaynağım veya müttefikim olabilecek herkesle olan iletişimimi izliyordu ama hor gördüğüm insanlarla olan iletişimime bakmadı.
Or, else I'm not gonna be here for my family.
Aksi taktirde burada, ailemin yanında olamam.
When you eat foods, like a beef or, steak or, a processed meat, a hotdog, you're not just getting saturated fat.
Biftek ya da işlenmiş et ya da sosisli sandviç gibi yiyecekler yediğinizde yalnız doymuş yağ almıyorsunuz.
Eating organic beef, poultry, pork or fish will not help you avoid contaminants like mercury, like dioxins, like strontium-90 because they fall out over all sorts of farm fields and water bodies, and then they don't skip over the organic fields.
Organik kırmızı veya beyaz et yemek sizi bu cıva, diyoksinler ya da strontiyum-90 gibi maddelerden korumaz. Çünkü bu maddeler her çeşit tarım alanına ve su kaynaklarına karışmış durumda, organik alanlar dâhil olmak üzere.
And not just for a week or a month or, a year, you're told you have to take drugs forever.
Üstelik yalnızca bir hafta, bir ay ya da bir yıl için değil. Size ömrünüzün sonuna kadar ilaç almanız gerektiği söylenir.
My mission is to let everybody know you do not have to suffer from diabetes and cancer and heart disease because someone in your family had it or because the doctors are telling you this is what's gonna happen.
Burada olacağım. Benim misyonum, herkese, ailelerinde biri yaşadı diye, doktorlar olacağını söyledi diye, diyabet, kanser ya da kalp hastalıkları sorunu yaşamak zorunda olmadıklarını anlatmak.
So, can I, uh, tell Howard you're not quitting or retiring or whatever?
Howard'a emekli olmadığını ya da bırakmadığını söyleyebilir miyim?
It may or may not involve... that thing you said you never, ever wanted to discuss.
Bir daha asla, hiçbir şekilde konuşmak istemediğini söylediğin konuyu içeriyor olabilir.
It's not like I'm gonna go crazy or anything.
Delirecek falan değilim.
Ms. Atwood, did you or did you not order the cremation of Wesley Gibbins'body?
Bayan Atwood Wesley Gibbins'in cesedinin yakılmasını emrettiniz mi emretmediniz mi?
I'm not here to play games, so either trust me or fire me.
Oyun oynamak için burada değilim. Ya bana güvenin ya da beni kovun.
Or are you not as charming as you used to be?
Yoksa artık o kadar etkileyici değil misin?
Did you or did you not sign that document admitting that you lied to authorities about getting kidnapped?
Kaçırılmanız hakkında otoritelere yalan söylediğinizi itiraf eden bu belgeyi imzaladınız mı, imzalamadınız mı?
Not my first choice or yours, I imagine.
Bu benim ilk seçimim olmayacaktır, tahminimce sizin de.
Not to make it about the past or anything, but Sid's dad died when she was 11.
Geçmişi irdelemek istemem ama Sid'in babası o 11 yaşındayken ölmüş.
And queer or no, you're not, either.
Ve sen de pes etmiyorsun.
What... why not James or Danny?
Ne... Neden James ya da Danny değil? Yani bence...
Or we can not.
Ya da konuşmayalım.
I might not be able to blow you up, but let's see what happens if I fry your brains for an hour or so.
Sizi havaya uçuramayabilirim. Ama bir saat civarı beyninizi kızartırsam ne olacak görelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]