Or something tradutor Turco
38,618 parallel translation
You're lying'cause you want to seem more like a man, or something.
Daha erkeksi görünmek istedigin için yalan söylüyorsun.
- Yes. Or something. Okay.
- Ya da ne bileyim...
- You should send her a text or something.
- Mesaj atmani söyledi galiba.
Can he do a Skype interview or something like that?
Skype'tan falan görüşsek olur mu?
It's the sign that something is terribly wrong and at that stage it's much more fixable than if you've already or the stroke or something really serious happen.
Düzeltilmesi gereken büyük bir sorun olduğunun göstergesidir. Bu aşamada, kalp krizi ya da felç geçirmeden önce düzeltilmeye daha elverişlidir.
I think that people think that being vegan might potentially be strange that you have to be a hippie or you have to embrace wearing hemp clothes or something.
Sanırım insanlar vegan olmanın tuhaf olabileceğini, bunu yapanların garip olduğunu, hippi olmak gerektiğini ya da keten kıyafetler giymek falan gerektiğini düşünüyorlar.
Go get lunch or something on me.
Git benden bir şeyler ye.
What, was that supposed to be a joke or something?
Bunun bir şaka filan olduğunu mu zannediyorsun?
Anyway, go, uh, run a few laps, then, uh, I don't know, jump over a cone or something.
Her neyse, sen birkaç tur koş, sonra bilmiyorum işte bir koninin üzerinden atla.
And you, Zorn, skipping work to do something with your kid, or something?
Ya sen Zorn, oğlunla bir şeyler yapmak için işten mi kaytardın?
You couldn't have, I don't know, tied him up or something?
Onu bağlasan daha iyi olmaz mıydı?
Are demons into figure skating or something?
İblisler, artistik patinaja falan mı meraklı acaba?
Well, our concern is that we don't know if these spells are caused by your low blood pressure or something more serious.
Endişelendiğimiz şey bu baş dönmelerinizin düşük tansiyondan mı yoksa daha ciddi bir şeyden mi kaynaklandığı.
Arg! I'm gonna have to stop and go for a walk, and they'll want to know why, and I'll have to tell them I need a wee or something.
Durup biraz yürümem gerek ve sebebini bilmek isteyenlere sanırım işemek zorunda olduğumu söyleyeceğim.
And amongst it was an Easter egg, which I assume she bought for a grandchild or something, and it rolled into the road and got run over by a car.
Ve bunun arasında bir Paskalya yumurtası vardı, Torun ya da başka bir şey için satın aldığını varsayıyorum, Ve yola girdi ve bir araba ile geçti.
It must be on a river or a lake, or something.
Nehirde, gölde falan olmalı.
I think you'd need, like, a camcorder or something.
Sanırım kayıt kamerası gerekiyor.
Or is she known for something?
Çok iyi yaptığı bir şeyler var mı?
Or something with research, politics.
Araştırmacı ya da politikacı da olabilir.
She would shut the bedroom door and tell us not to knock unless someone was bleeding or something's on fire.
Yatak odasının kapısını kapatır ve yangın çıkmadığı ya da birimiz kan kaybından ölmediğimiz sürece kapıyı çalmamamızı söylerdi.
What, did I accidentally drop one in my shake or something?
Ne yani, kazara bir tanesini kendi içeceğime mi düşürdüm?
He stares at me as though I'm going to fire him or something.
Sanki onu kovacakmışım gibi bakıyor.
Oh, Sue, by the way, your weirdo boyfriend is chained to a tree outside screaming about owls or something.
Bu arada Sue, tuhaf sevgilin kendini ağaca zincirlemiş baykuşlar için bağırıyordu.
- or something, then we can...
- ya da başka bir işin varsa, sonra da... - Sorun değil.
We could, uh, turn the TV on or something.
TV izler ya da başka bir şeyler yaparız.
- It's some kind of thing where you... you run through the mud in the woods or something, and we're gonna be handing out Molly's t-shirts'cause we need as much, you know, publicity as we can get these days.
- Bir çeşit çamurun içinde falan koşacaksınız ve biz de Mollly's tişörtleri dağıtacağız. Biliyorsunuz ki bugünlerde yapabildiğimiz kadar çok tanıtıma ihtiyacımız var.
Well, I got blurry vision or something, man. That doesn't give you a prescription to turn your freezer into a time bomb. My doctor said I got...
Pekâlâ, bulanık bir görüşüm var ya da öyle bir şey dostum.
And, you are telling me this ghost story that you probably stole from Tales from the Crypt or Haunted Lives or something like that.
Ayrıca Cadlar Bayramı'ndayız. Sende bana muhtemelen Mezar Hikayeleri ya da Musallat Olunmuş Hayatlar'dan çaldığın şu hayalet hikayesini anlatıyorsun.
What, did you write a book on France or something?
Fransızlar hakkında kitap falan mı yazdın?
Or something's happened to the team.
Ya da ekibe bir şeyler olmuştur.
Wasn't her daughter possessed or something?
Kızı ele geçirilmemiş miydi?
Or something else.
Veya başka bir şey.
"the Il" or something?
"The Il" falan gibi.
Can't we just pull a plug or something?
Fiş miş çeksek olmaz mı?
I think she cut up her own arms or something?
Kendi kolunu mu kesmiş ne.
He's a deacon or something over at St. Abigail's.
St. Abigail'de papaz yardımcısı gibi bir şey.
- Well, or maybe it says something... - Oh, my God. -... about grad school, but...
Belki bu, yüksek lisansin kalitesini gösteriyordur.
Or whether it's even organic or not. It's much less of a footprint to eat something that was grown 1500 miles away than it is to eat that was an animal product by your next door neighbor.
2500 kilometre ötede yetiştirilmiş bitkisel bir gıdada yan komşunuzun kesilmiş hayvansal ürününe kıyasla daha az ayak izi vardır.
Someone always needs something done on the streets, a debt collected or an enemy taken care of.
Birileri her zaman sokaklarda yapılacak şeylere ihtiyaç duyar. Toplanacak borçlara, halledilecek düşmanlara.
Choose something blue or green.
Peki, o halde...
Is it me, or is there something fun about watching him just float there?
Sorun bende mi yoksa öyle durmasını izlemenin eğlenceli bir yanı mı var?
Don't come back unless you have seen or done something extraordinary.
Olağanüstü bir şey görmeden veya yapmadan geri gelme.
Pretty people come here from TV or movies because they want to do something real.
Çoğu insan TV ya da sinemadan buraya geliyor, çünkü gerçek bir şeyler yapmak istiyorlar.
So, we don't know if this man had a family, we don't know if he was running away from something, and we don't know if he was the good guy or the bad guy.
Bu adamın bir ailesi olup olmadığını bilmiyoruz. Bir şeyden kaçıp kaçmadığını bilmiyoruz. İyi adam mı, kötü adam mı olduğunu bilmiyoruz.
Whether it was by, you know, chance or fate, there's something that brought us all together.
Artık kader mi şans mı neyse bir sebepten ötürü bir araya geldik.
What are you guys, are you FBI or something?
- Evet.
If you overeat or eat something that your new stomach can't tolerate, you may get violently ill- - shakes, vomiting, sweats, diarrhea, fainting.
Eğer çok yersen yeni miden bunu kaldırmaz, şiddetli hastalanırsın- - baygınlık, terleme, ishal kusma, sallantı
Just wanted to introduce myself, see if I can get you a glass of something or some cheesy bread.
Kendimi tanıtmak istedim. Bir bardak bir şeyler içer misin ya da peynirli ekmek falan alır mısın?
Or maybe together we could come up with something cute.
Belki de birlikte şirin bir isim buluruz.
No, but I did speak to Johnny K, the guy who owns the gun range, and he said he couldn't think of any disgruntled employees or customers that would have done something like this.
Hayır ama Johnny K ile konuştum, atış kulübünün sahibi olan şu adam, ama dediğine göre bunu yapabilecek öfkeli bir çalışan ya da müşteri aklına gelmiyormuş.
Got to do something, or this son of a bitch is gonna kill us first.
Bir şey yapmam lazım, yoksa önce bu orospu çocuğu bizi öldürecek.
or something like that 186
or something else 40
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
something on your mind 83
or something else 40
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong here 34
something wrong 855
something's wrong 881
something is wrong 141
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something special 67
something's wrong here 34
something wrong 855
something's wrong 881
something is wrong 141
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69