Something to think about tradutor Turco
948 parallel translation
It gives you something to think about.
Sana düşünecek bir şeyler çıkıyor böyle.
Hey, that's something to think about.
Bu düşünülmesi gereken bir konu.
You gave me something to think about.
Ama aklıma başka şeyler soktun.
It'll give you something to think about. What time?
Sana düşünecek bir şeyler verir.
Something to think about before your mission tomorrow.
Yarınki görevinizden önce düşünmeniz gereken bir şey.
Give me something to think about.
Düşünecek bir şey ver.
Gives you something to think about while pawing the savages here.
Bu yabanilikle boğuşurken insanın aklını dağıtıyor.
Something to think about.
Düşünmeye değer bir şey.
But they do take your mind off your problem... by stimulating your imagination... and giving you something to think about... as you lie there in the dark.
Ancak, hayal gücünüzü uyararak problemlerinizden uzaklaşmanızı ve karanlıkta uzanırken birşeyler düşünmenizi sağlarlar.
I'm gonna to give you something to think about.
Sana düşüneceğin bir şey vereceğim.
I just wanted to give his wife something to think about.
Ben sadece, karısına bir balayı hatırası vermek istedim.
Isn't that something to think about?
Bu düşünmeğe değer bir şey değil mi?
Does that give you something to think about?
Bu size ne düşündürüyor?
It's something to think about.
Bence düşünmeye değer.
Well, it seems she's got something to think about now, anyway.
İyi, şimdi düşünecek başka şeyleri var gibi görünüyor.
Is that what you'd rather see first thing in the morning? That is something to think about.
Sabahın köründe ilk görmeyi tercih edeceğin şey bu mudur yani?
It'll give Slant something to think about.
Slant'a senin için kafa yoracağı bir şeyler vereceğim.
Something to think about, Bob.
Bir şeyler mi düşünüyorsun, Bob.
This should give them something to think about.
Bu onları epey düşündürecektir.
Give you something to think about.
Düşünecek bir şey.
Thanks, Kid, but I got something to think about.
Sağol, Kid, ama benim düşünecek bir şeyim var.
I never wanted to know this much about gas chromatography or gear lubricants but I think Mr. Reddington is onto something.
Peki, gaz kromotografisi veya vites yağıyla bu kadar ilgilenmek istemezdim ama sanırım Bay Reddington bir şeyler yakalamış.
Darling, we're going to forget all about these dreams, think about something cheerful, aren't we?
Tatlım, tüm bu kabusları unutacağız ve daha güzel şeyler düşüneceğiz, değil mi?
And do you think that after the way you've behaved... i suggest that if you want to get this thing straightened out and not wreck everything through... this trip, you've got to do something about this.
Kendi yaptıklarından sonra nasıl böyle konuşabiliyorsun? Her şeyi düzeltmen için sana bir şans veriyorum. Bu yolculuğa çıkana kadar her şey yolunda gidiyordu.
But don't you think for one moment that I'm such a fool... as not to have something to say about Manchester.
Ama Manchester hakkında... söyleyecek bir şeyi olmayacak kadar aptal mıyım sizce?
But I think you ought to think about something.
Ancak bence bir şeyi düşünmek zorundasınız.
Give them something else to think about.
Onlara düşünecek başka bir şey ver.
I think maybe I'll have to do something about it.
Sanırım bu konuda bir şeyler yapmam gerekecek.
You've got something else to think about.
Düşünmen gereken başka bir şey var.
Do we have something to talk about? - I think so.
- Konuşacak bir şey var mı?
Oh, I-I hope so... because I want you to think about her while I ask you something.
Öyle... Öyle olmasını dilerim çünkü... çünkü sana bir şey sorarken onu düşünmeni istiyorum.
If we could stop them, we would. But a clue that's so vague... it's not much more use to us than no clue at all... unless you think there's something phony about this call... and somebody's planning to murder you.
Durdurabilsek durdururduk ama elimizdekiler bu kadar belirsizken neredeyse hiçbir ipucumuz yok gibi bir durumdayız.
You realise way down inside, no matter how much you try not to think about it, that maybe something's got your number on... and you want to leave a bit of yourself behind.
Düşünmemeye çalışsan da, olumsuzlukların farkına varıyorsun. Belki senin de vaktin doldu, sıran geldi ve gitmeden kendinden bir şey bırakmak istiyorsun.
I want you to think about something just for a minute. All right.
- Durup bir dakika bunu düşünmeni istiyorum.
If you had to step on someone for something you wanted... would you think twice about it?
İstediğin bir şey için birini çiğnemek zorunda kalsaydın hiç tereddüt eder miydin?
Try to think about something else.
Başka bir şey düşünmeye çalış.
Least when I'm making the rounds, it gives me something else to think about.
En azindan devriyeye çikinca düsünecek baska seyler oluyor.
Do you think Eve White might be able to remember something about it?
Eve White hatırlayabilir mi sizce?
You think of something better to dream about I'll dream about it.
Rüyada görülecek daha iyi bir şey düşünürsen ben de onu görürüm.
It wasn't meant to be. Uh-huh. I tell you something, I think more of these here dogs than I do about any 2 old, stupid, stinking convicts.
O suçlulardan çok köpeklerimi düşünüyorum.
And I think I should have something to say about it.
Benim de söz hakkım olması gerekir.
- I just had to think about your generous offer and all, to call you in case I needed something.
Bir şeye ihtiyacım olursa sizi arayabileceğimi söylemiştiniz.
I'd like to think about something, but I can't seem to.
Birşey düşünmek istiyorum, ama beceremiyorum.
L mean, did you ever try to go back in your memory and think back about something that happened a long time ago?
Yani eski hatıralarına dönüp, yıllar önce olmuş bir şeyi hatırladığın oldu mu?
I think you got something on your mind you want to talk about, or you wouldn't be here in the first place.
Bence aklında konuşmak istediğin bir şey var. Yoksa buraya gelmezdin.
But there's something you ought to think about.
Fakat düşünmen gereken bir şey var.
I think he was from Oslo and he had a theory about motion sickness, something to do with the relationship between your vision and the weight of your shoes.
Sanırım kendisi Oslo'dan ve hareket hastalığı hakkında bir teorisi var. Görüşünle, ayakkabılarının ağırlığı arasındaki ilişkisi hakkında.
And it'll give me something different to think about.
Hem düşünecek başka bir şeyim olur.
This is something big to think about.
Önemli bir karar vermen gerekiyor.
I think they're about to do something.
Bir şey yapacaklar sanırım.
Think about something important like... getting our gold to Mexico.
Altınımızı Meksika'ya götürmek gibi... önemli konuları düşün.
something to eat 69
something to drink 109
something to look forward to 22
something to remember me by 18
something to say 16
something to do 17
think about it 2390
think about this 117
think about that 140
think about what i said 29
something to drink 109
something to look forward to 22
something to remember me by 18
something to say 16
something to do 17
think about it 2390
think about this 117
think about that 140
think about what i said 29
think about something else 16
think about what 40
think about me 17
think about 28
think about what you're doing 63
think about what you're saying 26
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
think about what 40
think about me 17
think about 28
think about what you're doing 63
think about what you're saying 26
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855