Our side tradutor Turco
2,655 parallel translation
You remember what it was like on our side of the fence.
Bizim taraftan bakınca neye benzediğini hatırlarsınız.
Meanwhile, you lose the girl and the medallion, and get us sent into this cursed jungle to battle someone named after the world's most deadly snake, who, by the way, was supposed to be on our side,
Kızı ve madalyonu kaybettiğini, ve bizi bu karmakarışık ormana mı getirdiğini söylüyorsun. hemde adını dünyanın en ölümcül hayvanından alan bir adam için ki, bu arada, bizim tarafımızda olmasını isterdim,
God is on our side.
Tanrı elbet bizden yanadır.
Ms. Ohba is on our side.
Bayan Ohba bizim tarafımızda.
In the meantime, we'll bring all the crew over to our side.
O sırada tayfayı adanın diğer tarafına getireceğiz.
Then we just get all the smaller dealers on our side.
Sonra bütün küçük torbacıları yanımıza alırız.
But we had reggae on our side, and country, and folk, and blues, and rockabilly and every kind of crazy, brave and beautiful record on our shelves.
Fakat bizim elimizde reggae var, country var, folk var, blues var ve rockabilly var. Ve her türden çılgın, cesur, harika kayıtlar var elimizde.
We could have a benefit concert, get the media on our side.
Medyayı yanımıza alıp yardım konseri düzenleyebiliriz.
At least 200 on our side.
Bizim tarafta en az 200.
You think he's on our side?
- Sence bizim tarafımızda mı?
- I thought you just said that Lachlan, that massive a-hole... I'm... sorry- is on our side.
Affedersin, az önce Lachlan'la şerefsiz pezevenk ile, aynı tarafta olduğumuzu söylediğini sandım.
If Esther's secretly on our side, we need to know, but I can't get to her with 2 bodyguards.
Esther gizliden bizim tarafımızdaysa bunu bilmemiz gerek. Ama 2 korumayla bir ona ulaşamıyorum.
So, what? So now you're on our side or something?
Ne yani, şimdi bizim tarafımızda mısın?
Well, neither do I, but we've already picked sides in this, and our side is sitting in a D.C. jail.
Ben de yummam ama biz tarafımızı seçtik... -... ve seçtiğimiz taraf da hapishanede. - İyiymiş.
Well, now, I mean, we can try to help on our side, even if you're in trouble, you should know that.
Şimdi, yani bizim tarafımıza yardım etmeye çalışabiliriz. Başın belâda bile olsa, bunu bilirsin.
I need someone on our side who I can trust.
Bizim tarafımızda güvenebileceğim birine ihtiyacım var.
We need you on our side.
- Yanımızda olmana ihtiyacımız var.
Turns out you're the enemy. They're the ones who are on our side.
Asıl düşman senmişsin, yanımızda olanlarsa onlar.
So long as he stays on our side, we don't ask questions.
Bizim tarafımızda kaldığı sürece soru sormak yok.
No, they're on our side.
Hayır, dostum, onlar bizim yanımızda.
And maybe we have fate on our side.
Belki de kader bu sefer yanımızdadır.
Paul, I believe in you... and I believe in us, and I believe that no matter what, we have right on our side.
Paul, sana inanıyorum... bize de inanıyorum ve ne olursa olsun doğru tarafta olduğumuza inanıyorum.
Theon's father loathes the Starks and will convince the boy to come to our side.
Theon'un babası Starklar'dan iğreniyor biz de çocuğu bizim tarafımıza çekmek için ikna edeceğiz.
You don't think Internal Affairs will take our side?
İçişlerinin bizden yana olmayacağını mı söylüyorsun?
So who on our side would want you dead?
Bizim tarafta kim sizin ölmenizi istesin ki?
Our universe has been infiltrated by shapeshifters from your side.
Evrenimiz bu taraftan gelen Şekil Değiştirenlerin istilasına uğramış durumda.
You have no alliances... to our side or theirs.
Ne bizim tarafta ne de öteki tarafta bir müttefikin yok.
The TV networks are at least calling for our side, but they are going to run it.
Hepsine. Televizyonlar en azından ne diyeceğimizi sormak için bizi aradı. Ama yine de yayınlayacaklar.
At least then we'll have the sun on our side.
- Fıstık yani öyle mi? - En azından güneş bizim yanımızda olacak.
Time is not exactly on our side.
Saat bizim tarafımızda değil.
No casualties on our side.
Dost ateşi yapılmadı.
Our universe has been infiltrated by shape-shifters from your side, and your Defense Secretary is behind them.
Evrenimiz sizin taraftan gelen Şekil Değiştirenlerin istilasına uğradı. - Ve bu işin ardında Savunma Bakanlığı var.
800 casualties for the Japanese, but more than 5,000 on our side.
Japonlardaki yaralı sayısı 800 ama bizim tarafta 5,000'den daha fazla.
It means that you're not on our side, Matthew.
Bu, bizim tarafımızda değilsin demek Matthew.
It means that deep down you're not on our side!
İçten içe bizim tarafımızda değilsin demek!
I know she accused him of not being on our side.
Onu bizim tarafımızda olmamakla suçladığını duydum.
Of course he's on our side.
Tabii ki bizim tarafımızda.
Now, we are so close to getting our power back, but we need him on our side.
Şu an güçlerimizi geri kazanmaya çok yakınız. Ama onun yanımızda olması gerekli.
Our allies must think we're on the Germans'side.
Müttefiklerimizin bizim Almanların tarafında olduğumuzu düşünmeleri gerekiyor.
That Alaska has a very narrow maritime border between a foreign country, Russia, and on our other side, the land boundary that we have with Canada.
Alaska şu sıralar sınır dışında yabancı ülkeler arasında Rusya, bizim yanımızda ayrıca Canada da var.
Our two co-favorites will start side by side.
İki favorimiz yan yana koşacaklar.
He's on our side.
O bizim tarafımızda.
We stood side by side against the dark forces on our streets, especially the ones who used to be our friends.
Sokağımızdaki karanlık güçlere karşı hep omuz omuza duruyorduk. Özellikle eski arkadaşlarımıza karşı.
Looks like the heat just got turned up on our Upper East Side's favorite impostor.
Görünüşe göre Yukarı Doğu Yakası'nın en sevilen sahtekârı üzerindeki baskı arttı.
And she died on the side of the road, alone, two minutes from our home.
Yolun kenarında öldü. Tek başına, evden iki dakika uzaklıkta.
Cut across the land, keeping the sun on our right and we make it to the cape on the other side.
Burayı boydan boya geçip güneşi sağımıza alacağız ve diğer taraftaki buruna ulaşacağız.
For as long as he remains by the pope's side, our mission is in purgatory.
Papa'nın yanında olduğu sürece görevimiz ortada kalıyor.
I will hustle Rachel out the side door and into our waiting car, where you, LeRoy, will drive... I don't drive...
Ben Rachel'ı yaka paça yan kapıdan çıkartıp bekleyen bir arabaya yerleştireceğim ve LeRoy arabayı araba kullanmıyorum...
I've been trying to convince Michael to bring his talents to the South side and become the newest member of our esteemed faculty.
Michael'ı güneye gelip yeteneklerini bizimle paylaşması ve saygın fakültemizin en yeni üyesi olması için ikna etmeye çalışıyordum.
I'm thinking of our allies on the other side of the Atlantic.
Atlantik'in öteki kıyısındaki müttefiklerimizi anıyorum.
Today, we have joined Great Britain, the United States, the Soviet Union, and other friendly nations in fighting side by side to rid the world of our enemies.
Bugün beraber yan yana savaşıp dünyadaki ortak düşmanlarımızdan kurtulmak için İngiltere, Amerika, Sovyetler Birliği ve diğer dost ülkelere katıldık.
side 253
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
side by side 69
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
our secret 33
our son 128
our song 19
our story 19
our suspect 17
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
our secret 33
our son 128
our song 19
our story 19
our suspect 17