Our secret tradutor Turco
2,168 parallel translation
And this has to be our secret.
Ayrıca bu aramızda sır olarak kalmak zorunda.
I told James if he didn't pay me back, I'd tell his sister about our secret deal.
James'e, parayı geri vermezse kardeşine gizli anlaşmamızı anlatacağımı söyledim.
You'll keep this our secret?
Sır olarak mı tutacaksın?
Our secret is safe.
Sırrımız şimdilik güvende.
Guess it'll have to be our secret, then, huh? Come on.
O hâlde bu, bizim sırrımız olur.
Does mom know about this? Our secret.
- Annemin bundan haberi var mı?
It'll be our secret.
Bu bizim küçük sırrımız olsun.
So no-one would discover our secret.
Sırrımızı kimse öğrenmesin istedik.
I was sure he was hiding in our secret place.
Bizim gizli yerimizde saklandığından emindim.
Well, you've seen our secret island. You know about our network of joke distribution agents, like the bellhop.
Şöyle ki, siz gizli adamızı gördünüz ayrıca iletişim ağımızı ve espri dağıtım ajanlarını da biliyorsunuz.
No one else knows our secret in the world
Bu dünyada kimse sırrımızı öğrenemez.
She's been our secret collaborator all along.
O bizim en başından beri gizli işbirlikçimizdi.
We haven't unwrapped our secret weapon yet. Luke walks over there, "hurt locker" - style, Flips the switch, and boom!
Luke "Tetikçi" filmindeki gibi usulca yaklaşır düğmeyi çevirir ve güm!
It's important that we keep this our secret, okay?
Bunu da sır olarak saklamamız çok önemli tamam mı?
For keeping our secret.
Sırrımızı sakladığın için.
- I showed all the boys our secret.
Herkese sırrımızı açıkladım. Harika.
About our secret love, chief shepherd.
Bizim mahrem aşkımızı Şef Shepherd.
Our secret love?
Mahrem aşkımızı mı?
Don't worry, I didn't mention our secret!
Endişelenmeyin, sırrınızı söylemem!
It'll be our secret.
Bizim sırrımız olsun.
- Oh, he was... - Sarah, that... that was our secret.
Sarah, bu bizim sırrımızdı.
- Our secret.
- İyi. Söyleme.
She said it was our secret.
Bunun bizim sırrımız olduğunu söyledi.
Our secret.
Bu da bizim sırrımız.
She said it was our secret.
Dedi ki bu bizim sırrımız olsun.
Or I'm gonna start screaming about our love affair in the'70s and your secret grandchildren.
Yoksa 70'lerdeki gizli aşkımızdan... ve senin gizlediğin torunundan... bahsetmeye başlarım.
That's our little secret.
Bu bizim küçük sırrımız olacak.
Why don't you take a sick day? It'll be our little secret.
Bugün hasta olduğu için okula gitmezsin ve bu da aramızda sır olarak kalır.
It'll be our little secret - like when you passed out last Christmas Eve, and I made out with you.
Bir şişeye daha ne dersiniz? Geç saate kadar açık bir kulübe gideceğiz. Ne oldu?
That was the secret unlock code for firing our missiles- -
Füzelerimizi ateşlemek için kullandığımız şifre buydu.
Our new secret weapon.
Yeni gizli silahımız.
Our new secret weapon!
Yeni gizli silahımız!
Professor slater and I need this to be our little secret.
Asıl mesele, hepimizin Profesör Slater ile olan ilişkimizin küçük sırrımız olduğunu anlaması.
From the blood work on our victim. Does this have something to do With the secret theory that you don't want to tell me about?
Bana söylemek istemediğin saklı teorin ile ilgili bir şey var mı?
Meanwhile, our killer was right here, hidden in this secret room.
Gizli odada saklanmıştı.
Well, perhaps, but it'll be our little secret.
Belki, ama bu bizim küçük sırrımız olacak.
And then that suspicion must have tipped off our killer, who had to murder Medina in order to keep the secret safe.
Şüphe duygusu da sırrı güvende tutmak amacıyla Medina'yı öldürmek zorunda kalan katilimizi uyandırmıştır.
That's the little secret about our economy.
Ekonomimizin sirri bu.
You know, we had our own secret language.
İşte bize özel bir dilimiz vardı.
We both valued our privacy, however, so we agreed to keep it a secret from the media.
Mahremiyetimize değer veriyorduk ancak ilişkimizi medyadan saklamaya karar verdik.
But don't worry, that's our little secret.
Ama üzülmeyin, aramızda kalacak.
And its birth reveals the secret of our star's extraordinary resources of energy, because the sun, like every other star, was set alight by the most powerful known force in the universe.
Güneşin diğer yıldızlar gibi kainatın bilinen en kudretli enerjisi ile ateşlendiği için bu muazzam enerji kaynağının gizemini de aydınlatmış olduk.
I didn't tell anyone about our secret.
Sırrımızı kimseye anlatmadım.
I'd rather keep it our little secret.
Küçük sırrımızı korumak istiyorum.
Our family's dirty little secret.
Ailemizin küçük bir sırrı.
I know we agreed that we would keep our professional lives to ourselves, but what kind of secret story got you to dress-up day?
Profesyonel hayatlarımıza karışmayacağımıza anlaştığımızı biliyorum ama bu kıyafeti nasıl bir hikaye için kullanacaksın?
Oh, let's keep it our little secret.
Bizim sırrımız olarak kalsın.
The secret of its astonishing self-cleaning act lies far beyond our normal vision.
Bu hayret edilecek kendini temizleme yeteneği normal görüşümüzün çok ötesinde yatıyor.
Because we posted top-secret Pentagon video on our website.
Çünkü web sitemize Pentagon'un son derece gizli bir videosunu yükledik!
- It's just our little secret.
Bu küçük bir sırrımız olacak.
Our founding fathers created the secret council for just this purpose.
Kurucu babalarımız bu konseyi bunun için kurdu.
secret 238
secrets 112
secretary 332
secretive 39
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22
secrets 112
secretary 332
secretive 39
secretly 79
secret mission 16
secrets and lies 25
secretary of state 33
secret service 148
secretary mccord 22