Out of my sight tradutor Turco
1,021 parallel translation
I will bring it down on yours if you do not get out of my sight.
Hemen gözümün önünden çekilmezsen senin başına yıkacağım. Defol şimdi!
Never get out of my sight
Sakın kaybolma gözümün önünden
- Never get out of my sight - Come on!
Sakın kaybolma gözümün önünden
Out of my sight.
Çekil karşımdan!
Get out of my sight!
Yıkıl karşımdan.
I don't like you out of my sight so long.
Sadece uzun süre gözümün önünden ayrılmanı istemiyorum.
Get out of my sight.
Gözüm görmesin seni.
You get that thing out of my sight!
Şu şeyi gözümün önünden yok et!
I never let them out of my sight.
Onları asla gözümden kaçırmadım.
I do not trust them out of my sight, or in it.
Onlara güvenmiyorum, gözümün önünde bile.
Now that you've lost your sense of direction... I don't want to let you out of my sight.
Yön duygunu kaybettiğine göre... seni gözümün önünden ayırmak istemiyorum.
Out of my sight!
Kaybol gözümün önünden!
We leave in the morning for Chicago, where I won't let you out of my sight.
Sabah Chicago'ya gidiyoruz, orada gözümü üzerinden ayırmayacağım.
Go on, get out of my sight.
Git buradan.
I will never let you out of my sight.
Gözümün önünden ayırmayacağım seni.
Meaning, from now on, I'm not going to let you out of my sight, sweetheart.
Yani şu andan itibaren seni gözümün önünden ayırmayacağım tatlım.
Get it out of my sight.
Kaldır gözümün önünden.
I haven't let you out of my sight since you arrived.
Geldiğinden beri seni gözümün önünden ayırmadım.
- No, you're not getting out of my sight.
- Hayır, gözümün önünden ayrılma.
Get out of my sight!
Kaybol gözümden!
My orders are to not leave it out of my sight.
- Sürekli yanında olma emri aldım.
This stuff's only been out of my sight two times.
Malzeme, iki kez hariç, hep gözümün önündeydi.
No, sir, you're not getting out of my sight till we get Vip.
Yok, Vip çıkıncaya kadar sakın gözümün önünden ayrılma.
- Get out of my sight, woman!
- Yıkıl karşımdan kadın!
For heaven's sake, man, drink up and get out of my sight.
Tanrı aşkına, be adam, iç şunu ve gözümün önünden kaybol.
Keep out of my sight.
Gözüme gözükme.
I was hungry. Go, out of my sight.
Defol gözümün önünden!
I don't know, but she gave me strict instructions... that once I found you, not to let you out of my sight.
Bilmiyorum ama seni bulduğumda gözümün önünden ayırmamam için beni sıkı sıkıya tembihledi.
And you said it and I heard it, and there's nothin'left for you to do but get out of my sight, hear?
Sen söyledin, ben duydum ve senin için defolup gitmekten başka bir seçenek kalmadı, anladın mı?
Out of my sight, old woman.
Gözümün önünden çekil yaşlı kadın.
Get out of my sight.
Defolun gözümün önünden.
Let you out of my sight for one moment...
Biran gözümün önünden ayırdım seni, neyse...
That I can't bear to have you out of my sight.
Görüş alanımın dışına çıkmana tahammül edemem.
Now, don't worry. I won't let him out of my sight.
Merak etme, onu gözümün önünden ayırmayacağım.
Out of my sight!
Akbabalar!
Out of my sight! Out!
Gözüm görmesin sizi!
I don't care where you go, as long as you get out of my sight.
Nereye gittiğin umurumda değil, sadece gözümün önünden çekil.
I want you out of my sight.
Gözümün önünden kaybol.
Get this one out of my sight!
Şunu gözümün önünden alın!
Out of my sight, you serpent!
Gözüm görmesin, seni yılan!
Out of my sight.
Yıkıl karşımdan.
I'm not lettin'him out of my sight, not for a minute.
Gözümü üstünden ayırmamalıyım. Bir dakika bile.
I knew I shouldn't let him out of my sight.
Onu gözümün önünden ayırmamalıydım.
Now, just get out of my sight as quick as you can!
Hemen kaybol gözümün önünden!
Out of my sight!
Kaybol gözümden!
- Get out of my sight! - Very well, sir.
Peki, efendim.
Yes, but I didn't let this out of my sight till I got here to your club.
Evet ama ben buraya gelene kadar kimse beni tanımıyordu. Sizin kulübünüzde.
You weren't out of my sight for two minutes last night, Mr. Masterson.
Dün gece iki dakika bile görme alanımın dışında kalmadınız, Bay Masterson.
I wouldn't trust him out of my sight.
Dur, Malone!
My heart goes out at the sight of you
Kalbim çekildi yolunuzdan...
I promised to stay in my room, out of sight.
Gözden uzak, odamda duracağıma söz vermiştim.
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299