English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / Out of sight

Out of sight tradutor Turco

2,858 parallel translation
Out of sight out of mind.
Umrumda değil nerde olduğu
For the girl's sake, um, you mind keeping it out of sight until we're gone?
Kızın iyiliği için biz gidene kadar keseden çıkarmazsan memnun olurum.
I want the three of you to stay out of sight.
Üçünüzün kenara çekilmesini istiyorum.
Looks that way, and he was dragged back here, out of sight.
İze bak ve tekrar buraya geri sürüklenmiş, gözlerden uzak bir yere.
... said liter was never except for those nine frames of static there out of sight of ODIN personnel.
-... bahsi geçen bir litre kan şu dokuz karelik karıncalanma hariç, hiçbir zaman ODIN personelinin... -... gözetiminden çıkmamıştır.
Remember, personal items must be stored away out of sight and are subject to search at any time.
Kişisel eşyalarını tut gözden uzakta, aranacaklar ihtiyaç anında.
No, it's better I stay out of sight.
Eve dönüp gizlice geri girmeliyim.
You made her your mission, and then the social worker takes her away, and... you know, out of sight, out of mind.
Sonra yetkililer gelip onu aldılar. Gözden ırak olan gönülden de ırak oldu.
So we're over there, behind it. Out of sight.
Yani biz buradayız, onun arkasında.
I probably should stay out of sight.
Bu gece göz önünde bulunmayayım en iyisi.
It might be better for us to stay out of sight for the exchange.
Takas için gözlerden uzak kalsak bizim için daha iyi olur.
- Put the damn bracelet out of sight.
- Kaldır şunu ortadan.
Stay out of sight, okay?
Görüş alanının dışında kalın, tamam mı?
Until then, we need to stay together and out of sight.
O zamana kadar, beraber ve gözden uzakta olmalıyız.
Out of sight, out of mind
Gözden uzak, gönülden uzak.
" but I heard him exclaim as he drove out of sight,
"... fakat bağırdığını duydum o gözden uzaklaşırken... "
No, I'm telling you that we can't speak. I mean, you know what you're doing affects my family, but it's much easier when we're out of sight.
Arabayı Janos'a geri götürmeme izin verin.
She falls out of sight.
Kamera sabit. Görüntüden uzaklaştı.
Keep your voices down, and stay out of sight.
Sesinizi çıkarmayın ve kimseye görünmeyin.
Don't let him out of your sight.
Dışarı çıkmasına izin verme.
I was out of materials, there was nowhere else in sight.
Malzemelere ihtiyacım vardı, etrafta başka bir yer yoktu.
All I ever hear from Robert and Stannis is how I'm not tough enough, how I squirm at the sight of blood- - you did vomit when that boy's eye was knocked out in the melee.
Robert'tan ve Stannis'ten tüm duyduğum yeterince sert olmadığım, kan görünce kıvrandığım- - Arbedede şu çocuğun gözü çıktığında istifra etmiştin.
We got our of sight and he pulled out his gun... But then he just looked at me.
Beni ücra bir köşeye götürdü, sonra da silahını çekti ve yüzüme öylece baktı durdu.
Now get out of my sight.
Şimdi yıkıl karşımdan.
You could win every award in sight and be the biggest thing on the small screen, and you'll still get laughed out of the Vanity Fair Oscar party. by Greg Kinnear.
Bilinen tüm ödülleri kazanıp küçük ekranın en büyüğü olsan bile sana Vanity Fair Oscar partisinde yine de gülerler Greg Kinnear bile.
He never let it out of his sight.
Gözünün önünden ayırmazdı.
Never believe a word he says, and never let him out of your sight.
Söylediği hiçbir şeye inanma ve asla onu gözünün önünden ayırma.
You'll be out of line of sight of the security cameras.
Köşeyi dön. Güvenlik kameralarının görüşünden çıkacaksın.
Get out of my sight.
Yıkıl şimdi önümden.
Get out of my sight!
Yıkıl şimdi önümden.
Listen, do not let that baby out of your sight.
- Nereden bildin? Dinle, bebeği gözünün önünden ayırma.
And he never lets it out of his sight.
Gözünün önünden de ayırmıyor.
The list has never been out of her sight.
Listeyi gözünün önünden ayırmamış.
But if I was you I wouldn't let him out of your sight.
Ama senin yerinde olsaydım, gözümün önünden ayrılmasına izin vermezdim.
But before he shot dad, there were several minutes when they were out of the witness'sight.
- Fakat babamı vurmadan önce.. ... dakikalarca tanığın görüş alanı içerisinde kalmışlar.
Get out of my sight!
Söktür git!
Get out of my sight!
Yıkıl karşımdan!
But whatever that asshole suggested, she's not letting Gabriel out of her sight.
Ama o aşağılık ne teklif ettiyse, Gabriel'i gözünün önünden ayırmıyor.
Not even the sight... of my lifelong Nemesis kissing another guy... can pull me out of this emotional tailspin.
Hayattaki en büyük düşmanımın bir başka erkekle öpüştüğünü görmek bile beni bu duygusal karmaşadan kurtaramıyor.
And you knew, didn't you, that once he had a bike that he would beg his mother to let him ride it to camp and that she would give in and let him ride it out of her sight...
Ve şunu biliyordunuz değil mi? Bisikleti olursa, kampa bisikletle gitmek için annesine yalvaracak, o da gözetimi dışında bisiklete binmesine izin verecekti.
[distant rock music] - * WELL, MY BABY, HE'S ALL RIGHT * * WELL, MY BABY, HE'S CLEAN OUT OF SIGHT *
Çeviren doctoree
Afraid we can't let you out of our sight.
Korkarım yalnız başınıza çıkmanıza izin veremeyeceğiz.
That puts the TV out of his sight.
Yani televizyonu görmüyor.
Sir. Now get out of my sight!
Şimdi gözümün önünden toz olun!
I'm not letting her out of my sight.
Onu gözümün önünden ayırmayacağım.
Don't let him out of your sight like you did last time.
Geçen seferki gibi gözünün önünden ayrılmasına izin verme.
By the time the horses get here, to Goat's Horn, they're out of sight.
Yarış açık alanda başlıyor değil mi?
I don't know ma'am... did you change something in the order of things... no ma'am some people fell in love at first sight... and some people took three years to realize their feelings some folks blurted their feelings out at the first chance they got... and some kept their emotions to themselves
Bende bilmiyorum hocam... Replikleri mi değiştirdin... Yok hocam.
I want you to get out of my sight now
Şimdi gözüm görmesin seni.
And the line of sight checks out.
Görüş mesafesi denetimin dışında.
The line of sight checks out until the cashier reaches under the counter for the gun.
Görüş mesafesi kasiyer tezgahın altına silah için uzandığı yere kadar geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]