Out of the blue tradutor Turco
1,287 parallel translation
Is this really the story you want to stick to? She called me out of the blue, and I've paid for an entire month.
Durup dururken ortaya çıktı ve bir aylık ödeme yapmıştım.
- I know, but how incredibly romantic to have this guy show up out of the blue and want to take you away with him.
- Biliyorum ama çok romantik. Çocuk bir yerden fırlıyor ve seni de yanında götürmek istiyor.
- And really out of the blue.
- Bir anda çıktı.
It's as if I, out of the blue, told you I was having tea with Mrs. Van-uppity. - Who?
Bu birden sana Bayan Van Uppity'yle çay içtiğimi söylemem gibi.
JUST OUT OF THE BLUE.
Öyle birden alıverdi.
So we're popping back double espressos and all of a sudden, out of the blue, he says, I really, really like you.
Double espresso içiyorduk ve birden, beklenmedik bir şekilde "Senden çok ama çok hoşIanıyorum." dedi.
Yeah, a guy shows up out of the blue, knows no one, abandoned by his family. Sound familiar? A little bit.
Evet, adam birden çıktı kimseyi tanımıyordu, ailesi tarafından terkedilmişti.
- Sorry to call you out of the blue like this.
Sizi böyle aniden aradığım için çok özür dilerim.
It just seems so out of the blue.
Biraz sürpriz oldu.
Then, out of the blue, she starts hitting me and yelling, calling me names.
Sonra, birden bire bana vurmaya ve bana bağırmaya başladı,...
The bitch shows up out of the blue and tells me I'm the father of some kid?
Damdan düşer gibi fahişe ortaya çıkıyor ve bana bir çocuğun babası olduğumu söylüyor?
And out of the blue, it arrives.
Ve ansızın başınıza gelir.
Why would lex call out of the blue on my behalf?
Lex niye bir anda benim adıma telefon açsın ki?
Yeah, he resurfaced out of the blue.
Evet, birdenbire ortaya çıktı.
You call me out of the blue, what am I supposed to think?
Durduk yere beni çağırıyorsun, ne düşünmem gerekiyordu?
Out of the blue, she shows up here... and you decide to play Florence Nightingale.
Diğer yandan, Jesse buraya geliyor ve sen de Florence Nightingale olmaya karar veriyorsun.
Out of the blue, I was kidnapped and held prisoner!
Birdenbire, yakalanmıştım.
CEO's generally, don't just resign out of the blue without a well orchestrated PR campaign beforehand to pave the way so there's no disruptions, there's no questions, there's no front page stories, which is, of course, exactly what happened.
CEO ` lar genellikle, güzel bir halkla ilişkiler kampanyası yürütülmeden istifa etmezler ki bir karışıklık olmasın, sorular sorulmasın, manşetleri şirketin adı süslemesin ki istifanın ardından tam da böyle oldu.
Then out of the blue Comes this groovy young man
Sonra hiç beklemediği bir zaman Geldi bu harika genç adam
Women don't like being called out of the blue.
Kadınlar aniden aranmayı sevmez.
No brick, will ever fall on anyone's head just out of the blue.
Nerede olursa olsun, hiç kimsenin kafasına durup dururken kiremit düşmez
And out of the blue... they laid me off.
Ve durduk yere, beni açığa aldılar.
Do you think that I want to be hung up on some guy who led me on for years and out of the blue shattered my heart?
Beni yıllar önce terkeden biriyle takıImak...
First of all, there's no such thing as out of the blue.
Birincisi acınası olduğunu sanmıyorum. İkincisine ise evet.
Then, out of the blue, they need him.
Sonra birdenbire ona ihtiyaç duydu.
We'll attack them out of the blue.
Başlarına yağmur gibi yağacağız.
So, out of the blue, this Mr. Athens just decides to look up your number and give you a call?
Bir anda Bay Athens sana telefon açmaya mı karar veriyor?
# Crosses your path out of the blue?
# Ne yaparsın işte o anda?
CEO's generally, don't just resign out of the blue without a well orchestrated PR campaign beforehand to pave the way so there's no disruptions, there's no questions, there's no front page stories,
CEO'lar genellikle güzel bir halkla ilişkiler kampanyası. ... yürütülmeden istifa etmezler ki. ... bir karışıklık olmasın sorular sorulmasın manşetleri şirketin adı süslemesin ki istifanın ardından tam da böyle oldu.
I mean, out of the blue.
Yani belli belirsiz.
This stuff doesn't just happen out of the blue.
Bu şey aniden olmadı.
That someone, out of the blue, confirms my offer.
Birisinin beklenmedik şekilde teklifimi desteklemesi.
Not out of the blue.
Aniden değil.
And this girl, just out of the blue... asked can I be a clown at her birthday party.
Ve bir kız bana onun doğumgününde palyaço olabilir miyim diye sordu.
From where did he come... out of the blue!
Peki o nereden çıktı geldi?
Out of the blue she appeared before me
Birden karşımda belirdi.
There was no news for 3 years and then you come back out of the blue and want me to back off.
3 yıldır senden haber yok, sonra geri geliyorsun ve benden geri çekilmemi istiyorsun
But then they were arrested so easily out of the blue?
Fakat sonra bir anda yakalanıveriyorlar.
Okay, so he just up and called you out of the blue?
Pekala yani adam durup dururken seni aradı?
And out of the blue, Louie leaves me a message. He says, " I'm in the city.
Ve şimdi Louie damdan düşer gibi bana mesaj bırakmış.
That right now you were thinking about me, and out of the blue, your phone rings?
Acaip değil mi? Acaip olan ne? Az önce beni düşünüyordun,..
She came to the diner out of the blue and she was testing to see who her father was.
- Durup dururken lokantaya geldi. Kimin babası olduğunu araştırıyormuş.
Yeah. It was kind of out of the blue.
- Evet, durup dururken.
I mean, who are these people, coming in out of the blue with this stuff?
- Kim bu insanlar? Durup dururken böyle şeyler ortaya atıyorlar.
He bought me this terrific gift, just completely out of the blue.
Bana durup dururken harika bir hediye almış.
It was so out of the blue.
- Durup dururken olmuş.
- Out of the clear blue sky.
- Ummadık anda aradı.
Introducing first, in the blue corner... wearing red and weighing 154 pounds... he has 32 victories, including 28 knockouts without a loss. Originally from Ghana, now fighting out of Birmingham, England... here is the undefeated challenger...
İlk olarak, mavi köşede 70 kiloda kırmızı mayolu namağlup, 28'i nakavt olmak üzere 32 galibiyeti var Gana asıllı, şimdi İngiltere Birmingham adına dövüşüyor işte namağlup meydan okuyucu...
It was out of the blue.
- Evet, ani oldu.
That Christopher Atkins wannabe is the reason that she's suddenly Blue Lagoon-ing it right out of school. - Paris -
- Paris.
I was in the position once where someone said that to me completely out of the blue, and I was completely thrown. So don't worry.
Dert etme.
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38