Search me tradutor Turco
834 parallel translation
Search me.
- Bilmiyorum.
- Search me.
- Beni ara.
- Search me, lady.
- Bilmem ki.
- Search me, when I come to...
- Bilmiyorum, kendime...
I'll put it in my mouth in case they search me.
Ağzıma koyayım da ararlarsa bulamasınlar.
Search me, Larry.
Hiçbir fikrim yok Larry.
You may search me, gentlemen, search me.
Üstümü arayabilirsiniz beyler.
Search me!
Beni sorguluyor musun?
- Search me.
- Bilmiyorum.
- Search me.
- Bilmem.
You can search me.
Üstümü arayabilirsiniz.
You can search me, Mrs. Chumley.
Hiç bilmiyorum Bayan Chumley.
- Search me.
- Ara beni.
Search me.
Bilmiyorum.
Search me.
Arayın beni.
Search me.
Arasana.
They probably won't search me too closely.
Üstümü didik didik aramayacaklardır.
Search me!
Hiç bir fikrim yok.
Search me. Walk me to my place?
Hiçbir fikrim yok.Benimle yürür müsün?
Search me.
Hiçbir fikrim yok.
The only way I know you can do that is to search me.
Bildiğim kadarıyla bunun tek yolu üstümü aramak.
- Search me.
- Sarıl bana.
Why's he acting like that? Search me.
Nedir bu halleri?
- Search me.
O da kim? - Bilmem.
- Search me.
- Bilmem ki.
Search me.
Bilmem.
- Who is he? - Search me.
- Nereden çıktı?
Look, if you don't believe me, then strip me and search me.
Bak, eğer bana inanmıyorsan, Ozaman beni soy ve üstümü ara.
Search me.
Ne bileyim?
Problems search me.
Sorunlar beni ara.
Would you care to search me?
Üzerimi aramak ister misin?
You think a member of a kidnap gang would deck me, and then with $ 500,000 at stake, he wouldn't search me for the key?
Bir çete üyesi işimi bitirir sandın, ve üstümde anahtar aramayıp $ 500,000'ı bırakacak.
Search me, like a professor.
- Profesör gibi.
And the last time, no-one bothered to search me.
En son kaçışımda bırakmıştım.
Then search me, gentlemen.
Beni arayın o zaman beyler.
- Auntie let us down... Now, if you could lend me 10,000 francs we will organise a search party for the niece with the doll the birthmark and the millions
Şimdi, eğer bana 10.000 frank borç verirsen biz yeğeni için bir arama organize edeceğiz, doğum lekesi milyonlarca.
As long as I have a deck under me, I'll search for that man.
Bir gemi olduğu sürece o adamı arayacağım.
If you give me your word, I won't search the house.
Bana sözünüzü verirseniz, evi aramam.
These men were kind enough to help me search the wreckage.
Bu adamlar nezaket gösterip enkaza bakmama yardımcı oldu.
Asked me to lend him 3,000 francs to conclude his search.
Dimitrios'un peşinde olduğunu söyledi. İşi bitirmek için benden 3,000 Frank borç istedi.
- Search me.
Bilmem.
As a matter of fact, it'll save me a frantic search in the morning.
Sabaha çılgınca bir araştırmadan kurtulmuş olurum.
There will be a search for your patrol. From what you say, a search for me too.
Devriyen için bi arastırma olacak, ne dersen benim için de bir araştırma olacak
If you don't believe me, search him.
İnanmıyorsan kendin bak.
Now he says he went back to search for me and found no one.
Ama beni aramak için döndüğünde kimseyi görmediğini söylüyor.
Captain Ahab, will you help me search?
Kaptan Ahab, bulmam için bana yardım eder misiniz?
The next day, the thought of a search paralyzed me.
Sonra gün, aranma düşüncesi beni felç etti.
To search out enough food to sustain me.
Kafi seviyede gıda bulmalıydım.
He told me his people live far from here but this year their crops were ruined and they came here in search of food.
Halkının buradan çok uzakta yaşadığını ama mahsullerinin helak olduğunu ve gıda arayışıyla buraya geldiklerini söyledi.
Wanting me to search through official documents...
Benden resmi belgeleri karıştırmamı istiyorsun.
If anything happens to me, tell Brother Jiang to continue the search for Mr. Li for me
Bana birşey olursa, Kardeşim Jiang'a Benim için, Li Beyi aramayı sürdürmesini söyleyin, lütfen