See how it feels tradutor Turco
136 parallel translation
Come on out and see how it feels in the lights.
Gel de sahne ışıkları nasılmış gör.
I just want to see how it feels to make love to someone that I'm not in love with.
Aşık olmadığım biriyle sevişmek nasıl bir duygu görmek istiyorum.
Would you mind if I danced with Wayne... just to see how it feels?
Sakıncası yoksa Wayne'le dans edebilir miyim sadece nasıl hissettirdiğini anlamak için?
Let them see how it feels.
Bakalım nasıl oluyormuş.
It might be interesting to explore useless for a while, see how it feels.
Faydasızlığı keşfetmek bir süre ilginç olabilir. Dene bakalım nasıl bir şey.
Well, after the show, why don't we go some place else and see how it feels?
Neden şovdan sonra nasıl bir şey olduğunu anlamak için başka bir yere gitmiyoruz?
So... want to see how it feels to kiss a guy under one of these things?
Peki bunların altında bir adamı öpmek nasıl bir his bilmek ister misin?
See how it feels when you're makin their fuckin'Lexus payments.
Onlara aldığınız Lexus'un taksitlerini öderken kendinizi çok iyi hissedeceksiniz.
Let's see how it feels to not be the evil corporation.
Kötü bir kuruluş olmamak nasılmış görelim.
Cole is alive and well and could be anywhere "? See how it feels.
Cole yaşıyor ve şu anda herhangi bir yerde olabilir? " Nasıl hissetiriyor.
See how it feels. Fine.
Tamam, tamam.
See how it feels.
Bak, kendini nasıl hissedeceksin.
- Sit down. See how it feels.
Hadi otur ve bu duyguyu hisset.
Look into your heart and see how it feels.
Kalbine bak ve ne hissettiğini gör.
Wanna see how it feels?
O duyguyu tatmak ister misin?
Why don't you get stabbed with a sword and see how it feels
Bir bıçaklan da, acı neymiş anla bakalım.
See how it feels.
Nasıl olduğuna bakarız. - Deneyelim.
See how it feels to be fucked with...
Dalaşmak nasıl olurmuş gördün mü? !
So you can see how it feels
Böylece nasıl bir his olduğunu anlarsın.
Just for a second, just to see how it feels.
Sadece bir saniye için, nasıl hissettirdiğini görmek için...
You want to see how it feels behind the wheel of a real car?
Gerçek bir arabanın direksiyonuna geçmenin nasıl olduğunu görmek ister misin?
Just for a second, just to see how it feels,
Sadece bir saniye için, nasıl hissettirdiğini görmek için...
See how it feels!
Nasil hissediyor goruyormusun!
On the other hand, take my uniform... and stand here a moment, and see how it feels... with everybody insulting you all day long.
su uniformami al... bir dakika burada dikil, ve nasil hissedildigini gor... Butun gun herkez sana hakaret ediyor.
See how it feels, dumb-ass?
Nasıl oluyormuş gördün mü, geri zekalı?
I don't know how she feels about me, and so I'm just kind of- - I'm taking it slow, but at the same time, it's really hard'cause I really want to, you know, see where this is gonna go.
Bana olan hislerini bilmiyorum ve bu yüzden biraz ağırdan alıyor gibiyim ama aynı zamanda çok da zor çünkü gerçekten de bu işin nereye uzanacağını görmek istiyorum.
With your friend Smith trying to kill me it's... strange how a man will cling to the Earth when he feels he isn't going to see it again.
Ama arkadaşınız Smith beni öldürmeye kalktı. İnsanın, bir daha göremeyeceğini anlayınca dünyaya daha sıkı tutunması ne garip.
I don't imagine I have to tell you how it feels to see something you love destroyed.
Bunları sana anlatacağımı hayal bile edemezdim.
See how it feels in your hand.
Elinde nasıl ona bak.
How can I make your flesh know how it feels to see all those who are like you, and only because they are like you, despised, slaughtered, and even worse, denied the simple decency that is a living being's right?
Sizin gibi olanların, sadece sizin gibi oldukları için, hakir görülüp katledildiğini ve birinin en temel hakkından yoksun bırakıldığını görmenin nasıl birşey olduğunu nasıl anlatabilirim?
See how soft it feels!
Bak ne kadar yumuşak!
See how it feels.
Bakalım nasılmış.
Well, how do you account for the discrepancy between what you feel about it and what everybody else who see it feels?
Peki, senin hissettiğin şeyle bunu gören diğer herkesin hissettiği şey arasındaki çelişkiyi nasıl açıklıyorsun?
Are-Are you sure you don't wanna... sleep on it and see how everybody feels in the morning?
Sen... sen istemediğinden emin misin... Yarına kadar düşünsen, ve sabah herkes ne düşünüyor görsen?
I know how it feels to see old man Raylove driving his fancy car, all the while thinking, "I want me a car like that."
Yaşlı Raylove'u güzel arabasını kullanırken görüp, "Keşke benim de " öyle bir arabam olsaydı, " demenin nasıl olduğunu bilirim.
It'll be interesting to see how a cabby from Brooklyn feels about moving to Paris.
Sadece Brooklyn'li bir taksi şoförünün Paris'e taşınmaya nasıI bakacağını görmek ilginç olacak, hepsi bu.
You'll see how natural it feels.
Ne kadar doğal olduğunu göreceksin.
You have no idea how good it feels to say that. I'm here to see you.
Buraya seni görmeye geldim.
You have no idea how it feels to see myself through your eyes.
Kendimi senin gözlerinle görmek nasıl bir duygu, bilemezsin.
See how good it feels.
Ne kadar güzel olduğunu gör.
Well, boy, these are things of old people, but someday, when you hang your skins like me, you'll see how horrible it feels to see what you are becoming.
Her neyse, yaşlandığında beni anlayacaksın. Bir gün benim yaşıma geldiğinde ne olduğunu fark etmenin nasıI bir his olduğunu göreceksin.
But I have to see how this holds together and how it feels - - does it feel like an act?
Ama işe yarıyorlar mı görmem gerek ve nasıl hissedeceğim - - Bir oyun gibi gelecek mi?
I know how bad it feels to see the bottom of your rice chest.
Anlıyorum... Pirinç dolabını boş görmeni ne olduğunu bilirim.
See how good it feels.
Ne kadar güzel bir bak.
Now he's gonna know how it feels to see his life go up in smoke.
Şimdi onun hayatının nasıl duman olduğunu hissedecek.
See, that's how it feels to be a doctor.
Gördün mü, işte doktor olmak böyle bir his.
I sympathize with how your client feels, but due to the fact that Mr. Hopwood has no priors, and it doesn't seem as though he was fleeing with the child, I see no reason not to release him at this time.
Müvekkilinizin neler hissettiğini çok iyi anlıyorum, fakat Bay Hopwood'un sicilinin temiz olmasından, ve çocuğunu kaçırıyor gibi durmamasından dolayı, bu seferlik serbest bırakmayı uygun buluyorum.
Everyone remember what you see, what you touch, and how it feels.
Millet. ne gördüğünüzü, neye dokunduğunuzu ve nasıl hissettiğinizi hatırlayın.
You can carry it around for a while, see how that feels.
Bir süre taşırsın sırtında. Nasıl bir hismiş anlarsın.
Come see tomorrow, today and tell me how it feels to see the future.
Gel, geleceği gör, bugün ve bana geleceği görmenin nasıl hissettirdiğini anlat.
Know how it feels to come home after 10 years to see your friend in a goddamn morgue?
Dostumu bir morgda görmek için dönmüşüm! Neler hissettiğimi düşünebiliyor musun?