So he tradutor Turco
86,304 parallel translation
Okay, well, my client's issue is you're not honoring his claim so he can't support his children.
O halde müvekkilimin sorunu sigorta parasını vermediğiniz için çocuklarına bakamıyor olması.
You're throwing him money so he can stay high?
O bir serseri, sen de... ona para atıyorsun böylece uçuk kalıyor mu?
So he can take his white-trash pills and stay lit up?
Artık beyaz tozunu alıp alıp küfelik oluyor mu?
You and Amaya need to rescue Washington so he can cross the Delaware.
Amaya ve sen de Delaware'i geçebilmesi için Washington'ı kurtarmalısınız.
So he talked about me?
Demek benim hakkımda konuştu?
What if... What if Cadmus allowed us to "rescue" Jeremiah so he could sabotage us?
Ya Cadmus bizi sabote edebilmek için Jeremiah'ı "kurtarmamıza" izin vermişse?
So he runs out, he covers his heart with his hand.
Kaçıyor, kalbini eliyle kapıyor.
So he, um, takes his guitar into the night,
Yani, gitarını yanına alıp akşamüstü kayboluyor.
So he's covering his tracks.
Yani kendi suçunu örtüyor.
Okay, so he spots Keith with the guitar or spots the killer himself who's taken the guitar from Keith.
Tamam, O ya Keith'i gitarla gördü, ya da katili gitarla.
Why don't we park the whole circus out front so he can see us from blocks away?
Hatta dışarıya, katilin göreceği bir yere bütün sirk park etsin.
So he kept secrets, even from you.
Yani senden bile sırlar saklıyordu.
My brother was a stupid fucking idiot, so if he ripped you off,
Kardeşim salak sikkonun tekiydi. Eğer seni soymuşsa
- There's a guy I know who I thought might invest, but he's not really in this business so I brought the Donna over to him and I gave him our pitch.
- Yatırım yapacağını düşündüğüm bir tanıdığım vardı ama aslında bu işlerle ilgilenmiyor, "Donna'yı" ona götürdüm, tanıttım.
He wants to be a lawyer so bad he can taste it.
O kabul etmez.
So Mike thinks if he hands the case over to you, he takes that weapon out of their hands.
Bu yüzden Mike davayı sana teslim ederse silahlarını ellerinden alacağını düşünüyor. - Evet.
He's so happy to have someone to play with.
Seninle oynadığı için çok mutlu.
I called a friend, so if you guys can make it past Jackman, he's gonna meet you at the border.
Bir arkadaşımı aradım. Jackman'a ulaşırsanız, sizinle sınırda buluşacak.
He's so chill he's speechless.
O kadar şaşırdı ki konuşamıyor.
Well, we know he's stubborn with a pair, so either he's way ahead or he's fucking nowhere.
Elinde güçlü bir ikili olduğunu biliyoruz. O yüzden bunun farkında veya batıp gidecek.
Oh, I just can't believe he got so public about it, ya know?
Sadece bu kadar aleni yaptığına inanamıyorum.
Maybe there are so many performance reports... because he's writing them himself.
Belki bu kadar çok performans raporu olmasının nedeni onları kendisinin yazmasıdır.
But he cheated on me so we're totally over.
Ama beni aldattı, o yüzden ayrıldık.
And so I think he's in, like, protective custody.
Sanırım koruyucu gözaltında.
He's a thief and a murderer, and so far has completely escaped capture.
O hem bir hırsız hem de bir katil, şu ana dek yakalanmamayı da başardı.
So, this is the facility he's being held in.
Demek bu tesiste tutuluyor.
If Washington's so cool, why his he on the $ 1 bill and Franklin's on the $ 100 bill?
- Madem Washington o kadar iyi o zaman neden onun resmi 1 doların üstünde, Franklin'inki 100 doların üstünde?
Wait, so Rip became Phil, and now he's Rip again, but evil?
Yani Rip önce Phil olmuştu, şimdi tekrar Rip olmuş ama kötü, öyle mi?
He said the Spear could alter reality itself... that it was too powerful for any man or woman to possess, so we broke it into four separate pieces.
Mızrağın gerçekliği değiştirebildiğini, hiçbir insanın sahip olamayacağı kadar güçlü olduğunu söyledi. Biz de dört parçaya böldük.
He graduated from superhero kindergarten, so now I have to make him a suit, according to Kara.
O süper kahraman kreşinden mezun oldu, ve bu yüzden Kara'ya göre ona bir kostüm yapmam gerek.
He was so afraid of me.
Benden çok korkmuştu.
But we're monitoring every probable target so when he does attack... we'll be ready.
Ama her muhtemel hedefi takip ediyoruz yani saldırdığında hazır olacağız.
Oh, well, that makes me feel so much better. - It doesn't matter who he is.
Ne güzel, bu kendimi daha iyi hissetmemi sağladı.
In order for Armek to shape-shift into Winn so exactly, he'd have to be close by, to keep the telepathic link.
Winn'e tıpa tıp dönüşebilmesi için Armek'in telapatik bağı koruması için yakın olması gerek.
Uh, he's so dreamy and handsome and funny, so you can imagine how shocked I was when it turned out to be the worst date of my life.
Çok hayalperest ve yakışıklı ve komik, hayatımın en berbat randevusuna döndüğüne ne kadar şok olduğumu hayal edebilirsin. Ne yaptı?
He's creating havoc so that he can play the hero and then impress you.
Kahraman olup seni etkilemek için kargaşa yaratıyor.
I sent him away so that he didn't snap you off to Siberia, and plus, you were being out of control!
Seni Sibirya'ya falan götürmesin diye yolladım. Ayrıca kendini kaybetmiştin!
Plus, he could have been listening, so...
Ayrıca, Mxy bizi dinliyor olabilirdi.
He's not our typical guest, so look sharp.
Tipik misafirlerimizden değil, dikkat edin.
So, Creepy McGee here got inside Mon-El's brain and thought he could use him to kill Supergirl.
Buradaki Ürkütücü McGee, Mon-El'in beynine girmiş ve onu kullanıp Supergirl'ü öldürebileceğini düşünmüş.
We were so close on our research, but he finally cracked the code.
Araştırmamızda sona çok yakındık, ama sonunda kodu kırmış.
So, after he was gone, I just... I put up this wall.
O gittikten sonra, insanlarla arama bir duvar koydum.
So, if I break through to him, maybe he can break through to them.
Belki ben Marcus'a ulaşabilirsem, o da diğerlerine ulaşır.
Your father was so hurt when you abandoned us that he took his own life.
Sen bizi terk edince baban o kadar üzüldü ki kendi canına kıydı.
He took a shit so big,
Gösteri mi var? Peki. O kadar kocaman sıçtı ki,... zar zor poşete koydum.
So, in addition to monitoring all his trades, follow everyone he touches and everyone they touch.
Tüm ticaretini izlemenin yanı sıra irtibata geçtiği veya geçtikleri herkesi takip et.
So either he got started before he got here or
Demek ki buraya gelmeden önce de içmiş..
He refused so I cut off his credit card to force him back.
O reddedince, dönmeye mecbur etmek için kredi kartını iptal ettim.
kill the man responsible for destroying the world before he has a chance to do so...
Dünya'yı yok etme fırsatı bulmadan önce sorumlu adamı öldür.
So, whatever he is now, he's no ally.
Yani, o artık her kimse, müttefiğimiz değil.
Vincent has a history with this thing, and this thing did just kill his friend, so I think he'll help me.
Vincent in bu seyle bir geçmisi var, ve bu sey onun bir arkadasini öldürdü, ve sanirim bana yardim edecek.
so help me god 213
so here we are 139
so here i am 152
so help me 186
so help you god 85
so here we go 38
so here goes 21
so here's the deal 105
so heavy 22
so here's the thing 55
so here we are 139
so here i am 152
so help me 186
so help you god 85
so here we go 38
so here goes 21
so here's the deal 105
so heavy 22
so here's the thing 55
so here you go 16
so here you are 29
so here it is 40
so he says 85
so here's the plan 27
so hey 31
so he's gone 19
so he said 39
so helpful 17
so he did 33
so here you are 29
so here it is 40
so he says 85
so here's the plan 27
so hey 31
so he's gone 19
so he said 39
so helpful 17
so he did 33