Some of us tradutor Turco
4,878 parallel translation
I mean, some of us seem to be moving towards saying "love"... but some of us don't really know... what we're moving towards.
Bazılarımız buna aşk deme niyetinde ama bazılarımız niyetinin ne olduğunu bilmiyor.
Not all of us can go, but some of us can.
Değil hepimizin, gitmek ama bazılarımız ulaşamıyorum.
Some of us need a leg-up.
Bazılarımıza koltuk çıkılması gerekiyor.
Some of us are a little old for things that go bump in the night.
Biz böyle şeyler için biraz büyüğüz canım.
Some of us have to stay on our feet.
Bazılarımız ayak diremek zorunda.
And even if by some miracle she manages to make this thing work... maybe some of us don't like the idea of spending the rest of our lives on this island.
Bir mucize olur da bu şeyi çalıştırmayı başarabilse bile belki bazılarımız hayatlarının geri kalan kısmını bu adada geçirme fikrine sıcak bakmayacak.
- Fortunately, for some of us, we don't need that much help.
Neyse ki bazılarımız için, bu denli bir yardım gerekmiyor.
Some of us have dishes that have acorns in them, too.
Bazılarımızın da yemeklerinde, palamut kullandığı oluyor.
For people like you to smell the flowers, some of us have to pull the weeds.
Senin gibilerin gülü koklaması için bazılarımızın da otu koparması gerek.
It looks like the night worked out for some of us.
Görünüşe göre geçen gece bazılarımıza yaramış.
Any way you do the math, some of us are gonna have to jump ship if everyone's gonna make it, so... I'm gonna jump.
Ne yaparsanız yapın, diğerlerinin yaşaması için bazılarımızın feda olması gerekiyor, o yüzden fedai olacağım.
Maybe you like slumming it in the mud Jessica, but some of us have class.
Belki sen çamurda yuvarlanmayı seviyor olabilirsin Jessica, Ama bazılarımızın klası var.
Some of us are more extreme than others, but that's just who we are.
Bazılarımız diğerlerinden daha uç ama biz buyuz işte.
Okay, well, some of us have read a book called the Bible, which is pretty clear about the Chinese and MSG.
Ama aramızdan bazıları İncil isimli bir kitap okudu. O kitabın konusunun Çinliler ve MSG olduğunu herkes bilir.
Some of us escaped from the basement, but... Everyone on the workfloor, they...
Bazılarımız bodrumdan kaçıp kurtuldu ama çalışma katındaki herkes...
Well, some of us have to put certain things to rest before we can build high chairs.
Bazılarımızın bebek sandalyesi kurmadan önce aşması gereken çok şey var.
Some of us control with muscle, some of us control with charm.
Bazılarımız zor kullanarak yönetir bazılarımız da cazibeyle.
Some of us have bagels to eat.
Daha simit yiyeceğiz.
Your grandfather housed some of us there, too.
Büyükbabanız da bazılarımızı orada barındırdı.
Some of us have got to do it for real tonight.
Bazılarımızın bu akşam gerçekten bunu yapması gerekiyor.
Share some of your leftover soup with us.
Kalan çorbalarınızı bizimle paylaşıverin.
So cavalrys gonna take care of some bad guys for us. Good.
Yani süvariler bizim için bazı kötü adamları indirecek.
Orphans, some of us.
Bazılarımız yetimdi.
To some of us bastards, it's more than just a name.
Sen de orada mıydın? Bazılarımız için bir isimden fazlasını ifade ediyor.
I mean, I know your writer's brain wants to make us into some love story of the ages or something.
Biliyorum senin yazar beynin, bizi yüzyılın aşkı gibi bir şey yapmaya çalışıyor.
Hey, john, can you tell us a Little bit about some of the prizes tonight?
John, bize bu akşam verilecek ödüller ile ilgili biraz bilgi verebilir misin?
But when the m.E. Alerted us to the fact That he had discovered traces of hydrazine and nitrogen, We ran some more tests.
Fakat tıbbi tetkikçi hidrazin ve nitrojen izlerine rastladığına dair bizi uyarınca birkaç test daha yaptık.
If only we had some kind of gadget we could attach to our windscreen - to tell us exactly where to go.
Ön cama monte edebileceğimiz bir aletimiz olsaydı da adam gibi nereye gideceğimizi söyleseydi.
Yeah, I think both of us need some sleep tonight.
Bence ikimizinde bu akşam biraz uykuya ihtiyacı var.
Leave us to ourselves... and make yourself some comfort out of your best advice.
bizi yanlız bırak ve rahatına bak kendine gelmeye çalış.
Some dozen of us and your lord... the best feather in our wing... have mingled sums to buy a present.
bizden bazılarımız ve lordunuz, biraz birikim yapıp karışık bir.. hediye aldık.
Or some version of us.
Ya da bir versiyonumuzun.
We couldn't wait to leave the outback, although some things would stay with us forever... mainly the sight of Neil's meaty penis.
Kırsalı terk etmek için fazla bekleyemedik. Bazı şeyleri asla terk edemeyecek olmamıza rağmen. Özellikle Neil'in etli penisinin görüntüsünü.
Some of us have been chosen to go on the British hospital ships.
Çoğumuz İngiliz hastahane gemisine seçildik.
This is the road that Thales and Democritus put us on some 2,500 years ago... a road of endless searching, a relentless, systematic hunt for new worlds and an ever-deepening understanding of nature.
Thales ve Demokritos'un 2.500 yıl önce bize gösterdiği yol budur. Sonu olmayan araştırmanın yolu yeni dünyalar için süregiden zorlu ve sistematik bir arayış ve doğayı anlama konusunda her geçen gün derinleşen bir kavrayıştır.
And with twice as many, we're still talking about only six molecules out of ten thousand. Things would get uncomfortably hot and cause us some serious problems... but never as hot as Venus ;
Şimdinin iki katı olsaydı ki burada hala onbinde altı molekülden bahsediyoruz ortam rahatsız derecede sıcak olurdu ve bazı ciddi sorunlara yol açardı.
The enemy's Normandy landings brought some out, and now they start to attack us, to defy us, killing dozens of my men.
Düşmanın Normandiya çıkarmasından güç alarak şimdi bize saldırıp meydan okumaya başlayarak onlarca adamımı öldürüyorlar.
You've also given us 48 hours - well, that's 18 hours now - to use our influence and help Serbia move towards some of these demands.
Bize 48 saat vermiştiniz etkimizi kullanıp taleplerin bazılarını Sırbistan'ın karşılamasına yardım etmek için şu anda 18 saat oldu.
I think I speak for all of us when I ask you to give us some privacy.
Bizi yalnız bırakmanızı istersem, size de iyilik etmiş olurum.
The girls said they had some sort of surprise for us.
Kızların bize sürprizi varmış.
Here's the deal - - you're gonna tell us how to hack an angel, and I'm gonna give you some of the good stuff.
İşte anlaşma, sen bize bir meleğin kafasına nasıl gireriz anlatacaksın ben de sana bu güzel şeyden vereceğim.
You say that like it's some sort of cure-all, like it can change the fact that everything that has ever gone wrong between us has been because we're family.
Bunu bir tedaviymiş gibi söylüyorsun. Sanki aramızdaki tüm kötü şeyler aile olduğumuz için değişecek gibi söylüyorsun.
I had some numbers run, looks like this PC business is gonna cost us upwards of a couple million dollars just to get in the door.
Yaptığım araştırmaya göre bu pc işine girmek dahi bize birkaç milyon dolara mal olacak gibi görünüyor.
And we'll keep on trying to help you for as long as you want us to because we've been through some of the same things you've been through.
Ve siz aksini isteyene kadar da toplamaya devam edeceğiz. Çünkü bizlerde sizlerin yaşadığı sizlerin yaşadığı bazı şeyleri yaşadık.
To at least point us in some kind of direction.
En azından bize yön göstermesi için.
Some of my best work, between us pigeons, all gone.
Aramızda kalsın ama en iyi işlerimden biri uçup gitti.
Maybe one of us will have some luck.
Belki birimizin şansı yaver gider.
Okay, listen, her hair is a weave. You're right. But before the three of us decide what Tommy's gonna do, me and this cat got to do some recon.
Tamam saçı sahte olabilir ama önce üçümüz Tommy'nin ne yapacağına karar vereceğiz.
Wes enlisted some of those singing witches and trapped us in the house.
Wes şu şarkıcı cadıları ekibine katmış ve bizi bir eve kapattı.
This makes me look like I'm some sort of a crazy person that was deliberately trying to make us look like twins.
Sanki kasıtlı olarak bizi ikizmişiz gibi göstermeye çalışan bir manyak gibi gösteriyor bu beni.
Aaron Swartz has, in some sense, brought the best out of us, in trying to say : How do we fix this?
Bir anlamda, Aaron Swartz içimizdeki iyiyi çıkarttı, "Bu durumu nasıl düzeltiriz?" sorusunu sordurttu.
some of them 141
some of it 85
some of you 27
some of the time 21
some of that 16
some of them are 20
of us 249
used 73
usagi 51
usher 82
some of it 85
some of you 27
some of the time 21
some of that 16
some of them are 20
of us 249
used 73
usagi 51
usher 82
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136
use these 22
use that 67
use this one 17
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136
use these 22
use that 67
use this one 17