Surprised me tradutor Turco
1,678 parallel translation
But you surprised me.
Fakat sen beni şaşırttın.
Seeing his towering skills even surprised me, and I wonder why Your Highness always pays special attention to him.
Onun üstün yeteneklerini görmek beni bile şaşırttı, Ama neden Ekselansları'nın ona bu kadar ilgi gösterdiğini merak ediyorum.
- Dad, you surprised me.
Beni korkuttun, baba.
You surprised me, I didn't feel so well
Sen sürpriz yapmaya çalışıyordun ama ben kendimi pek iyi hissetmiyordum.
- In fact, you surprised me.
Aslında beni şaşırttın.
Who really surprised me was Brandy, who never says a word,
Brandy beni çok şaşırttı.
Little one, you really surprised me, well done.
Küçük olanın, gerçekten beni şaşırttın, aferin.
Just surprised me.
Sadece beni şaşırttın.
That surprised me.
Bu beni şaşırttı.
You really surprised me!
Çok şaşırttınız vallahi.
You surprised me at friendly's.
Friendly'de bana sürpiz yapmıştınız
A couple of days before I got the news about my dad he surprised me in a parking lot.
Birkaç gün önce babamın haberini aldığımda bana bir sürpriz yaptı.
Matias surprised me.
Matias beni şaşırtmıştı.
My boyfriend surprised me at work, it's a lousy surprise.
Erkek arkadaşım işyerine sürpriz yapmaya geldi, berbat bir sürpriz.
it surprised me.
Onu bir anda öptüğünü görünce çok şaşırdım.
Surprised me, too.
Benim içinde sürpriz oldu.
Well, it surprised me, but I wasn't against it.
Beni kurtardınız. Tama, eğer bir Sanzenin kedisiysen, ne yaptığını bilmen gerekir.
It surprised me a little bit when I felt the, uh... not friction, but the panic that people had against modern art.
İnsanların moden sanata bakışı bir çeşit engel olma değil de panik yaşamaları beni çok şaşırtıyor.
You just... you surprised me.
Sen sadece... beni şaşırttın.
I'm surprised Aldridge didn't use his friendship with Bancroft to have me transferred to some dig in Darfur.
Açıkçası Aldridge'in Bancroft'la olan arkadaşlığını kullanıp, beni Darfur'daki bir kazıya naklettirmediği için şaşırmıştım.
I know you must be surprised to see me here.
Beni burada görünce şaşırmış olmalısınız.
No, I... I'm just surprised that you're not trying to talk me into letting him stay with someone from here.
Burada biriyle kalmasına izin vermemi istememene şaşırdım.
Surprised it took you so long. To check up on me.
Beni kontrole gelmenin bu kadar sürmesine şaşırdım.
Yeah, well, you know. I mean, I-I wouldn't have been surprised... if you just cut me off completely, you know?
Evet, biliyorsun yani, beni hayatından tamamen çıkarırsan buna hiç şaşırmazdım, biliyorsun ya?
I want Mark and Vanessa to be surprised, and if you told me, I'll just ruin everything.
Mark ve Vanessa'ya sürpriz olsun istiyorum ve bana söylerseniz eminim her şeyi mahvederim.
He made me act surprised to see you.
Bana seni gördüğümde şaşırmış gibi yapmamı söyledi.
My father says that, to this day, he's still surprised Mom said yes, which is funny because Mom used to tell my sister and me she was worried he was never going to ask the big question.
Babam o günü anlatırken hep şöyle derdi. Annemin "evet" demesini beklemiyormuş. Ve bu çok komik.
Surprised that, uh - that-that my life could fall apart... if this one weak sister, this ungrateful failure... elects to sell me out to save his own skin?
Bu hayırsız, nankör herifin kendi kıçını kurtarmak için, beni satması halinde hayatımın mahvolacağına mı şaşırdınız?
Surprised to see me, maggots?
Beni gördüğünüze şaşırdınız mı larvalar?
I'm not surprised he remembers me.
Beni hatırlamasına şaşırmadım.
You... you surprised me.
Şaşırttın.
So why then are you surprised to find me here?
Öyleyse beni burada bulduğunuza neden şaşırdınız?
You surprised me
Beni şaşırttın
You don't seem that surprised to see me.
Beni gördüğüne pek şaşırmadın sanırım.
I'm a little surprised you can see me.
Beni görebilmene biraz şaşırdım.
And I must say, you surprised even me with your results.
İtiraf etmeliyim ki aldığın sonuçlar ile beni bile şaşırttın.
Surprised to see me?
Beni gördüğüne şaşırdın mı?
I guess I shouldn't be surprised that you suspect me. But I was out of town the night Sadie disappeared. I'm gonna need the details.
Benden şüphelenmenize şaşmamalıyım ama Sadie'nin ortadan kaybolduğu akşam şehir dışında golf turnuvasındaydım.
You say that as if you're surprised to see me.
Beni gördüğüne şaşırmış gibi söyledin.
When you weren't there, part of me wasn't surprised.
Sen orada olmayınca, bir tarafım hiç şaşırmadı.
Are you surprised to see me?
Şaşırdın mı beni görünce?
MATHLETE. I'M JUST SURPRISED YOU REMEMBERED ME.
Beni hatırlamana şaşırdım.
Why are you so surprised to see me?
Beni gördüğüne neden bu kadar çok şaşırdın?
I wouldn't be surprised if none of you talked to me ever again.
Eğer hiçbiriniz benimle bir daha konuşmayacak olsanız şaşırmazdım.
- I'm surprised you haven't listed me.
- Beni eklemediğinize şaşırdım.
I bet you're surprised to see me.
Herhalde beni gördüğüne şaşırmışsındır.
I acted like a spoiled child, and I wouldn't be surprised if she never wants to see me again.
Şımarık bir çocuk gibi davrandım. Bir daha beni görek istemezse şaşırmam.
Don't act so surprised to see me.
- Beni gördüğüne şaşırmış gibi yapma.
And he's just surprised to hear me being the one blabbing'about it.
Ve o da bunu söyleyen ben olduğum için bu kadar şaşırdı.
But, if you do, then I know that you, like me, are not surprised.
Ama öyleysen, o zaman benim gibi senin de şaşırmadığını anlarım.
- For me to be surprised - For me to be surprised
- Benim için süpriz oldu