Talk me tradutor Turco
29,109 parallel translation
How many ledges did you talk me off of over the years?
Yıllardır kaç kere benimle konuşup telkinler verdin?
Why did you not more forcefully talk me out of this?
Neden güç kullanarak beni bundan vazgeçirmedin?
I can't believe I let you talk me into this.
Beni ikna ettiğine inanamıyorum.
Talk me through it.
Anlat bana.
I doubt they'll talk to me, but I'll give it a try.
Benimle konuşacağından emin değilim ama denerim.
Let me talk to Hawk about this.
- Bırak bunu Hawk'la ben konuşayım.
I-I tell you stuff... real stuff, and you talk to me like that... like we're in session.
Ben sana anlatıyorum bir şeyler gerçek bir şeyler. Sense bana karşı bu şekilde konuşuyorsun, toplantıdaymışız gibi.
Well, then you won't talk to me or your sister or anyone in your family again.
O zaman ne benimle, ne kız kardeşinle ne de ailenden biriyle konuşursun bir daha.
Hey, hey. Talk to me.
Konuş benimle.
Talk to me.
Konuşun benimle.
Hell, he might not even talk to me.
Lanet olsun ki, belki benimle bile konuşmaz.
Teacher, let me go and then we'll talk.
- Hocam, bırakın beni öyle konuşalım.
He asked me to talk to you.
Benden seninle konuşmamı istedi.
If you don't talk to me, I'm not doing my job.
Eğer benimle konuşmazsanız, işimi yapamam.
Excuse me, sir, there's something I'd like to talk to you about.
Pardon, efendim, sizinle konuşmak istediğim bir şey var.
I wanted to know if you'd be willing to talk to me about a man named Patrick Molloy.
Benimle Patrick Molloy adında bir adam hakkında konuşmak isteyip, istemeyeceğini öğrenmek istedim.
Will you please talk to me, Callie?
Benimle lütfen konuşur musun Callie?
They wanted to talk to me about her application, which they loved.
Başvurusu hakkında konuşmak istediler. Çok beğenmişler.
Why don't you talk to me, honey?
Benimle konuşsan ya, tatlım.
He wanted to talk to me about that thing with Jensen at the movie theater.
Sinemada Jensen'la olan mesele ile ilgili konuşmak istedi.
- Christy, honey, talk to me.
- Christy, tatlım konuş benimle.
Look at me, when I talk to you.
Sana seslenirken bana bak.
You're not really gonna try to convince me that you and Joe didn't talk about this, right?
Joe ile bu konuyu daha önce konuşmadığına dair beni ikna etmeye çalışmayacaksın değil mi?
Let me talk to her.
Dışarıda bekle.
But yet you stood around long enough to field a job offer and you let him talk shit about me?
Ama yine de orada o kadar kaldın ki iş teklifi alıp benim hakkımda konuşmasına izin verdin.
You go out and you rob a few more Brink's trucks, you bring me the full asking price, we can sit down and talk about making a deal.
Gidip birkaç Brink kamyonu daha soyacaksın ve istediğim parayı getireceksin o zaman oturup bir anlaşma yapacağız.
Talk to me about what?
- Ne söyleyecekti?
You focus on getting the plane down- - do not talk to me!
Uçağı uçurmana bak. Benimle konuşma!
Let me talk to YeongHwan.
Önce Yeong Hwan'la konuşayım.
Dong Yi, are you still don't want to talk to me?
Dong Yi, hâlâ benimle konuşmak istemiyor musun?
Then talk to the FBI, and if they don't get right over here, - get me on the phone with them. - Luke, stop worrying, okay?
O zaman FBI ile konuş ve eğer hemen buraya gelmezse beni telefonda onlarla görüştür.
If you talk to her, will you please tell her to call me?
Onunla konuşarsan, beni aramasını söyler misin lütfen?
I-If I were you... I wouldn't want to talk to me, either, but...
E-eğer senin yerinde olsaydım... benimle bir daha konuşmak istemezdim fakat...
- Shut up, dick fuck! - You don't talk over me.
- Kes sesini, kahrolası bana cevap verme.
What if that's what the cops are here to talk to me about?
Ya polisler, bu sebepten benle konuşmaya geldiyse? Ya bir şeyin parçasıysam?
You can talk to me, son.
Bana anlatabilirsin evlât.
Jim said you wouldn't talk to me.
- Jim benimle konuşmayacağını söylemişti.
And in exchange, you can talk to me about Alice Tetch.
Karşılığında benimle Alice Tetch hakkında konuşacaksın.
Let me talk to Caroline.
Caroline'ı ver.
Is this thing on? I keep waiting for God to talk back to me, too.
Ben de Tanrı'nın benimle konuşmasını bekliyorum.
Okay, you were the last one to talk to Daria, you're telling me you have no idea who she was with last night?
Daria'yla en son konuşan kişi sendin. Bana dün gece kiminle olduğu hakkında bir fikrin olmadığını mı söylüyorsun?
You can talk to me, Amenadiel.
Benimle konuşabilirsin, Amenadiel.
Don't you talk to me like that!
Benimle böyle konuşma!
Just talk to me, Lucifer, please.
Lütfen konuş benimle, Lucifer.
Well, if you won't talk to me, then... please, talk to someone else.
Benimle konuşmayacaksan lütfen birisiyle konuş.
Please. Trust me, you do not want to talk to me right now.
- İnan şu an benimle konuşmak istemezsin.
Talk to me, Roseleen.
Anlat bana Roseleen.
I'm not saying you got to talk to me.
Sana benimle konuşmaya devam et demiyorum.
She says she needs to talk to me in person.
Benimle yüz yüze konuşması gerektiğini söylüyor.
Talk to me.
Söyle hadi.
Let me talk to my client.
Müvekkilimle konuşmama izin verin.