That'll be me tradutor Turco
1,369 parallel translation
Come dow ad bail me out! We'll see about that! h'm goa be i cell umber seve!
Yedi numarada görüşürüz.
Don went to a lot of trouble to get me this interview, and if I get that job it'll be a lot more money for all of us, so don't be a pill.
Bu iş görüşmesini ayarlamak için çok uğraştım. Eğer işi alırsam, hepimiz için her şey çok daha iyi olacak. Onun için surat yapma.
But there's one thing, if everyone gets laid off there'll be no customers, and that pisses me off even more.
Ama herkes kovulursa, müşteri kalmayacak. Ve bu beni delirtiyor.
Now I know, that he'll be sitting next to me.
Adım gibi biliyorum ki benim yanıma oturacak.
That there was going to be shooting. I said : "Geisa, he is not going to kill you." She said : "He'll kill me!" I insisted : "He won't."
Eğer Geisa'yla beraber sokakta yürümeye başlasaydı linç edilebilirdi, ya da daha fazla insanı rehin alabilirdi.
Yes, well, Hopefully, there'll be other opportunities For you to tell me that.
Evet umarım bana bunu tekrar söyleme fırsatı bulursun.
Makes me very uncomfortable to realize that this guy may be smarter than me.
Bu adamın benden daha akıllı olabileceğini fark etmek beni çok rahatsız ediyor.
It'll be me that phoned.
Son arayan ben olacağım!
That'll be for me.
Benim olmalı.
And you know that when you look at me it'll be different.
Bana baktığında farklı olacak.
Because I don't wanna live off mac and cheese for the rest of my life and that's how it'll be for me if I don't bust my ass and play by their rules.
Çünkü hayatım boyunca Mc, peynir ve makarna yiyip oturmak istemiyorum. Kıçımı sıkıp çalışmaya ve onların kurallarıyla oynamaya başlamazsam böyle olacak.
In two minutes you'll be sorry you were annoyed with me and I want to save you that pain.
İki dakika sonra bana sinirlendiğine pişman olacaksın ve kendini sersem gibi hissedeceksin, ben sadece seni bu acıdan kurtarmak istiyorum.
She also told me that if we return her to Mazar, she'll be killed.
Ayrıca eğer onu Mazar'a geri götürürsek, öldürüleceğini de söyledi.
I guess the news that we'll be purple, bloated and fetal in a few hours has made me a little snippy.
Birkaç saat içinde hepimizin mosmor, şişmiş ve ölmüş olacağı haberi... -... beni biraz sivri dilli yaptı galiba.
Well, we could be at a Harvard event and I could slip up and say, "Pass me a lobster puff, Droopy Drawers," and they could hear me, and that'll be that.
Harvard'daki bir etkinliğe katıldığımızda kazayla "Bana ıstakozlu böreği uzatsana, Düşük Donlu" diyebilirim.
She made that clear. Look, truth is, I'll be out of a job soon, so... if you're looking for a driver, let me know.
Bakın, işin aslı, yakında işsiz kalacağım, yani... eğer bir sürücü arıyorsanız, haberim olsun.
I'm gonna try to visit him over the next couple of weeks, but if I can't, then that'll be very sad for me, but really, it'll just mean that I'm human.
Gelecek bir kaç hafta boyunca onu ziyaret etmeye çalışacağım, ama yapamazsam, bu benim için çok üzücü olacak, ama gerçekten, bu sadece benim insan olduğum anlamına gelir.
I'm going to the bathroom now and if anybody needs me, that's where I'll be.
Şimdi tuvalete gidiyorum Bana ihtiyacı olan birisi olursa oradayım.
I--I enjoyed doing it but now that I'm not your lawyer if you come within five feet of Grace so help me, God, you'll be singing "Rosanna" through a tube
Onu çok seviyorum! - Zavallı Grace.
I have so much money to give away that you can just take it and go to Vegas with it, and that'll be your big "Screw you" to me.
O kadar param var ki dağıtıyorum. Sen de o parayla Vegas'a gidip bana günümü gösteriyorsun.
All right, I'll tell her if she needs to talk to me to let the phone ring once, that'll be her signal, then hang up and call back.
Peki, beni aramak istediği zaman telefonu bir kez çaldırmasını söyleyeceğim. Böylece işaret verir, sonra kapatıp tekrar arar. Tamam.
But let me just say this- - when we are all in that Big Bed... I'll be the only one able to sleep through the night.
Ama inanın bana, hepimiz o büyük yatağa girdiğimiz zaman gece boyunca deliksiz uyuyan tek kişi ben olacağım.
Well, at first it was a downer... but then I realized that I'll be okay without my dad... because the S.A.T.'s prove that there's another man who can take care of me.
Başlarda biraz sakinleşmem gerekti ama sonra fark ettim ki, babam olmadan da iyi olabilirim çünkü S.A.T. sonuçları başka bir adamın da benimle ilgilenebileceğini gösterdi.
The truth is so self-evident to me, Mrs. Donaly, that I'm sure that I'll be able to make it equally as transparent to any jury, should your husband decide to take it that far.
Bana göre gerçek o kadar açık ki eşiniz mahkemeye giderse jürinin de bunu görmesini sağlayabilirim.
If you need me, that's where I'll be.
Eğer bana ihtiyacın olursa, beni orada bulabilirsin.
You can be a happy fella Someone throw me that umbrella
Mutlu olabilirsiniz, Ama akıllı olmalısınız.
- Sure, honey, just tell me what you want first, so as I can write it down and then I can lend it to you, that way we'll all be happy.
- Tabi, tatlım, sadece öncelikle ne istediğini söyle bana, ben de not alayım ve sonra sana kalemimi ödünç verebilirim böylece herkes mutlu olacaktır.
I'm going to make you stop. If you do that, you'll be no better than me.
Seni durduracağım.
That's gonna be a little harder for me, but I'll manage.
Benim için biraz daha zor olacak ama idare ederim.
Just promise me that whatever undercover crime - infested hippie drug den you find yourself in... that I'll be there.
Yalnızca söz ver... ne olursa olsun, kendini kaybetsen de beni de alacaksın.
Oh, so you won't tell Dru the truth because you're afraid that they'll find out that you paid me to be your friend?
Dru'ya gerçeği söylemek istemiyorsun çünkü... ..arkadaşın olmam için para ödediğinin öğrenmesinden korkuyorsun.
I just want to be sure that... you'll still accept me as a member of the congregation.
Sadece beni hala... cemaat üyesi olarak kabul edeceğinden emin olmak istiyorum.
I shall go back if... if you promise me that even though I'll be in a wheelchair,
Geri döneceğim. Ancak, bana söz vermelisin.
It'll just be a little fun between buddies, you know. And you'll never have to call me. Till you're up for another round, that is.
Ve beni asla aramak zorunda değilsin... tekrar istemedikçe.
If I never sit in that wagon again, it'll be all right by me.
Bir daha o arabaya hiç binmemem bile bana uyar.
But now that you came to me I feel like we'll be together forever
Fakat şimdi sen bana geldin... ebediyen seninle beraber olmak istiyorum.
I'll be making enough money to do that, get you out of hand-me-downs... getJake those new skates, and get that new car we've been saving for.
Bunu yapacak param olacak, senin kozmetiklerin için... Jake'e şu yeni patenleri almak için ve almaya çalıştığımız arabayı almak için.
That's sweet! How about introducing me? I'll be your village stud, okay?
Çok iyi, o zaman sizin köye gitsem bana kızmazsın herhalde.
That she'll never be able to forget about me
Beni hiç unutmamasını istedim.
- Can you promise me that we'll be together, Nikki?
Tekrar beraber olacağımıza söz verebilir misin Nikki? Demo!
Grandpa told me to send you his love... and tell you that he'll soon be here, no matter what.
Büyükbabandan Sana selam getirdim durumlar düzelir düzelmez geleceğini söyledi.
I was a biochem major at Harvard, not that they'll be asking me to make any commencement speeches in the near future.
Harvard'da biyo-kimya okuyordum. Ama bir konuşma yapmamı isteyeceklerini sanmam.
- All right, anybody needs me, that's where I'll be.
Beni arayan olursa orada olduğumu söyle.
- Is that why we're friends...'cause it'll be a hassle to tell me you don't want to be friends?
- Bu yüzden mi hâlâ arkadaşız? Artık arkadaş olmak istemediğini söylemek çok mu sıkıntılı olur?
And I'll be crushed, making my mom feel so guilty about setting me up with him that she'll have to let me go out with Dave to make up for it.
Ben çok üzüleceğim. Annem bana onu ayarladığına çok üzülecek.
And if that doesn't sound like something that you can or want to do, then fine. I'm sure you'll find another girl who doesn't mind sitting around cleaning her keyboard on a Friday night hoping you'll call, but it's not going to be me.
Bu senin istediğin gibi bir şey değilse cuma gecesi evde oturup klavyesini temizlemekten ve sen arasın diye beklemekten gocunmayan bir kız bul kendine.
That'll be for me.
Bu bana olmalı.
First, let me announce that we have put the National Guard on alert, though I sincerely hope there'll be no need to activate it.
İlk olarak şunu söyleyeyim Ulusal Muhafızlar tetikteler, umarım müdahale etmelerine gerek kalmaz.
CALL ME. THAT'LL BE 5.25, WITH TAX.
Vergisiyle 5 dolar 25 sent.
So you'll forgive me if I'm pissed off that Ml5 investigated a distinguished Army officer at a time when espionage efforts could be better used elsewhere.
Zamanını ve adamlarını daha iyi yerlerde kullanmayıp seçkin bir ordu subayını soruşturmasından ötürü MI5'a kızgın olduğum için beni bağışla.
- don t touch me Fine, I ll give you 20 bucks to pretend to be my wife That s gotta sound familiar
- dokunma bana iyi, karım gibi görünmen için sana 20 kağıt vereceğim bu çok tanıdık geldi
that'll be it 25
that'll be the day 55
that'll be 336
that'll be all 248
that'll be nice 30
that'll be fun 52
that'll be good 30
that'll be enough 20
that'll be fine 69
that'll be great 47
that'll be the day 55
that'll be 336
that'll be all 248
that'll be nice 30
that'll be fun 52
that'll be good 30
that'll be enough 20
that'll be fine 69
that'll be great 47
that'll be all for now 17
be merciful 20
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
mercedes 285
be merciful 20
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
mercedes 285