That a boy tradutor Turco
4,972 parallel translation
That a boy, Danny.
Aferin Danny.
Is that... Is that'cause he's a white boy?
Bunun nedeni onun beyaz bir çocuk olması?
We must find a boy that's the very image of you.
Sana çok benzeyen bir çocuk bulmalıyız.
Correctly predicted that Marvin and Martha Goldstein's grandbaby would be a boy.
Marvin veMartha Goldstein'in torunlarının erkek olacağını doğru tahmin etti.
Considering how dangerous he is, I value that more than a bunch of Boy Scouts.
Ne kadar tehlikeli biri olduğu düşünüldüğünde, buna bir grup izci çocuktan fazla değer veriyorum.
That drawing right there which is drawn by a 16-year-old boy is an actual...
Çizimler tam orada. 16 yaşındaki bir oğlan tarafından çizildiği biliniyor.
A governess was accused of murdering a small boy, a member of the family that she worked for actually.
Bir bakıcı, çalıştığı ailenin çocuğunu öldürmekle suçlanıyordu.
Seriously, just give me a spine full of morphine and a bellyful of hooch... I want that baby coming out pie-eyed and singing "Danny Boy" "
Cidden, beni biraz uyuşturun ben sadece bebeğin geldiğini görmek istiyorum ve ona ninni söylemek istiyorum.
Boy, you put a head on those things, that could be his twin brother.
Bunlara bir kafa yap,... onun ikiz kardeşi gibi olur.
But when a Backstreet Boy lures you on the tour bus, you don't worry that it's finals week.
Fakat Backstreet Boy seni tur otobüsüyle kandırdığında,... final haftasını umursayamıyorsun.
Boy, that Kathy sure pitched a few clunkers, huh?
Kathy ile çıkılmaz, değil mi?
Boy, that was one hell of a shtreimel.
O çok muhteşem bir "shtreimel" di.
Well, that must make you a very special little boy, um...
- O zaman çok özel bir çocuk olmalısın...
Now that your boy here is in a...
Özellikle de oğlun...
- I believe that that boy may be a Schrute.
- Ama başka - - - Bence o çocuk bir Schrute olabilir.
I'll give you a second with your boy if you give me that gun.
Eğer silahı bana verirsen sana oğlunla bir saniye veririm.
OK, speaking of spam, I want to address all you lonely people who are out there right now, hiding in a comer : e-mail us at M-1 and I'll send you some spam that oh, boy...
Spam demişken yalnız insanlarla aramda fazla bişey yok şu an yalnız olanlar bize M-1den mail atsın ben de size spam göndereyim
George writes only that he wishes our child would be a boy.
George sadece çocuğumuzun bir oğlan olmasını dilediğini yazmış.
We must find a boy that's the very image of you.
Sana çok benzer bir çocuk bulmalıyız.
Chloe wrote two pages of a novel so she could get repped by Donnie, so that will could be her errand boy.
Chloe iki sayfa roman yazmış böylece Donnie'den ünlü oldu, böylece Will onun ortacısı oldu.
I know she's got a little kid, and I'm really sorry for that little boy.
Bir çocuğu olduğunu biliyorum. Onun adına üzülüyorum.
Boy, that was a clincher, wasn't it?
Dostum, son anda döndün, değil mi?
I mean that a 16-year-old boy named Tyler Rogers dedicated a blog to her.
16 yaşındaki Tyler Rogers adındaki bir oğlan ona adadığı bir blog açmış.
Boy, that went south in a heartbeat today, didn't it?
Evlat, bir anda nasılda kayboldular, öyle değil mi?
Have you seen a little boy about that tall, wearing a red top?
Şu boyda küçük bir çocuk gördünüz mü? Kırmızı kıyafetler giyiyor.
( laughs ) Boy, that woman is a spitfire.
Evlat bu kadın püsküren bir volkan gibi.
I also want to say that Bart is a remarkable boy, and I disapprove of your fathering and of your fat stomach.
Ayrıca söylemek istiyorum ki, Bart olağanüstü bir çocuk, ve senin babalığını beğenmiyorum, ve senin şişik göbeğini.
I'll go behind that curtain a boy but come out a man.
O perdenin arkasına bir çocuk olarak gideceğim, ama bir adam olarak çıkacağım.
Oh, boy, that was a crazy story.
Oh, adamım, bu çılgın bir hikayeydi.
And then I will have this pretty little artist boy that I know come into the paradise and paint a picture of Buzzie Burke's face on the bottom of the new privy that I'm having built.
Sonra da cennetten geldiğine inandığım sevimli küçük ressam çocuğu yapacağım sonra da kendi yaptığım yeni tuvaletin altına Buzzie Burke'un yüzünün bir tablosunu.
But what they don't know Is that every word I say in the interview Will be decided by a seven-Year-Old boy.
Ama bilmedikleri şey ise mülakatta söyleceğim her şeyi 7 yaşındaki bir çocuk belirleyecek.
Last time I was out to Southfork, that Ramos boy seemed a little too interested in being her hero.
En son Southfork'tan çıktığımda o Ramos denen çocuk kahramanlığa fazla merak sarmıştı.
I want a short leash on that boy when I yank his chain.
Zincirini çekmek maksadıyla boynunda kısa bir tasma istiyorum.
Or does that only matter when it's boy on girl? Sir, I found a classmate.
Kadınların erkekleri taciz etmesi sorun değil mi yoksa?
You know that boy's got a thing for you.
Adam senden hoşlanmıştı.
This guy has a little boy, Cristina, who is scared to death that both of his parents...
Bu adamın küçük bir oğlu var, Cristina. Çocuk hem annesinin hem babasının öleceğinden- -
Lily, I know that I have the sexual charisma of a bad boy... but I certainly don't have the manners of one.
Lily, serseri bir erkeğin cinsel karizmasına sahip olduğumu biliyorum ama onların ahlak yapısında olmadığım kesin.
When the doctors told us that neither of us was a match for our little boy that he would die without a bone-marrow transplant we were in despair.
Doktorlar oğlumuzun dokularının bizimkiyle eşleşmediğini söyledi. Kemik iliği nakli yapılmazsa ölecekti. - Umutsuzluğa kapılmıştık.
Did you know that one of my babies was a boy and the other one was a girl?
Bebeklerimden birinin oğlan diğerinin kız olduğunu biliyor muydunuz?
You're both going to turn that sweet boy into a gargoyle like you.
İkiniz şu tatlı çocuğu sizin gibi canavara çeviriyorsunuz.
Ok, well, then you need to promise that you're gonna be a good boy for Daddy while I'm gone.
Tamam o zaman, ben yokken babanla uslu duracağına söz vermelisin.
That was a good boy.
Akıllı köpek.
According to an article, he and Tess were having a lakeside picnic with their son, they got in an argument, they didn't notice that the boy had wandered off, and he drowned.
Gazete haberine göre o ve Tess oğullarıyla göl kenarında piknik yapıyorlarmış kavgaya tutuşmuşlar ve oğullarının ortadan kaybolduğunu fark etmemişler, çocuk boğulmuş.
I know that you like to think of yourself as a bad boy, Oliver Queen, but... I feel like we're ready to take the next step.
Kendini yaramaz çocuk olarak düşünmenin hoşuna gittiğini biliyorum Oliver Queen ama bence ilişkimizi bir adım ileriye götürmeye hazırız.
That's a good boy.
İyi köpek.
After the Boy Scout fired me, we had a couple words, and that was it.
İzci çocuk beni kovduktan sonra yanına gidip konuştum hepsi buydu.
If you make a copy the boy dies. Got that?
Ancak veriyi kopyalarsan çocuğu gebertirim.
Well, I thought he'd had a sudden growth spurt, well, but, his father didn't, uh, buy into that for a minute.
Ben de sanmıştım ki çocuk birden boy attı ama babası hiç öyle sanmadı. Birkaç dakika içinde fark etti.
You ever been with a boy you didn't like that much and pretended it was one you did?
Hiç daha önce çok hoşlanmadığın ama öyleymiş gibi davrandığın biriyle beraber oldun mu?
Sullivan : Find the no-good son of a bitch who stabbed that boy.
Bu çocuğu bıçaklayan işe yaramaz orospu çocuğunu bulun.
Find the no-good son of a bitch who stabbed that boy.
Orospu yaramaz oğlu bul kim o çocuk bıçakladı.
that all started with a big bang 89
that about sums it up 19
that again 44
that ain't gonna happen 38
that ain't happening 22
that asshole 33
that ain't it 24
that ain't true 31
that actually makes sense 16
that ain't funny 16
that about sums it up 19
that again 44
that ain't gonna happen 38
that ain't happening 22
that asshole 33
that ain't it 24
that ain't true 31
that actually makes sense 16
that ain't funny 16
that ain't good 30
that ain't right 73
that all you got 36
that ain't me 24
that all depends 16
that ain't fair 20
that and 54
that a girl 50
that all 56
that afternoon 38
that ain't right 73
that all you got 36
that ain't me 24
that all depends 16
that ain't fair 20
that and 54
that a girl 50
that all 56
that afternoon 38
that a 19
that a problem 27
a boy and a girl 42
a boy or a girl 32
a boy 325
a boyfriend 80
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
that a problem 27
a boy and a girl 42
a boy or a girl 32
a boy 325
a boyfriend 80
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27