That sounds perfect tradutor Turco
111 parallel translation
There's a furnished sublet on 6th and 11th that sounds perfect.
6. ve 11. caddede devren kiralık, mobilyalı, mükemmel bir yer var.
That sounds perfect.
Kulağa harika geliyor.
- that sounds perfect. - Are you interested? Me?
Yani yapamasan bile hala yapabileceğine inanıyorsun?
That sounds perfect?
Bu mükemmel!
- That sounds perfect.
- Bu harika bir fikir.
WELL, THAT SOUNDS PERFECT, HONEY.
Güzel gözüküyor tatlım.
Yes, that sounds perfect.
Evet, harika gözüküyor.
Oh, that sounds perfect.
Oh, kulağa mükemmel geliyor.
That sounds perfect.
Mükemmel gibi.
That sounds perfect.
Mükemmel bir şey.
- That sounds perfect.
Ooh, kulağa çok hoş geliyor.
That sounds perfect.
Harika olur.
That sounds perfect.
Mükemmel olur.
That sounds perfect.
- Harika gözüküyor.
See, now, that sounds perfect.
Bak bu harika bir fikir.
- That sounds perfect.
- Çok güzel.
That sounds perfect.
Kulağa hoş geliyor değil mi?
- That sounds perfect.
- Güzelmiş.
Oh, that sounds perfect, Colby.
Çok iyi, Colby.
Yeah, that sounds perfect.
Kulağa mükemmel geliyor.
That sounds perfect.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds perfect.
Harika olur.
Oh, that sounds perfect.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds perfect.
- Çok iyi fikir.
Yeah, Paula, that sounds perfect.
Bence mükemmel.
That sounds perfect.
Evlilik boktan bir şey.
Oh, that sounds perfect.
- Harika.
That sounds perfect.
Süper olur.
That's why prayer sounds so perfect in here.
Bu yüzden burada dua mükemmel olur.
That's good. "Nothing" sounds perfect.
İyi. "Hiçbir şey" harika.
Oh, that sounds like a perfect place for an old man with gout.
Tam da gutu olan yaşlı bir adama göre bir yer.
Sweetie, as lovely as that idea sounds, we're not perfect.
- Tatlım, kulağa çok hoş geliyor ama mükemmel değiliz.
Sounds perfect, that's your crew covered.
Harika, işte senin ekibin.
That in their shapes and sounds... I could find everything and see beyond myself... to something special... perfect.
Onların biçim ve seslerinde her şeyi bulabileceğimi ve kendimi aşarak özel bir şeyi görebileceğimi.
I think that sounds great. And your ideas were perfect.
Mükemmel bir fikir olduğunu düşünüyorum.
That sounds perfect.
- Çok iyi olur.
That sounds so perfect.
Bu mükemmel.
Yes, that sounds perfect.
Evet, mükemmel bir fikir.
- and watch an old movie? - That sounds perfect.
Kulağa harika geliyor.
That name sounds perfect for a thief's nickname...
Bu isim bir hırsıza yakışacak en güzel takma isimlerden birisi.
That sounds just about perfect.
Mükemmel bir rüya.
Well, sounds like the perfect time to finally use that killer program - you've been working on, Doctor.
Pekala, görünüşe göre şu üzerinde çalıştığınız öldürücü programı kullanmanın tam sırası, Doktor.
Doesn't that sound funny? It sounds perfect.
Mükemmel geliyor.
That sounds like the perfect plan.
Harika bir plan.
Yes, that sounds rather perfect.
- Olur. Harika bir fikir.
Yeah, that sounds sensible. It actually makes perfect sense.
Evet, bu mantıklı.
That sounds, you know, perfect.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds perfect. - All right.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds like the perfect job for you.
- Görünüşe göre bu iş tam sana göre.
- That sounds like the perfect murder.
Bana, kusursuz bir cinayet gibi geliyor.
Oh, that sounds so perfect and wonderful.
Oh, bu kulağa tamamen mükemmel ve harika geliyor.
that sounds great 436
that sounds good 394
that sounds fun 130
that sounds nice 140
that sounds 138
that sounds lovely 60
that sounds terrible 42
that sounds good to me 27
that sounds awesome 53
that sounds interesting 35
that sounds good 394
that sounds fun 130
that sounds nice 140
that sounds 138
that sounds lovely 60
that sounds terrible 42
that sounds good to me 27
that sounds awesome 53
that sounds interesting 35