That you love me tradutor Turco
2,620 parallel translation
I don't think that you should tell me that you love me wildly, passionately, devotedly, hopelessly.
Beni vahşice, tutkuyla, bağlılıkla ve umutsuzca sevdiğini söylememelisin.
And I... I think that you love me, too.
Senin de beni sevdiğini düşünüyorum.
You know how much I love you. Ali Nasser, please tell me that you love me too.
Seni sevdiğimi biliyorsun Ali Nasser, lütfen beni sevdiğini söyle
And that you love me want to keep with you.
Ve benim yanımda olmak istediğini
Why don't you tell me that you love me?
Neden beni sevdiğini söylemiyorsun?
# Cos I know that you love me too # l love you, yes I do,
# Cos l know that you love me too # l love you, yes l do,
I get that you love me, Fitz.
Anladım beni seviyorsun, Fitz.
Look, you've always said that I don't really love you in the way that you love me.
Bak, sen her zaman senin beni sevdiğin gibi benim seni sevmediğimi söyledin.
When you said that you love me i couldn't say anything.
Sen beni sevdiğini söylediğinde ben hiç bir şey söyleyemedim.
You say that you love me.
Beni sevdiğini söylüyorsun.
Ours. Tell me that you love me.
Beni sevdiğini söyle.
I think you're afraid that if you love me, I won't love you back.
Sanırım beni seversen benim de seni seveceğimden korkuyorsun.
I get that you love the Amish, but what's so fascinating there that you can't pick up the phone and let me know that you're okay?
Amish sevdiğini anlıyorum, ama orası ne kadar etkileyici biryermiş ki telefonu kaldıramıyorsun ve iyi olduğunu bana bildirmiyorsun?
You know, I'd love the fact that you support me with the website and... I just love the fact that you take me seriously.
İnternet sitesindeki desteğin ve beni ciddiye alıyor olman çok hoşuma gitti.
You have to admit that you love what to leave in the lurch. No, all I have to admit is that you're really there for me. Is that why you my wants to avenge father's death?
Ahab'in içinde saflık var hayır, bütün itiraf edeceğim senin pervasız olduğun babamın intikamını almak istediğim için mi?
I love that you even asked me that.
Bana bunu sormanı bile seviyorum.
but nothing that says, "I love you more than life itself. Please don't leave me or I may die."
Beni terk edersen ölürüm. " demeyecek bir hediye olmalı.
That is the first time I've heard Travis say, "I love you, too," without it being followed by, "Now stop watching me sleep, mom."
Travis'in ilk kez "Anne beni uyurken izlemeyi bırak" demeden "Ben de seni seviyorum" dediğini duyuyorum.
You really taught me what it meant to take care of the people that I love.
Bana sevdiğim insanları nasıl korumam gerektiğini öğrettiniz.
Are you trying to tell me... That Conner is the genetic love child of Clark Kent and Lex Luthor?
Şimdi bana Conner'ın Clark Kent ve Lex Luthor'un genetik bir aşk meyvesi olduğunu mu söylüyorsun?
I daresay that it was foolish of me, but I fell in love with you, Ernest.
Bu kadar aptalca bir şeyi, söylemeye dilim varmıyor ama, ben sana aşık oldum Ernest.
So tonight, I would like you all to know that I love each and every one of you just as much as you love me.
Yani bu gece, her birinizi sevdiğimi bilmenizi istiyorum ve ve herbirinizin beni çok sevdiğini biliyorum.
♪ One, two, I love you, I know that you know me, too ♪
# One, two, I love you, I know that you know me, too #
You're forgetting my Uncle that made me choose between my legacy and the love of my life.
Mirasım ve hayatımın aşkı arasında bana seçim yaptıran amcamı unutuyorsun.
Ron, look, I love you like a father who's not that much older than me... like a young Uncle... or like, uh, you were my camp counselor, but we're adults, so we hang out, and it's not weird, you know.
Ron, bak, seni babam gibi severim tabi genç bir baba gibi... ya da genç amca... ya da şey gibi, hah, kamp danışmanım gibi, ama ikimizde yetişkiniz yani takılabiliriz, ve bu garip olmaz.
Hey, sorry to interrupt the love fest, but can you hand me that folder there, please, Ethel?
Aşk cümbüşünüzü bozmak istemem ama, şu dosyalar konusunda bana yardım etsen diyorum, Ethel?
Did you have more with Trefor? Trefor believes that he loves me, but true love is not real unless it's returned.
- Bana aşık olduğuna inanıyor ama gerçek aşk, karşılık bulan aşktır.
Rodrigo just became a P2 in southeast, at Eddie's at Berkeley, and you're gonna tell me that my boys deserve to get shot up just because they wear baggy jeans and love hip-hop?
Rodrigo güneydoğuda bir çevre koruma işine girdi. Eddie de Berkeley de okuyor. Sen de bana çocuklarımın hip hop sevip bol pantolon giydikleri için vurulmayı hak ettiklerini mi söylüyorsun?
I love that you're always one step ahead of me.
Benden her daim bir adım olmana bayılıyorum.
Short of making sweet love to me, that was the nicest thing you could have done for me.
Benimle sevişmek dışında, benim için yapabileceğin en güzel şeydi bu.
You told me yourself that you don't even know if you still love him, and that he let himself go and that...
- Kendisi anlattı mı bilmiyorum Hala sevip sevmediğini bile bilmediğini, ve ve... seksinin berbat olduğunu...
And when that happens, I would love it if you gave me a call.
Ve bu olduğu zaman, beni araman çok hoşuma gider.
What this means to me. I actually love you. I'm sorry about that.
Hislerimi bilmelisin seni seviyorum ben, üzgünüm
Maybe I secretly hoped she didn't love you, that she'd want to come away with me
Belki de gizli gizli seni sevmediğini umut ettim,... benimle seyahat etmek isteyeceğini...
I know that you want me to kiss you right now, and I would love to.
Şu anda beni öpmeyi arzuladığının farkındayım. - Bilmeni isterim ki çok hoşuma gider.
And he showed me that the only thing that truly matters in life is who you love.
Ve bana hayatta tek varlığımın sevdiklerim olduğunu gösterdi.
And you may think that you will never love another woman like you love me,
Ve belki de bir daha asla başka bir kadına aşık olmayacağını düşünüyorsun. Tıpkı beni sevdiğin gibi.
And my husband told me, "Daisy, when you go up there", "you don't change your mind if you see some of those people" "standing out there in the courthouse that you love,"
Ayrıca kocam dedi ki ; "Daisy, oraya gittiğinde sevdiğin ve arkadaşın olan bazı insanların farklı şeyler söylediğini görürsen fikrini değiştirme."
- You told me that the pope can love God, but to be seen to love anyone else would be impossible.
Bana papanın sadece Tanrı'yı sevebileceğini söylemiştin. Ve başkasını sevebilmesinin... -... imkansız olduğunu söylemiştin.
I'm not going to fall in love with you and I don't think that you'll fall in love with me.
Sana aşık olmayacağım. Senin de bana aşık olacağını sanmıyorum.
I mean, earlier, you asked me if I thought that people got married because they love each other.
Bana insanların sırf birbirlerini sevdikleri için evlenmeyeceklerini söyledin, ya.
My gut tells me that you are guilty as hell, and I would love nothing more than to see you swing from the same tree as Mr. Samuels.
Bağırsaklarım bile senin kesinlikle suçlu olduğunu söylüyor, ve seni Bay Samuels'i sallandırdığınız aynı ağaçta sallanırken görmekten daha çok beni mutlu edecek bir şey olamaz.
Many things have changed since that far-off time in 2004 when my M1 and I kissed for the first time on the grass at Welkom, when she looked straight in my eyes and told me, "I love you!"
2004'te M1'imle Welkom'un çimlerinde ilk kez öpüştüğümüz ve gözlerimin içine bakıp "Seni seviyorum!" dediği mazide kalan o günlerden bu yana çok şey değişti.
I would love it if you would dance with me to this song that I wrote for you.
Senin için bestelediğim bu şarkıda benimle dans etmeni çok isterim.
The girl that said "i love you" to me yesterday will surely call me.
O kız dün bana, seni seviyorum dedi ve kesinlikle beni arayacak.
♪ Don't tell me love is something you won't try again ♪ ♪ that's just not true ♪ ♪ well, baby, right now, maybe what you need's a friend ♪
d Don't tell me love is something you won't try again d d that's just not true d d well, baby, right now, maybe what you need's a friend d
You expect me to believe that you basically Moved back into my apartment because you love my shower?
Resmen daireme taşınmış olmanın sebebinin, sırf duşumu sevmen olduğuna inanmamı mı bekliyorsun?
You marry me to a man that you will not permit me to love and you will not tell me why?
Sevmeme müsaade etmeyeceğin bir adamla evlendirip sonra da bunun nedenini bile söylemiyorsun.
I want to feel your love and that you're proud of me.
Senin aşkını hissetmek istiyorum ve sen benimle gurur duyacaksın.
You're telling me to live with a person that I don't love?
Sevmediğim biriyle yaşamamı mı söylüyorsun?
But it's very important to me that you know how much I love your daughter.
Kızınızı ne kadar sevdiğimi bilmeniz benim için çok önemli.
that you know of 21
that you 255
that you did 18
that you were 19
that you are 26
that you're 24
you love me 364
love me 205
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that you 255
that you did 18
that you were 19
that you are 26
that you're 24
you love me 364
love me 205
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that is weird 91
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that is weird 91
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150