Thirty years tradutor Turco
848 parallel translation
I've been a missionary here for, oh, thirty years, and at times I don't know what to think.
Otuz yıldır burada misyonerim ve bazen ben de ne düşüneceğimi bilemiyorum.
Thirty years ago, I had your ideals.
Otuz yıl önce benim de ideallerim vardı.
Thirty years ago, the Navy had one airplane and two pilots.
Otuz sene önce, donanmanïn bir uçagï ve iki pilotu vardï.
Thirty years old.
Otuz yaşındasınız.
Guidance she needs, and guidance she'll get... or I ain't been the sinkiller... from here to El Paso for thirty years.
Yol gösterilmesi gerekiyorsa gösterilecek. Yoksa neden bana günah çıkartan desinler. Buradan El Paso'ya kadar otuz yıldır bu işi yapıyorum.
I ain't been working thirty years on this place... to turn it into no Indian reservation.
Otuz yılımı bu yer bir kızılderili çöplüğüne çevrilsin diye harcamadım ben evlat.
Thirty years.
Otuz yıl.
In thirty years on stage, it had to be the decisive solution of my life
Sahnede geçirdiğim 30 seneden sonra, hayatımın belirleyici çözümü olmalıydı.
Thirty years in that awful place.
O iğrenç yerde otuz yıl.
No matter how hard I try, I can't remember a thing I've done in that office over the last thirty years.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayaım o ofiste son otuz yıl içerisinde yaptığım tek bir şeyi bile hatırlayamıyorum.
I am, thirty years later.
Karşınızda ben, 30 sene sonra
Thirty years I've lived here.
Ben burada 30 yıl yaşadım,.
Thirty years.
Oyuz yıl.
You'll get thirty years.
30 yıl yersin.
But in thirty years, methods have changed
Son 30 yılda, yöntemleri değişti.
It's been a good thirty years since we last saw each other.
Onu görmeyeli tam 30 yıl oldu.
Thirty years ago, the voice of God told me...
Oyunculuk sözleşmesi oyuncu olduğunu söyler.
I live for thirty years by the Mescalero Apache's.
Otuz yıldır Mescalero Apaçileri ile birlikte yaşıyorum.
Thirty years.
Otuz sene.
Thirty years.
30 yıl.
Thirty years and 10 days.
30 yıl ve 10 gün.
- First time in thirty years.
- 30 yılda ilk defa.
It's the method the Chinese invented about thirty years ago in Pekingville
Yaklaşık 30 yıl önce Pekin-kent'teki Çinlilerin icat ettiği bir yöntem.
Then we're back at the Thirty Years'War.
Sonrasında da Otuz Yıl Savaşı'na geri döndük.
- Some thirty years ago.
- 30 yıl olmuştur.
Thirty years have gone by, and veterans give me a pain in the ass!
30 yıl geçti fakat gaziler başa bela oluyorlar!
My father, an engine driver, has been retired since the age of forty eight and people are mad with envy since dad is healthy and will draw his pension for twenty, maybe thirty years... without doing a thing.
Babam, makinistti. Kırk sekiz yaşında emekli oldu ve insanlar, babamın sağlıklı iken yirmi, belki de otuz yıl boyunca bir şey yapmadan emekli maaşı alacak olmasını çok kıskandı.
No face can go over thirty years without smiling once.
Hiçbir yüz, bir kez bile gülümsemeden 30 yıl geçiremez.
That was thirty years ago.
Otuz yıl önceydi bu.
I'm told that for these thirty years he has not uttered one sound.
Bana söylenen, bu otuz yıl boyunca ağzından çıt çıkmadığı.
And yet, it's been thirty years.
Otuz yılı aşmasına rağmen.
'Ladies and gentlemen, I have been a teacher for thirty years.
Baylar ve bayanlar, 30 yıldır öğretmenim.
Thirty years'hard labor.
Otuz yiİ ağır hapis.
Thirty years'imprisonment.
Otuz yiİ hapis.
Who do you think's looking for you after thirty years?
Geçen otuz yıldan sonra, hala seni aradıklarını mı düşünüyorsun?
Thirty-seven hundred years ago!
3700 yıl önce!
Thirty-two years in a bottle.
Otuz iki yıldır bu şişede.
- Thirty-two years.
- Otuz iki yıldır.
Thirty-two years in the Army and not even a corporal?
Otuz iki yıldır ordudasın ama bir onbaşı bile olamadın ha?
And for thirty-five years I used them honestly.
Ve aklımı tam otuzbeş yıl dürüstçe kullandım.
Thirty days in jail for an Indian... ... is like 30 years for somebody else.
Kızılderililerin hapisteki 30 günü diğerlerinin 30 yılına eşittir.
London society is full of women... of the very highest birth who have... of their own free choice, remained thirty-five for years.
Londra sosyetesinde, kendi seçimleri ile o yaşa kadar özgür kalmayı isteyen bir sürü kadın var.
Thirty-four years ago. Prism... you left Lord Bracknell's house... Number 104.
34 yıl önce bir gün, Lord Bracknell'in Yukarı Grosvenor Caddesi 104 numaralı evinden - içinde erkek bir bebek bulunan bir bebek arabası ile ayrıldın.
Thirty pounds odd in notes and silver I've earned these past 15 years, that's all.
Geçtiğimiz 15 yıl içinde kendi başıma para ve gümüş olarak 30 paund para kazandım. Hepsi bu kadar.
Then Sebastião turned to a topic that he spent another six years and countless trips to almost thirty countries.
Sonra Sebastiao 6 yılını ve 30 ülkeye sayısız gezisini anlatan diğer başlığa geçti.
Thirty-nine years I've waited for today.
39 yıldır bu anı bekliyordum.
Thirty-five years ago in Brooklyn.
Otuz beş yıl önce Brooklyn'de.
Thirty-five years ago fate squeezed the trigger.
Otuz beş yıl önce kader tetiğini çekti.
Thirty. 3 years older than me.
Benden üç yaş küçük.
Thirty-five years old, been married eleven years.
Otuz beş yaşımdayım ve on bir senedir evliyim.
Thirty-five years?
35 yıl mı?
thirty years ago 34
years 15110
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years ago today 35
years together 37
years 15110
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years ago today 35
years together 37
years before 33
years to life 41
years of age 170
years apart 22
years older 43
years old now 31
years on the job 27
years now 204
years earlier 42
years of marriage 86
years to life 41
years of age 170
years apart 22
years older 43
years old now 31
years on the job 27
years now 204
years earlier 42
years of marriage 86