Thrill me tradutor Turco
191 parallel translation
Thrill me, thrill me
Heyecanlandır beni
Thrill me with your charms
Cazibenle beni heyecanlandır
Go ahead and thrill me.
Devam et ve beni heyecanlandır.
"... sing a song, don't be long, thrill me to the marrow. "
"... sing a song, don't be long, thrill me to the marrow. "
" Mere alcohol doesn't thrill me at all.
" Alkol kanımı kaynatmıyor hiç
♪ Mere alcohol doesn't thrill me at all ♪
Sadece alkol beni heyecanlandırmıyor artık
♪ Thrill me with flaming desire
# Coştur beni tutku aleviyle
Thrill me, chill me, fulfill me
Heyecanlandır, ürpert, tatmin et beni
- Thrill me, will you?
- Heyecan kat bari.
I've never known a man who can thrill me the way he does.
Beni, böyle heyecanlandıran bir erkekle hiç karşılaşmamıştım.
Thrill me.
Ödümü aldın.
Bullwinkle Moose. Thrill me.
Kanada geyiği, daha uygun.
Thrill me.
Sürpriz oldu.
Thrill me.
Şaşırt beni.
Detective, thrill me.
Detektif, şaşırt beni.
- Mere alcohol doesn't thrill me at all
- "Yalnızca alkol bana keyif vermiyor".
Thrill me as only you can.
Kendine özgü yöntemin ile beni tahrik et!
" Can thrillme like you do
" Can thrill me like you do
When I came here, the idea of working with dead people didn't thrill me.
Buraya ilk geldiğim zaman ölülerle çalışma fikri beni hiç çekmemişti.
Thrill me with your acumen.
Zekanla beni titret hadi.
- Yes? Nothing would thrill me more greatly than to shoot you.
Hiçbirşey beni seni vurmak kadar sevindiremez.
# I don't know why # you thrill me like you do
# Hiç bilmiyorum # Heyecanlandırıyorsun beni deli gibi
You think it gives me a thrill?
Bunun beni korkuttuğunu mu düşünüyorsun?
Don't you think I've had enough excitement for one evening, without the additional thrill of a strange man making love to me?
Bir akşam için bu kadar heyecan yetmez mi, Bir de garip bir adamın aşkını ilan etmesini çekmeliyim?
# Thrill me with your glow #
- Bu harikaydı! - Zar tutuyor. Acemi şansı.
Let me feel the thrill
Bırak heyecanı hissedeyim
Let me feel the thrill Of quiet we know nothing of Oh, give me time for tenderness
Bırak heyecanı hissedeyim hiçbir şey bilmediğim sukunet bana şefkat için zaman ver
For nobody else Gave me a thrill
Başka hiç kimse beni böyle heyecanlandıramaz.
So you can see, meeting you is a real thrill for me.
Görüyorsunuz ya sizinle tanışmak benim için büyük bir zevk.
Tell me. What do you get a thrill out of most?
- Seni en çok ne heyecanlandırır?
# And James Durante's looks # Give me a thrill
Ve James Durante gibileri
I know it is madness to keep this journal, but it gives me a strange thrill to do so and only a loving wife could decipher my microscopic script.
Bu günlüğü tutmak belki delilik ama bana inanılmaz bir heyecan veriyor... ve bu mikroskobik yazıyı ancak seven bir eş çözebilir.
It doesn't matter if I win or lose, it's just that, well, it gives me a thrill, an excitement that nothing else does.
Kazanmam veya keybetmem sorun değil bana verdiği heyecanı, coşkuyu başka hiçbir şey veremiyor.
That really gave me thrill
Gerçekten çok heyecanlandım.
# Will make me thrill always
# Beni daima heyecanlandırır
# I thrill to all the tunes that make me want to dance Cheer up.
O melodileri duydukça Dans etmek geliyor içimden
* UNTIL ALL THE FISH CAN'T SWIM * * THE FIRST TIME I SAW YOU * * WAS SUCH A THRILL TO ME *
Seni ilk gördüğümde benim için harika bir coşkuydu.
The greatest thrill for me in reliving this adventure has been not just that we've completed the preliminary reconnaissance with spacecraft of the entire solar system. And not just that we've discovered astonishing structures in the realm of the galaxies but especially that some of Cosmos'boldest dreams about this world are coming closer to reality.
Bu macerayı yeniden yaşarken hissettiğim en büyük heyecan... sadece tüm güneş sisteminin turunu, basit bir uzay keşif aracı ile tamamlamış olmamız değil hatta galaksilerin krallığında keşfettiğimiz hayret verici yapılar da değil... ama özellikle...
For me it's the best thrill with U-boats and sailing ships.
Bence U-botlarla gemiler arasında en heyecanlı karşılaşma.
♪ "It gives me a thrill"
# It gives me a thrill
- - Gave me a thrill.
- Çok heyecan verici.
Except those jokers are starting to take some of the thrill out of Christmas for me.
Bu şakacıların Noel heyecanımı alması dışında gayet iyiyim.
Maybe that makes me an adrenaline junkie or a thrill-seeker.
Belki de, Bu Beni Adrenalin ve Heyecan Bağımlısı Biri Yapar..
give me a thrill?
Tüm ışıklar loşken?
They took me to my first radio show... and if that wasn't thrill enough...
Beni izlediğim ilk canlı radyo programına götürdüler. Bu sizi yeteri kadar etkilemediyse
It gave me a thrill.
Bu çok hoşuma giderdi.
♪ When I Hear A dulcet tone like that ♪ It Gives Me A big thrill
# Böyle tatlı bir tonu duyduğumda # # bana büyük bir heyecan verir #
It's a thrill for me, too.
Bu beni de heyecanlandırıyor.
I must admit, the idea of doin'it in my sister's bed gives me a perverse thrill.
İtiraf edeyim, kardeşimin yatağında yapmak beni sapıkça heyecanlandırıyor.
Gave me a thrill
Beni heyecanlandırdın
You know, Georgette, to me there's no greater thrill than preaching.
Georgette, beni vaaz vermekten daha fazla heyecandıran bir şey yok.