Told me tradutor Turco
67,776 parallel translation
But you told me your husband was out of his mind, that his search for Christopher was a delusion.
Ama bana kocanın kafayı bozduğunu söylemiştin. Christopher'ı aramasını paranoyakça buluyordun.
- You told me this part.
- Bu kısmı anlatmıştın.
I found a line item in the budget, something he hadn't told me about.
Bütçede bir madde buldum, bana bahsetmediği bir şey.
Somebody told me that you weren't to be trusted.
Birisi bana güvenilmez olduğunu söyledi.
Howard's told me a lot about you.
Howard bana senden çok bahsetti.
Imagine my surprise... when the people I hired to get you out of prison... told me you were an informant.
Seni hapishaneden çıkarmak için tuttuğum insanların... bana senin bir muhbir olduğunu söylediklerindeki şaşkınlığımı bir düşün...
He told me how comfortable you feel around him, and that you couldn't put your finger on why.
Etrafında ne kadar rahat hissettiğini ve bunu bir türlü sezemediğini söylemişti.
Trev told Valerie, who told Josie, who told Ginger, who told Tina, who told me.
Trev, Valerie'ye ; o Josie'ye ; o Ginger'a ; o Tina'ya ; Tina'da bana söyledi.
When my dad told me how he felt, it seemed like they were both really into each other.
Babam bana nasıl hissettiğini söylediğinde ikisinin de birbirlerine ilgisi varmış gibi görünüyordu.
And they told me you didn't want to come and see me, which I knew was a lie.
Bana da senin gelip beni görmek istemediğini söylediler ki yalan olduğunu biliyordum.
They told me to bring you food. That's food.
Bana yemek getirmemi söylediler, işte yemek.
You... you told me that you would do anything to get away from your hell.
Bana kendi cehenneminden kurtulmak için her şeyi yapacağını söyledin.
Somebody called me, told me not to come in.
Birisi beni arayıp gelmememi söyledi.
You told me it was beautifull up here.
- Bana yukarının çok güzel olduğunu söylemiştin.
Asa Farrell told me he was shot by your Bren'in.
Asa Farrell, Bren'in'inizin vurduğunu söyledi.
You told me you loved me before you tried to stick it in.
Sokmaya çalışmadan önce beni sevdiğini söyledin.
Norma told me that Norman killed his dad.
Norma bana Norman'ın babasını öldürdüğünü söyledi.
Told me if I got any trouble you're the one to call.
Başım derde girerse sizi aramamı söyledi.
She... said that she thought her life was over, that... that she could feel this noose tightening around her neck because of what she'd done. And she... She told me Sam was dead.
Hayatının bittiğini ve yaptığı şeyden ötürü boynunda bir ilmeğin sıkılaştığını hissedebildiğini söyledi ve bana Sam'in öldüğünü söyledi.
Yesterday, you told me your brother belonged in a mental institution.
Dün kardeşinin, akıl hastanesine gitmesi gerektiğini söylemiştin.
I regret I couldn't come. No one told me about it.
Gelemediğim için üzgünüm, kimse söylemedi.
- He told me enough. - No.
Yeterince söyledi.
- He told me enough.
- Yeterince söyledi.
'Cause you told me that first night at Beans, remember?
Sebebini o ilk gece barda bana söyledin, unuttun mu?
For everything, for not seeing exactly what was going on with you, for not believing you when you told me the truth.
Herşey için sana olanları görmediğim için tam olarak neler olup bittiğini. Bana gerçeği söylediğinde sana inanmadığın için.
You were the one who told me to come up here!
Bana buraya gelmemi söyleyen sendin!
Arthur never told me.
Arthur hiç anlatmadı.
They told me to come here.
Buraya gelmemi söylemişlerdi.
Jackson told me.
Jackson söyledi.
It's funny. When Todd came in this morning, he told me that most soldiers in 1812 died from infection.
İlginç ama Todd sabah geldiğinde 1812 savaşındaki askerlerin çoğunun enfeksiyondan öldüğünü söyledi.
He told me about an earlier accident in Laos.
Laos'da bir kaza geçirdiğini anlatmıştı.
Okay, earlier, you told me that your brother, you had to help pull him out of some rough places.
Sabah bana bir kardeşin olduğunu söylemiştin. Kötü yerlerden çekip almak zorunda kaldığın bir kardeş.
She told me all about you, about your brother, Luke, - at college.
Bana senden ve kardeşin Luke'dan bahsetti üniversitedeki.
The sheriff told me what happened to your friend.
Şerif arkadaşına ne olduğunu anlattı.
Solomon told me I had to go back or he'll hurt me.
Solomon, geri dönmezsem beni inciteceğini söyledi.
Brother told me everything.
Abim bana her şeyi anlattı.
Yes, I think Ken told me. Didn't you, Ken?
Evet, sanırım bana Ken söylemişti. değil mi, Ken?
- It is! He told me!
Bana söylemişti!
He told me he worked with them.
Daha önce onlarla çalıştığını söyledi.
You never told me that.
Bunu bana anlatmamıştın.
As I'm sure that your doctors told you- - they didn't tell me nothing.
Eminim doktorlarınız söylemiştir... Bana hiçbir şey söylemediler.
I told you. The same people who made me disappear the first time.
Benim ortadan kaybolmama sebep olanlar.
Whatever he's told you about me, you can't trust.
Sana benle alakalı ne demiş olursa olsun ona güvenemezsin.
But you are going to tell me what you told the Feds about us.
Fakat FBI'ya bizim hakkımızda neler söylediğini anlatacaksın.
I told you your secret was safe with me, about you poisoning'him.
Onu zehirlemenle ilgili sırrının bende güvende olduğunu söyledim.
Telling me the truth? I've never told a lie in all my life.
- Hayatımda hiç yalan söylemedim.
Based on he told me and I believe him.
- Bana dediğine göre ve ona inanıyorum.
Well, you should've told me!
- Söylemeliydin ama!
So, uh, you told them that Jules was all over me, right?
Onlara Jules'un benden gözünü alamadığını söyledin değil mi?
But they'll call my mom, and you promised me if I told you where I was,
O zaman annemi ararlar. Sana yerimi söylersem annemi aramayacağına söz vermiştin.
Manny told you what you did for me back there.
Manny benim için neler yaptığını anlattı.