Try me tradutor Turco
12,427 parallel translation
Anyone want to try me on that?
Denemek isteyen?
Yes, child's play. Try me.
- Evet, çocuk oyuncağı.
Not much, man, but don't try me, I'm on fucking edge!
Bir şey sanmıyorum ama beni deneme, oldukça gerginim!
- Try me, Beyoncé.
- Ver de görelim Beyoncé.
Try me.
Dinle...
Oh, yeah, yeah. Try me later, that's fine.
- Evet, beni sonra ara, iyi olur.
Actually, don't try me later.
Biliyor musun, aslında beni sonra arama.
Try me.
Göster bakalım.
Try me.
Anlat!
Okay, let me... let me try.
Tamam, önce ben deneyeceğim.
You want me to try someone else?
Başka birini aramamı ister misin?
It was in front of me, and I thought maybe I'd try it.
Önümde duruyordu, ben de deneyebilirim diye düşündüm.
You just want to try out your moves on me.
Sadece hareketlerini üzerimde denemek istiyorsun o kadar.
Oh, excuse me, try to always cup it from the bottom.
Afedersin. Her zaman alt kısmından tut.
Then how about you just try telling me the truth?
Sadece doğruyu söylemeye ne dersin?
Do me a favor, please, just try and act professional.
Bir iyilik yap ve profesyonelce davranmaya çalış lütfen.
Don't try to blame this on me.
Beni suçlamaya kalkma.
Will you try to blow out a fart for me?
Benim için osurmayı deneyebilir misin?
So... Jane, why don't you take me back to the incident that started everything, but try to tell it to me from Rafael's point of view.
Jane neden beni her şeyin başladığı, o noktaya geri götürmüyorsun?
[Steven on phone] I try to rack my brain and think and think, "Who's doing this to me?"
Sürekli kafa patlatıyorum, "Bunu bana yapan kim?" diye.
- All right. Let me try it this way.
Şöyle anlatmaya çalışayım.
Let me start... Let me try something easier.
Daha kolay bir şey sorayım.
Here let me try.
İzin ver deneyeyim.
Ma'am. Let me try to talk to him.
Efendim, bırakın bir de ben konuşayım.
Why did she try to kill me?
Neden beni öldürmeye çalıştı ki?
Just try to relax for me.
Benim için sadece rahatlamaya çalış.
I gotta go, but I'll try you back if you want me to.
- Yemek zili. Gitmeliyim. - İstersen sana dönmeye çalışırım.
Here, let me try!
Bir de ben deneyeyim.
So, don't try to hustle me today, Chuck, huh?
Bugün benimle uğraşma olur mu?
Hey, I ain't gotta try to feel that, Sly. It's, you know, it's me.
- Çalışmama gerek yok Sly, bu zaten benim hayatım.
You want to swim upstream with me and go try some salmon?
Benimle yukarıya doğru yüzüp biraz somon deneyelim mi istiyorsun?
I think he had Luis Pinto try to kill me.
Bence Luis Pinto'ya beni öldürtmeye çalıştı.
Okay, let me try one more time.
Tamam, bir daha deneyeyim mi?
Now you're gonna try to make me the bad guy?
Şimdi de beni kötü adam yapmaya mı çalışıyorsun?
Good thing the new preacher showed me I had to go try somewhere else.
İyi ki, yeni vaiz bana başka bir yerde denemem gerektiğini gösterdi.
Try insulting me on a personal level.
Bana hakaret deneyin kişisel bir düzeyde.
Why is it every time I catch you in a lie you try to convince me that you lied for my benefit?
Niye her yalanını yakaladığımda bunu iyiliğim için yaptığına beni ikna etmeye çalışıyorsun?
You think it's hard living with me, try being at this end, darling.
Benimle yaşamak zor sanıyorsan bir de ben olmayı dene canım.
Cause you would've try and talk me out of it and know what I'm doing is right.
Çünkü beni vazgeçirmeye çalışırdınız, doğru olanı yaptığımı biliyorum ben.
Try to steal from me, I'll take what's mine, but I find myself being, weirdly drawn to them. Wondering who this folish man can possibly be?
Nadiren, senin gibi insanlar benden çalmaya çalışırlar, benim olanı alacağım, ama kendimi, tuhaf bir şekilde gergin hissediyorum.
It took me months to try to get him to sign the papers...
O kâğıtları imzalaması için onu ikna etmem, aylarımı aldı.
Let me try one more time. Skadoosh!
Bir kez daha deneyeceğim.
One time, and you try to get me bumped down to Dhameer's team?
... beni Dhameer'in ekibine yollamaya çalıştın.
- Don't try to give me the brush off.
Diyeceklerim daha bitmedi.
Don't tell me you stole Beth's car again. I don't think I'd try that one again.
- Bana ailenin zihinsel olarak yetersiz olduğunu söyledin.
I tried to warn you he'd do something. Steve said he was gonna try to kill me?
Ben de sana bir mesaj gönderip seni ona karşı uyarmaya çalıştım.
He's gonna try and take you away from me.
O seni benden uzaklaştırmaya çalışacak.
Let me try to explain, when is now, yes?
Durun "şimdi" nin ne olduğunu açıklayayım size.
Try to lock me up again.
Beni yeniden hastaneye kapatmaya kalkar.
You could try... Or you could let me go.
Deneyebilirsin veya gitmeme izin verebilirsin.
And upstairs in that bedroom, with the darkness falling in on me, I gave everything I had to try and erase the doubt that you wasn't the finest man in the world.
Ve yukarıdaki o yatak odasında, karanlık üzerime çökerken, senin dünyanın en iyi adamı olmadığınla ilgili şüphelerimi beynimden silip atmak için her şeyimi verdim.